Vampir, aşk ve davet: Gir Kanıma

“Gir Kanıma” (Lat Den Ratte Komma In), insanı damarından yakalayan, gayet dramatik, romantik ve fantastik bir seyirlik.

Yayınlanma: 08.01.2010 - 08:51
Abone Ol google-news

Festival festival gezdikten sonra nihayet vizyon diyebilen 2008 İsveç yapımı bu masalımsı film, haliyle vampirlere dair... Paçalarından sevecenlik akan ve kan emicilerin öyküsüne yeni bir soluk katan Gir Kanıma, mutlaka izlenmeli...

John Ajvide Lindqvist’in çoksatar romanından uyarlanan “Gir Kanıma”yı, Kuzeyli aktör, senarist, yönetmen Thomas Alfredson çekti. Dünyadaki en kapsamlı sinema sitesi imdb.com’un en iyi 250 film listesine kafadan giren yapıt, şu ana dek 56 ödül kazanmasını da bildi. Peki, olmuşlardan nemalanmayı çok seven Hollywood boş durur mu?

“Canavar” (Cloverfield) ile büyük sükse yapan ABD’li yönetmen Matt Reeves, bu yıl “Gir Kanıma”yı yeniden çekecekmiş, umarız eline yüzüne bulaştırmaz.

Hikâyemiz; 1982 yılında başkent Stockholm’de geçer. Küçük Oskar, mahalleye yeni taşınan akranı Eli ile tanışır ve iki afacan hemen kaynaşırlar. Kocaman yürekli küçük kız, korkunç bir sırrın beden bulmuş hali gibidir. Onun hastalıklı beyaz yüzü, ölümsüz bir hüzün taşır. Hep belaya toslayan bizim Oscar, Eli’nin arkadaşlığından hoşnuttur ancak bu karşı tarafı kesmez. Çünkü Eli’nin hisleri, sevdaya aittir. Ve Eli, mahalleye ölüm de getirir. Oscar ise önce ürkecek sonra kükreyecektir.
 

Acı hatıralar ve 'Kırık Kucaklaşmalar'

“Kırık Kucaklaşmalar” (Los Abrazos Rotos), biricik aşkını yitirmesinin ardından eski kimliği ve kişiliğinden vazgeçen ve acı hatıralar denizinde tereddütsüz kaybolan bir adamın hüzünlü türküsüdür. Ve kahramanımız, tek bir şartla geri dönecektir: Kadınının çarçur edilen filmini, yeniden kurgulamak için...

“Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar”, “Çıplak Ten”, “Annem Hakkında Her Şey”, “Kötü Eğitim”, “Konuş Onunla”, “Dönüş”... Akdeniz esintili ve ziyadesiyle lezzetli... Tutkun, saplantılı ve özgün bir sinema dili bu... Yaratıcısı ise Oscarlı İspanyol yönetmen Pedro Almodovar elbette. Pedro Usta’nın son yapıtı Kırık Kucaklaşmalar, film içinde film de diyebileceğimiz, allak bullak bir senaryodan demleniyor. Öyle doldurmuş ki heybesini, ne ararsanız onu bulmanız işten bile değil. Alınyazısı, kıskançlık, nefret, çekişme, itişme, intikam, iktidar... Hayata dair tüm duygular, hâlâ acıtan hatıralarını gizlemeye çalışan acemi tipler ve zekâya dair örgüler. Ve bitmek nedir bilmeyen sorunlu ilişkiler ağı... Yer yer ağlak, çokça savruk ve karmakarışık. Hatta dilerseniz, Yeşilçam’dan tatlar dahi alabilirsiniz. Filmin başrollerini, Almadovar’ın Hollywood’a armağan ettiği fetiş oyuncusu Penelope Cruz ile birlikte Lluis Homar, Blanca Portillo ve Jose Luis Gomez üstleniyorlar. Hemen hepsi işlerini layıkıyla kotarmışlar, dozunda ve tam ayarında... Sadede gelirsek şayet; Kırık Kucaklaşmalar, kesinlikle Almadovar’ın en iyi filmi değil. Ama inadına davetkâr ve seyredilmeye değer, mümkünse kaçırmayın.

Hint asıllı ünlü kadın yönetmen Mira Nair’in binbir emek vermesine karşın kotaramadığı bir film “Amelia”. Üstelik Hillary Swank, Richard Gere ve Ewan McGregor gibi yıldızlarlar da bu acı gerçeği değiştiremiyorlar. Efsanevi kadın pilot Amelia Earhart’ın yaşamöyküsü, bu denli kötü işlenmemeliydi. Şöhretini, gücünü ve ilişkilerini es geçtik, onu var eden uçma tutkusunu dahi yansıtmaktan bihaber. Mira Nair’in, “Selam Bombay”ını (Salaam Bombay!) karşılıksız sevdik, “Muson Düğünü”nde (Monsoon Wedding) ise kararsız kaldık. Ama duygu yoksunu, kısır metinli ve oldukça yapmacık Amelia’yı, sinemaseverlere önermemiz pek mantıklı değil.

“Ninja’nın İntikamı” (Ninja Assassin) ise vahşet, dehşet, şiddet üçgeninde sürüklenen, sadece işkence sahneleri ve kan revan görüntülerine güvenen bir film. Gerisi kof. Sadece türün meraklıları için ilgi çekici olabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler