Carrasco: İntihar da etse öldürülse de o artık bir sembol

Bir parkta ağaca asılı cansız bedeni bulunan Daniela Carrasco adlı genç sanatçı, Şili’de son dönemde yaygınlaşan hükümet karşıtı ptotestoların sembolü haline geldi. El Mimo olarak da bilinen sokak sanatçısı 36 yaşındaki genç kadının ölümüne ilişkin birbirinden farklı iddialar bulunuyor. Polis tarafından işkence edilerek, tecavüze uğrayarak öldürüldüğünü ileri sürenler olduğu gibi intihar ettiğini iddia edenler de var...

Yayınlanma: 26.11.2019 - 00:01
Carrasco: İntihar da etse öldürülse de o artık bir sembol
Abone Ol google-news

Bir parkta ağaca asılı cansız bedeni bulunan Daniela Carrasco adlı genç sanatçı, Şili’de son dönemde yaygınlaşan hükümet karşıtı ptotestoların sembolü haline geldi. El Mimo olarak da bilinen sokak sanatçısı 36 yaşındaki genç kadının ölümüne ilişkin birbirinden farklı iddialar bulunuyor. Polis tarafından  işkence edilerek, tecavüze uğrayarak öldürüldüğünü ileri sürenler olduğu gibi intihar ettiğini iddia edenler de var. 

Hangi biçimde olursa olsun Şili’de de kadına karşı şiddetin kurbanlarından biri olduğu kesin Carrasco’nun. Eğer intihar ise bunun da psikolojik erkek şiddetine bağlı olabileceğini belirtiyor kadını tanıyanlar. Şili kadın hakları örgütleri Carrasco’nun polis tarafından öldürüldüğü doğruysa, bunun tüm Şilili kadınlara yönelik yıldırma ya da gözdağı eylemi olduğunu savunuyor. 

GÖZALTINA ALINMIŞTI...

Daniela Carrasco, 19 Ekim’de polis tarafından gözaltına alındıktan bir gün sonra bir ağaca asılı bulundu. Olaydan bir ay sonra ölümün intihar olduğu açıklandı. Ama kadın örgütleri Carrasco’nun ölümünün intihar olmadığından emin. Çünkü tecavüze uğradığı, bedeninde yaralar bulunduğu biliniyor genç sanatçının. Üstelik ölümüyle ilgili hazırlanan rapor ailesine ölümünden tam bir ay sonra verildi, raporda ne bedenindeki yaralardan ne de uğradığı şiddetten söz ediliyor. Ancak Şili basınında olaydan hiç söz edilmemesi, ailenin de herhangi bir şikâyette bulunmaması intihar iddialarını güçlendiriyor. 

Carrasco’nun intihar ettiği kesinleşirse bu Şili polisinin aklandığı anlamına gelmeyecek elbette. Çünkü Şili Komünist Partisi’nin parlamentoya soktuğu milletvekillerinden Carmen Hertz’e göre, polis masum değil. Ayrıca, yine Hertz’e göre Şili’nin sağcı hükümeti protesto gösterileri sırasında ölenlerin araştırılmasında hiç de şeffaf davranmıyor. Bu, polis lehine delillerin karartılabileceği anlamına geliyor.

Şili’de 18 Ekim’den beri ülkenin çeşitli kentlerinde toplam 20 kişi öldürüldü. Hükümet tümünün de Silahlı Kuvvetler mensupları tarafından  gerçekleşen ölümler olduğunu kabul etti. 

Santiago’da bir markette 11 kişi ateşe verildi. Güney kentlerinden San Pedro de La Paz’da, aralarında dört yaşında bir çocuk ile bir Perulunun da bulunduğu iki kişi öldürüldü. Olağanüstü durum sırasında askerlerin beş kişiyi daha öldürdüğü açıklandı. Üç asker sorumlu olarak yargılandı, biri tutuklandı. Şili’nin sağcı Devlet Başkanı Pinera, “Güvenlik güçlerinin aşırı güç kullandığı ve vatandaşın protesto hakkına saygı gösterilmediğini” kabul etmek zorunda kaldı.  

Henüz açıklığa kavuşturulmamış dört ölüm daha var ki bunlardan biri de Carrasco vakası. Carrasco’nun ölümünden tam bir ay sonra resmi soruşturmanın başlatılması, ailenin ise bu konudaki çekingenliği genç kadının intihar mı ettiği, polis şiddeti kurbanı mı olduğu konusundaki tartışmaların bitmeyeceği anlamına geliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler