Bütçe görüşmeleri sona erdi

TBMM Genel Kurulu'nda, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Devlet Personel Başkanlığı 2010 yılı bütçeleri kabul edildi.

Yayınlanma: 17.12.2009 - 09:26
Abone Ol google-news

Genel Kurul, Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında saat 11.00'de toplandı. Kurumların 2010 yılı bütçesi üzerinde ilk sözü MHP grubu adına Adana Milletvekili Muharrem Varlı aldı.

Öğleden sonra gerçekleştirilecek turda ise Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Yargıtay ile Danıştay'ın bütçeleri görüşülecek.


"Siyaset, spora da bulaştı"

MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı, AKP hükümetleri döneminde, siyasetin spora da bulaştığını iddia etti.

MHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, YURT-KUR, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Devlet Personel Başkanlığı bütçeleri üzerinde söz aldı.

Varlı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün, hedefsiz ve başarısız bir kurum haline geldiğini öne sürdü.

Yurt dışındaki yarışmalara sporcudan daha fazla yöneticinin gittiğini ifade eden Varlı, ''Örneğin 9 sporcu ile 20 yönetici gitmektedir. Genel Müdürlük de bu konuda yeterli denetim yapmamaktadır'' dedi.

AKP hükümetleri döneminde, siyasetin spora da bulaştığı iddiasını dile getiren Varlı, Antalya'da şehir merkezinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bir arazinin geçmiş dönemde büyükşehir belediyesine devredildiğini ancak, konunun yargıdan döndüğünü söyledi. Varlı, işsizlik oranının yüzde 14 olduğu Türkiye'de, gençlerin kahvehanelerde, uyuşturucu batağındayken, Genel Müdürlüğün görevinin, siyaset yapmak mı yoksa gençleri bu durumdan kurtarmak mı olduğunu sordu. Varlı, YURT-KUR'un, yatak kapasitesinin ve burs ücretlerinin artırmasını istedi.

MHP Denizli Milletvekili Haluk Ayhan, dış ticaretin yapısal bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Ayhan, ekonomik krizden etkilenen sektörlerin yeniden canlandırılması için yapılan çalışmaların önemine işaret ederek, ancak buna yönelik çalışma ve politika önerisi duymadıklarını söyledi.


"Sosyal devlet anlayışı aldatmaca"

Gümrük Müsteşarlığı bütçesi üzerinde MHP Grubunun görüşlerini dile getiren Kocaeli Milletvekili Cumali Durmuş, Müsteşarlığın, bütçeden aldığı çok az kaynakla görevini yerine getirdiğini belirtti.

Durmuş, kaçakçılıkla mücadelenin sadece gümrüklerde değil, tüm ülke çapında yapılması gerektiğini dile getirerek, bunun için ekonominin kayıt altına alınmasının önemine değindi.

Cumali Durmuş, Maliye Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Gelirler İdaresi Başkanlığı, DPT'nin, tek çatı altında birleştirilmesinin, hantallığı kaldıracağını savundu.

MHP Manisa Milletvekili Mustafa Enöz de en düşük gelir grubu ile en yüksek gelir grubu arasındaki farkın 7 kat olduğunu, bunun 8 kata çıkması halinde sosyal patlamaların meydana geldiğini belirtti.

AKP'nin, kamu personel rejimini çıkaracağını söylediğini ancak bu konuda gerekenin yapılmadığını kaydeden Enöz, kamu personel yasasının bir an önce çıkarılmasını istedi. Enöz, iktidarın, memur kıyımına gittiğini, kendi gibi düşünmeyeni sürgün ettiğini, çalışma politikasıyla, çalışanı iş güvencesinden yoksun bıraktığını, çalıştığı şirketin kölesi haline getirdiğini öne sürdü.

Enöz, AKP'nin, yandaşlarını desteklemek, oy avcılığı için sosyal yardımları kullandığını, seçim dönemindeki yardımlarla oylara ambargo koyduğunu savundu. Enöz, AKP'nin sosyal devlet anlayışının tamamen ''aldatmaca'' olduğunu iddia etti.

 

"İki ayrı genel müdürlük olsun"

Bütçeler üzerinde AKP Grubu adına konuşan Kocaeli Milletvekili Fikri Işık ise AKP iktidarında, eğitim bütçesinin, savunma bütçesinden fazla olduğunu, her ilde üniversite kurulduğunu, ülkenin her tarafına yurtlar açıldığını anlattı.

Gençlerin önce meslek, sonra iş sahibi yapıldığını, genç girişimlere çok önemli destekler verildiğini dile getiren Işık, yeni bir spor politikası oluşturduklarını, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, il özel idareleri ve sponsorların işbirliğiyle tesisleşmede tarihi başarılar elde edildiğini söyledi.

Işık, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün, ağırlıklı olarak spora yönelmesinin, gençlik hizmetlerinin, arzu ettikleri etkinlik ve verimlilikte yürütülmediğini belirtti. Işık, gençliğin ve sporun iki ayrı genel müdürlük olarak yeniden örgütlenmesini, yararlı ve gerekli bulduklarını dile getirdi.


Elitaş'ın konuşması

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, herkesin Cumhurbaşkanına da Meclis Başkanı'na da Başbakan'a da saygı göstermesi gerektiğini söyledi.

TBMM Genel Kurulunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, YURT-KUR, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi (İGEME), Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Devlet Personel Başkanlığı bütçeleri üzerinde AKP ve CHP grubu adına konuşmalar yapıldı.

AKP Ağrı Milletvekili Mehmet Hanifi Alır, devletin en büyük görevinin, eğitim konusundaki açığı kapatmak olduğunu ifade etti. Alır, 2002 yılından bu yana YURT-KUR'un yaptığı çalışmaları anlattı. Yeni yılda barıştan, kardeşlikten yana herkesin yüreğini ortaya koyması gerektiğini belirten Alır, ''Barış için ne gerekiyorsa onu yapalım'' dedi.

AKP Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, dış ticaret hacminin 2002'den bu yana dört kat arttığını, Türkiye'nin dünyada ihracat yapmadığı ülke kalmadığını dile getirdi.

Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Koca, büyük ve güçlü Türkiye'nin ancak sosyal devlet anlayışının tam olarak yerleşmesiyle mümkün olduğunu dile getirdi.

AKP Nevşehir Milletvekili Mahmut Dede, İGEME, İstanbul Milletvekili Canan Kalsın da Gümrük Müsteşarlığının çalışmaları konusunda bilgi verdi.

 

"İçime sindiremedim"

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'i şamar oğlanı gibi azarlamasını bir milletvekili olarak içine sindiremediğini'' söyledi.

Sporda ödül yasasının değiştirilmesi gerektiğini savunan Sevigen, İstanbul'da yapılan yüzme şampiyonası için 5 milyar TL harcanıp havuz yapıldığını ancak buna rağmen mevcut olan havuzların korunamadığını ileri sürdü.

Türkiye'nin olimpiyatlara götürdüğü 66 sporcudan sadece 20'sinin Türk olduğunu belirten Sevigen, ''Devşirme sporcularla bu iş gitmez. Beşinci ya da yüzüncü olsunlar ama biz kendi sporcularımızı destekleyelim'' dedi.

Sevigen, ''Kimsesizlerin kimsesi Tayyip Erdoğan değil, Cumhuriyettir'' diye konuştu.

Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AKP Grup Başkanvekili Mehmet Elitaş, Sevigen'in sözlerini anımsatarak, bütçe görüşmelerinde Başbakanın konuşması sırasında muhalefet grup başkanvekilleri tarafından sataşıldığını belirtti. Elitaş, ''Cumhurbaşkanına da Meclis Başkanına da Başbakana da herkesin saygı göstermesi gerekir'' diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da Elitaş'ın konuşması üzerine söz alarak, ''TBMM Başkanı'nı azarlamayı alışkanlık haline getiren bir başbakan varsa, o başbakan hem hükümeti hem Meclisi yönetmeye kalkarsa, o başbakana görevleri hatırlatılır'' dedi.


Hayati Yazıcı'nın açıklamaları

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen bakanlığına bağlı Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Devlet Personel Başkanlığı bütçeleri üzerine Hükümet adına söz aldı.

Gümrük idarelerinin her ülke için çok önemli olduğunu ifade eden Yazıcı, Türkiye'nin coğrafi yapısı göz önünde bulundurulduğunda bunun daha da önem taşıdığını söyledi.

Yazıcı, gümrük kapılarının modernize edildiğini, modernize edilen Kapıkule Gümrük Kapısının büyüklük açısından dünyada 2, Avrupa'da 1. olduğunu anımsatarak, 18 kara gümrük kapısının yenilenmesinin de yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirildiğini belirtti. Hayati Yazıcı, gümrüklerdeki bütün işlemlerin, Nisan 2010'dan itibaren kağıtsız, internet ortamında gerçekleşir hale geleceğini bildirdi.

Yazıcı, ''Gümrük Kanununda yapılan düzenlemeyle, işlemlerin hızlı kargo ve posta aracılığıyla yapılmasının, gümrük müşavirlerinin aleyhinde olacağı'' söyleminin doğru olmadığını belirterek, kargo şirketleri ve posta idarelerinin, faaliyetlerini yürütürken, gümrük müşaviri istihdam etmek zorunda olduğunu vurguladı. Yazıcı, Anadolu'nun herhangi bir yerinde KOBİ'lerin, bin 500 lirayı aşmayan ürünlerini, hızlı kargo ve posta aracılığıyla, internet ortamından yararlanarak, pazarlama imkanına kavuşacağını anlattı.

 

"Öznesi, yüklemi bellidir"

Sosyal yardımları ''sadaka'' olarak nitelemenin, küçümseme anlamına geldiğini dile getiren Yazıcı, ''Ama sadaka bizim kültürümüzün bir parçası. Sadaka; gezerken, dolaşırken, sizden talepte bulunan veya bulunmayana gönlünüzden koptuğu oranda katkıda bulunmaktadır. Ölçüsü size aittir. Ama sosyal yardımların ölçüsü vardır, plan dahilinde yapılıyor. Öznesi, yüklemi, standartları bellidir. Bu bir projedir. Küçümseyecek anlamda nitelemeyi, dil sürçmesi olarak düşünüyorum'' diye konuştu.

Yazıcı, 7 yılda 13 milyon öğrenciye ücretsiz ders kitabı dağıtmalarının, sosyal proje olduğunu belirterek, 2009'da buna 235 milyon lira kaynak aktarıldığını söyledi.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün, aylık periyodik ödemelerini, objektif kriterlere göre 973 vakfa yaptığını kaydeden Yazıcı, yardımların nasıl olacağını, vakıf mütevelli heyetlerinin takdir ettiğine işaret etti.

 

"Diyalog kanallarımız açık"

Bakan Yazıcı, Devlet Personel Başkanlığı bütçesi üzerinde konuşurken, başkanlığın fonksiyonunu bugüne kadar yeterince, beklenen oranda yapamadığını kaydetti.

Yoğun bir çalışma içinde olduklarını vurgulayan Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye'de kamu personel rejimine şiddetle ihtiyaç var. Ama bunu birlikte yapacağız. Aynı eğitimi almış, aynı derecede, farklı kamu idarelerinde çalışan kamu görevlileri, farklı ücret alıyor. Bunu gidermek için kararname çıkardık. Yeterli değil, çalışmamız sürüyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunda değişiklik yapan tasarıyı yakında Meclise getireceğiz. Bu tasarıyla ilgili memur sendikalarıyla yaptığımız görüşmelerde, taahhüt ettiğimiz pek çok konuyu, tasarıyla gidermeye çalışıyoruz. Hiçbir işe yaramayan, her yıl 2 milyon 500 bine yakın memurla ilgili doldurulan sicile son veriyoruz. Yerine disiplin kurallarını uygulayan yeni bir düzenleme getiriyoruz.
Biz kimseyi aç, açıkta bırakmayız. Tütün işçilerini de terk etmiş değiliz. Onlarla ilişkin de hukuki düzenleme mevcut, diyalog kanallarımız açık.''

 

"Samimiyetinize inanmak mümkün değil"

CHP Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren, Gümrük Müsteşarlığı bütçesi üzerinde partisinin görüşlerini dile getirirken, yüksek faiz, düşük kurun, sanayiciyi zorladığını, KOBİ'lere zarar verdiğini anlattı. Diren, gümrüklerdeki bürokratik zorlukların, ticareti engelleyici konuların, Türkiye için büyük eksiklik olduğunu vurguladı.

Diren, akaryakıt, şeker ve canlı hayvan kaçakçılığının ülke ekonomisine zarar verdiğini belirterek, Ankara Ticaret Odası'nın verilerine göre ülkedeki akaryakıtın 5'te 1'inin kaçak olduğunu iddia etti.

CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı da Hükümetin, sosyal devlet olma özelliğini unutarak, sadaka verir gibi yardımlarda bulunduğunu savundu.

Akıncı, devletin parasını, babasının parası gibi dağıtıp caka satanların, sosyal yardım alanların sayısının arttığını söylemelerinin, utanç tablosu olduğunu öğrenmeleri gerektiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, TEKEL işçilerine, ''Yan gelip yatarak, para kazanma devri sona erdi'' dediğini anımsatan Akıncı, Erdoğan'ın yakın çevresine, nasıl bu kadar çok para kazandığını sormadığını belirtti.

Akıncı, ''Deniz Feneri dosyasında bile 'ucu size dokunur' diye üzerine gitmezken, ne yolsuzluk ne de yoksullukla mücadelenizde samimiyetinize inanmak mümkün değil'' dedi.

 

"Ekonomik kriz, Türkiye'nin krizi değil"

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin, 2023 yılından önce de 500 milyar dolarlık ihracatı yakalayabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Çağlayan, bakanlığına bağlı Dış Ticaret Müsteşarlığı ve İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi (İGEME) bütçeleri üzerinde hükümet adına söz aldı.

Dünyada elde edilen piyasaların kaybedilmemesi konusunda çok önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Çağlayan, ekonomik krizin Türkiye'nin krizi olmadığını ve her ülkenin küresel ekonomiye entegre olduğu oranda krizden etkilendiğini söyledi. Türkiye'nin geçen yıl 132 milyar dolar ihracat yaptığını ifade eden Çağlayan, bunun son derece önemli olduğunu ifade etti.

Çağlayan, bu yıl ihracatı 100 milyar doların altına düşürmemek için gayret sarf ettiklerini belirterek, ilk 11 aylık rakamın 93 milyar dolar seviyesinde olduğunu, geçen yıla göre 30 milyar dolar civarında ihracat kaybının yaşayacağını belirtti. Küresel krizin talep daralması yarattığını ve bundan Türkiye'nin ihracatının da etkilendiğini dile getiren Zafer Çağlayan, göreve geldiğinden bu yana 6,5 ay içerisinde 28 ülkeye gittiklerini, bu temaslardan çok somut sonuçlar aldıklarını söyledi.

Gidilen ülkelerin belirli stratejiler çerçevesinde belirlendiğini, çevre ülkelere, Afrika'ya yapılan ihracattaki artışları anlatan Çağlayan, ''Bu durum, pazar ve ürün çeşitlendirmesinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır'' dedi. Çağlayan, şunları kaydetti:
''Bünyemizde 33 tane ülkeye ilgili ülke masası kurduk. Oturduk, ülkeleri tek tek analiz etmeye başladık, hangi sektörlerde hangi ülkelerle baş edebiliriz, hangi ülkelere gidebiliriz diye. Hedefimiz, 2023 yılında büyük Atatürk'ün dediği gibi Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine yükseltecek ilk on ekonomi içine sokmak, 500 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirmek... Bu çerçevede de 500 milyar dolarlık ihracatı nasıl yapacağımızın çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye, stratejiyle ilgili çalışmalarını gerçekleştirdiği zaman 2023'den evvel de 500 milyar dolarlık ihracatı yakalayabilecek bir kapasiteye sahiptir.''

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, milletvekillerinin dış ticaret açığına yönelik sorular üzerine, Türkiye'nin geçen yıl enerji ithalatına 48 milyar dolar ödediğini belirtti. Çağlayan, piyasaların, ihracatın büyümesi nedeniyle enerji tüketiminin ve girdilerin artığına işaret ederek, ''Bu açığın temel nedeni enerji ve enerji fiyatlarının yükselmesidir. Ne yapalım Allah da Türkiye'ye enerji vermedi''dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin 2002-2009 yılları arasında ihracatta rekor kırdığını, dünyanın en başarılı ihracatçıları arasına girdiğini anımsattı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler