Bir protesto da Marmaralılardan

Başbakan Erdoğan, Marmara Üniversitesi'nin açılış töreni için geldiği üniversitede öğrenciler tarafından protesto edildi. Türkiye Gençlik Birliği'ne üye yaklaşık 100 kişilik grup, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı yolsuzlukla suçlayarak üniversiteyi terk etmeye çağırdı. Grup, "Üniversiteler bizimdir, hortumcular dışarı" şeklinde sloganlar attı.

Yayınlanma: 15.09.2008 - 12:19
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Üniversitesi'nden sonra Marmara Üniversitesi'nde de protesto edildi. Türkiye Gençlik Birliği’ne üye yaklaşık 100 kişilik grup, Başbakan Erdoğan’ı yolsuzlukla suçladı. Öğrenciler, Erdoğan'ı üniversiteyi terk etmeye çağırdı. “Üniversiteler bizimdir, hortumcular dışarı” şeklinde sloganlar atan grup marşlar söyleyerek dağıldı.
Çevik Kuvvet polisleri, göstericilerin etrafında güvenlik çemberi oluşturdu. Eylem, yaklaşık 15 dakika sürdü.

 

Konuşmadan başlıklar

Başbakan Erdoğan, Marmara Üniversitesinin 2008-2009 eğitim-öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Türkiye'yi içine kapatmak, sınırların içine hapsolmak, dünyaya, ekonomik, politik gelişmelere, bilimsel gelişmelere bigane kalmak mümkün. Türkiye bunu denedi, yaşadı. Ben ilkokulda okurken Kıbrıs sorunu vardı. 2000 yılına geldik hala Kıbrıs sorunu var. Komşu ülkeleriyle çözülemeyen meselelerimiz hala devam ediyor. Dünya değişti. Demirperdeler ortadan kalktı. Ama demir perdelerin anlayışı bizde hala var. Değişmedi. Artık demir perdede devletçilik diye bir anlayış var mı? Hepsi özelleştiriyor. Niye? Artık ekonomik gelişim bunu gerektiriyor da onun için.'' şeklinde konuştu.


Kıbrıs ve Ermenistan

Konuşmasında, Kıbrıs ve Ermenistan konusundaki son gelişmelere değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ekonominin, siyasetin, demokrasinin, insan haklarının önündeki engeller on yıllar boyunca maalesef kaldırılmadı, kaldırılamadı. İşte bugün Kıbrıs ile ilgili mücadele veriyoruz. Diyorlar ki (Kıbrıs'ı peşkeş çektiniz.) Ne yaptık da peşkeş çektik? Tam aksine şu anda biz, onlar kaçıyor kovalıyoruz. Ama biz gelmeden önce maalesef devamlı onlar kovalardı. Çünkü masadan garantör ülke olarak Türkiye yoktu ve Kuzey Kıbrıs yoktu. Ama şimdi Kuzey Kıbrıs her an masada, garantör ülke olarak Türkiye her an masada. Kaçan onlar. Ki biz her zaman bir adım önde olacağız ama asla hakkımızı da yedirtmeyeceğiz. Formül; (kazan-kazan). Sen de kazan, ben de kazanayım. Yani birinin kaybında diğerinin kazancı olamaz. O anlayışı kabul etmemiz mümkün değil.

Cumhurbaşkanımız Ermenistan'a gitti, Ermenistan-Türkiye milli maçı vesilesiyle. Görüyorsunuz Türkiye'nin siyaseti işte... Anamuhalefet kalktı diyor ki (soykırım anıtına Cumhurbaşkanı gitsin, çelenk koysun.) Öyle bir yaklaşım olur mu Allah aşkına? Yani bir ülkenin anamuhalefeti, milli bir meselede kendi Cumhurbaşkanı için nasıl böyle bir yaklaşım ortaya koyar? Benim Cumhurbaşkanım en az senin kadar nereye çelengin konulabileceğini çok ama çok iyi bilir. Kusura bakmayın böyle bir ahlaki noktada yanlış bir yaklaşım olamaz. Siyasi etik noktasından böyle bir yaklaşım olamaz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler