Devletin ebedi ötekisi

Tarlabaşı,İstanbul’un kalbinde kentsel dönüşümün bir numaralı mağduru. Eskiden gayrimüslimler; şimdi Kürtler, Romanlar ve Suriyeliler... Her daim ‘ötekilerin’ semti...

Yayınlanma: 18.02.2016 - 23:57
Abone Ol google-news

Tarlabaşı, bir nevi geleneksel Orta Oyunu. Her tipe, her millete rastlamak mümkün burada. Bir dönem Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler; bugün ötekileştirilip suçlulaştırılan; Kürtler, Romanlar, Suriyeliler, Afrikalılar, seks işçileri ve kentsel dönüşümden geriye kalanlar... Peki ya oyun nasıl bitecek? Her şeyi bildiğini sanan, düşüncesiz Pişekar rolüne bürünmüş devlet mi; yoksa Pişekar’ın yalanlarını ortaya çıkaran ve onun karşısında öteki konumuna düşen, halkı temsil eden Karagöz mü kazanacak?

‘Gidin diyorlar’

Beyoğlu Belediyesi’nin büyük dönüşüm diye lanse ettiği “Tarlabaşı”ndayız. 10 yıldır dönüşümün kötü bir örneği olarak sancı çeken Tarlabaşı’nın sokaklarına girecek bir aralık bulamıyoruz. Devam eden inşaat alanı Tarlabaşı Bulvarı’nın ortasını kaplamış. Yokuş aşağı inerken ellerinde poşetlerle bize doğru yaklaşan bir amca inşaat alanını gösterip “1974’ten beri buradayım. 10 yıldır kentsel dönüşüm diyorlar. Devlet bizi suçlu görüyor. İnsanları dağıttılar, gidin diyorlar da nereye gidelim, gidecek yerimiz mi var?” diye isyan ediyor.

Suriyeliler de öteki

Duvarlarda iş ilanları. Overlokçu, ütücü, bulaşıkçı... Erhan’dan öğrendiğimize göre burada yaşayan insanlar çevredeki inşaat projelerinde günlüğü 20 liraya sigortasız ve güvencesiz çalışıyormuş. Bakkaldan çok emlakçının olduğu mahallede ev ilanları Türkçe ve Arapça. 2 sene önce 350 lira olan bir ev bugün 1200 liraya kiralık. Sebep olarak Suriyeyileri gösteriyorlar. Bu da Suriyelileri ötekilerin mahallesindeki öteki konumuna düşürmeye yetiyor. İnşaatlardan birinde kum taşıyan bir Suriyeli “Çok iş var mı” sorumuza gülerek “inşaattan bol ne var” diyor. Savaştan kaçıp başka bir savaşa düşmüş: “3 oda bir evde 7 aile kalıyoruz. Bir tek ben çalışıyorum. Bebeğim var. Ne çektiğimi bir Allah biliyor.

Uyuşturucuyu polis bitirir

Mahalle turumuzda fahiş ceza kesilmesiyle gündeme gelen kâğıtçılara rastlıyoruz. 25 yıldır Tarlabaşı’nda yaşayan, 10 yıldır kağıt toplayan Ayhan Taş “Bekliyoruz. Yasa çıkacak dediler de nasıl çıkacak. Aç kalırız. Hırsızlık mı yapalım” diye sitem ediyor. Esnaf da polisten ve devletten dert yakınıyor. Kentsel dönüşüm yetmezmiş gibi her olayda polisin gazlı müdahale ettiğini söyleyen esnaf, uyuşturucu satışına da devletin müsaade etttiğini iddia edip kepenk kapatma durumuna geldiğini anlatıyor. Tornacı Aziz Şen (65) “Polis istese bitirir. Suçlulaştırmayı tercih ediyor” ifadesini kullanıyor.

Mutfak dayanışması

Dönerken Göçmen Dayanışma Mutfağı’na rastlıyoruz. Mutfakta gönüllüler kazanlar kaynatıyor ve mahallenin çocuklarına ücretsiz yemekler dağıtıp, değişik atölyeler düzenliyor. Bize vedayı semt sakini Mehtap Abla yapıyor: “Kimse kalmadı burada. Dönüşüm sürecinde herkes yerini satıp gitti. Mahalle, komşu kültürü kalmadı.

Uyuşturucu satıcılığı arttırıldı. Gece ışıklandırma bile çoğu yerde yok. Ben de buradan taşınacağım.” Kentsel dönüşüm sürecinde mahalle sakinleri çok sayıda dava açtı ve bir kısmını kazandı. En son Danıştay’ın kararıyla başa dönülerek davanın yeniden görülmesine karar verildi ve bu süreçte mahalle sakinlerinin çoğu göç edip gitti...

 Okul da yok sağlık ocağı da

Gökdelenli 1 Mayıs

‘İstanbul’un balkonu’nun derdi uyuşturucu çeteleri

‘Gazi’de kurtuluş yok

Cihangir'in ciğeri rant tehdidi altında


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler