Bürokrat mağdur, asker sanık

İzmir’deki sözde askeri casusluk davasında TSK’ye yönelik kumpasın açıkça belgelendiği vurgulandı.

Yayınlanma: 09.04.2014 - 22:22
Abone Ol google-news

Kamuoyuna “askeri casusluk” diye yansıtılan İzmir’deki “gizli bilgi ve belge bulundurma” davasının, özel yetkili mahkemeler kapanmadan hemen önce sunulan ek iddianamesinde, özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri personeli “sanık” sandalyesine oturtulurken aynı suçlamayla karşı karşıya kalan üst düzey bürokratlar “mağdur” sıfatıyla yer aldı. Sanık avukatları, bu ayrımın TSK’ye yönelik planları deşifre ettiğini ve “kumpası” belgelediğini vurgularken aynı zamanda da bürokratlara aba altından sopa gösterildiğini kaydetti.

Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davanın, ÖYM’nin son günlerinde savcı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan ek iddianamesinde 108 bürokrat da yer alıyor. İddiananamede, “Örgütün askerlerle ilişkisi olduğu gibi bürokratlara da özel bir ilgisinin olduğu, çok sayıda subay, astsubay ve bürokratın örgütün hedefine alındığı, örgüt faaliyetlerinde aktif olarak kullanılan ve örgütün işleyişinde çok önemli rolleri bulunan eskort bayanların çok sayıda subay, astsubay ve bürokratın kişisel verilerini elde ederek örgütün arşivi olan Pandora veri tabanına kaydını sağladığı” ileri sürülüyor. “Bazı subay, astsubay ve bürokratın örgütün işleyişine dahil edilerek bilgi/belge temininde kullanıldığı tespit edilmiştir” deniyor.

Ek iddianamede 108 bürokratın isimleri, örgüte verdiği iddia edilen bilgi ve belgeler sıralanıyor. Ancak bu kişiler dosyaya “mağdur” olarak işleniyor. Aynı suçlamalar yöneltilen TSK personeli ise “şüpheli” sıfatıyla yargılanıyor.

Sanık avukatlarından Murat Ergün, “İzmir davası, çok sayıda bürokratı da içine almasıyla öncekilerinden birtakım farklılar gösteriyor. Devlet içindeki güçler arasındaki hesaplaşma, İzmir dosyasıyla net bir saflaşmaya dönmüştür. Bu davayla, hükümetin kendisine göre güvenilir bürokratları da hedef tahtasına oturtulmuştur. Ancak devlet aygıtı, kendi içinde çelişkili tepki vererek bir kısım personelini kumpastan koruyabilirken maalesef TSK personeli kumpastan koruma kalkanının dışında tutulmuştur. Bunun sonucu olarak uzun tutukluluklar, meslekten atılmalar ve mağdur edilen aileler tablosuyla karşı karşıya kaldık” dedi.

 

Kumpasın acı örneği

Ergün, “İddia edilen kumpas olgusu var kabul edilecekse, bu dava kumpasın en açık ve acı örneğidir. Henüz yargılamanın başında olunmasına rağmen şimdiden yüzden fazla TSK personelinin orduyla ilişiği kesilmiştir. Özellikle tutuklanan sanıkların profili incelendiğinde, başta Deniz Kuvvetleri olmak üzere TSK’nin en etkin personellerinin görevlerinden uzaklaşması sonucunu doğurduğu görülmektedir. Son iddianamede bürokratların mağdur gösterilmesine rağmen aynı ve benzer durumda bulunan TSK personelini şüpheli göstermek, esasen suçlamaların ne denli çarpık ve kasıtlı olduğunu ortaya koymaktadır” diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler