'Krizin teğet geçeceğini ben söylemiştim'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşların, 2010 ve 2011 yıllarında Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüyecek ülkeler arasında ilk sıralarda yer alacağını teyit ettiklerini bildirdi.

Yayınlanma: 07.02.2010 - 14:57
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çamlıca Özel Hastanesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, çalışmalarına 2 pratisyen hekimle küçük bir poliklinik olarak başlayan Erdem Hastanesi'nin bugün 500 kişiye istihdam sağlayan 100 hekimiyle hizmet veren ikinci hastanesini de açarak sağlık alanlarındaki hizmetlerini pekiştiren bir hastaneler zincirine dönüştüğünü söyledi. Bu işletmenin inancın ve azmin bir zaferi olduğunu, Türkiye'deki birçok güzel örnekte olduğu gibi ''sebat edince kararlılıkla yürüyünce nelerin başarılabileceğine çok iyi bir örnek olduğunu'' dile getiren Erdoğan, Erdem hastanelerinin ileride çok daha büyük işler başarabileceğine yürekten inandığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, bu yatırımın, bütün dünyada şu anda küresel finans ve ekonomik krizin egemen olduğu bir dönemde gerçekleştirilmiş olmasının anlamını artırdığını vurgulayarak, yürütülen tüm olumsuz kampanyalara, tüm umut kırıcı söylemlere rağmen Türkiye'de iş adamlarının krize aldırmadan, krize boyun eğmeden, krizi fırsata çevirmek için var güçleriyle çalıştıklarını ve çalışmaya devam ettiklerini kaydetti. Osmaniye'de dün 5 yeni okulun, bir öğrenci yurdunun, 2 kapalı spor salonunun, organize sanayi bölgesine yapılan 2 büyük tesisin ve yalnız Osmaniye için değil, Türkiye için son derece önemli 2 yolun açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, toplu açılış töreninde Tosyalı Holding tarafından 1 milyar dolar yatırımla gerçekleştirilen Tozçelik Osmaniye Çelik Üretim Tesisleri'nin açılışını yaptığını hatırlattı.

Erdoğan, bu tesisin 2 bini aşkın kişiye istihdam sağladığını ve bunun dünya ölçeğinde büyük yatırım olduğunu belirterek, bu yatırımın kendi alanında ve bu ölçekte özel sektör eliyle sıfırdan yapılan ilk yatırım olduğunu anlattı. Osmaniye'deki o yatırım ile Çamlıca'da bugün yapılan yatırımı gerçekleştiren iş adamlarının, kriz sonrasında çok daha avantajlı konumda olacaklarına inandığını dile getiren Erdoğan, krizin etkilerinin geride kalmaya başladığı şu günlerde iş adamlarının yeni sürece bir adım önde başlayacaklarına işaret etti.

Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Şu anda IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlar 2010 ve 2011 yıllarında Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüyecek ülkeler arasında ilk sıralarda yer alacağını teyit ediyorlar. Bunu ben söylemiyorum, onlar söylüyor. Aynı şekilde uluslararası derecelendirme kuruluşları art arda Türkiye'nin kredi notunu arttırıyor. Türkiye'nin küresel krize sağlam bir duruş sergilediğini, krizin şartlarında en az seviyede etkilendiğini ifade ediyorlar. Bizdeki kötümserlerin, karamsarların, felaket tellallarının göremediklerini ya da ısrarla görmek istemediklerini uluslararası bağımsız kuruluşlar çok net olarak görüyorlar. Hatırlayın, krizin teğet geçeceğini ben söylemiştim. Şimdi Türkiye'deki finans kuruluşları başta olmak üzere 'Evet kriz, Türkiye'yi teğet geçiyor' dediler. Bizim siyasetçilerimizin göremediklerini, iş adamlarımız görüyor. Krize rağmen yatırıma, üretime, ihracata devam ediyorlar.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin tarihiyle, kültürüyle, insanıyla, zenginlikleriyle, çok büyük bir ülke olduğunu söyledi. Yıllar yılı bu ülkenin siyasi krizlere mahkum edildiğini dile getiren Erdoğan, ''Şimdi Anamuhalefet Lideri çıktı, ne diyor; her evdeki imkanı olmayana 300 TL verecekmiş. Bundan önce buna benzerler çok çıktı. 'Ben 5 daha fazlasını vereceğim' diyenler vardı. '2 anahtar dağıtacağım' diyenler vardı. Şimdi de diyor ki, 'Bana bir kez oy verin'. Borç güvenilir insana verilir, güvenilen mutemet insana verilir. Güvenilmeyen insana borç verilir mi? Bitti, bunların mutemet bir yanı yok, güvenilir bir yanı yok. Benim milletim geçmişte, 'Gel, 5 daha fazlasını vereceğim' diyenlerle aldatıldı. Benim milletim '2 anahtar vereceğim' diyenlerle aldatıldı. Bunları iyi tanıyor. Bunlar aynı familyadandır. Eskiden bunlar 'İki ruh ikizidir' diyordum, şimdi 'Tek yumurta ikizi'. Bunlar bu ülkenin öz güvenini zedelediler. Bugün Türkiye, öz güvenini yeniden kazanmış bir şekilde geleceğe emin adımlarla ilerliyor'' dedi.
 

7 yılda yapılanlar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 7 yıl önce dünyada 26. sırada iken geçen sürede rekor düzeyde büyüme kaydederek ülkeyi dünyanın 17. en büyük ekonomisi haline getirdiklerini söyledi. Bundan 7 yıl önce Türkiye'nin ''BM Güvenlik Konseyi üyesi olacak denilseydi, buna kim inanırdı?'' diye soran Başbakan Erdoğan, ama bugün Türkiye'nin Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olduğunu ve görevini de başarıyla sürdürdüğünü belirtti.
Erdoğan, yine 7 yıl önce Türkiye'nin AB ile katılım müzakereleri başlayacağının söylenmesi halinde buna kimsenin inanmayacağını ifade ederek, ama bugün kararlı bir şekilde müzakerelerin yürütüldüğünü kaydetti. Yine 7 yıl önce bir Türk'ün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne başkan olacağı söylenseydi birçok insanın buna gülüp geçeceğini, ancak şimdi AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun AKPM'ye başkanlık yaptığını hatırlattı.

Başbakan Erdoğan, ne yazık ki, parlamentoda muhalefet milletvekillerine rağmen AK Parti milletvekilinin AKPM'ye başkanlık yaptığını ifade ederek, ''Bir Türk'ün başkan olmasını ne anamuhalefet istiyor, ne muhalefet istiyor. Böyle kin, böyle nefret olur mu?'' diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin bu süreçte Medeniyetler İttifakı girişimini başlattığını, eş başkanlığını yaptığını ve medeniyetler arası diyaloğun, uzlaşmanın, birbirine hoşgörüyle bakmanın bir sürecini bütün dünyada sürdürdüğünü ve bunun mücadelesini verdiğini ifade etti. İstanbul'un, 7 yıl önce Avrupa Kültür Başkenti olacağının söylenmesi halinde buna kimsenin kulak vermeyeceğini vurgulayan Erdoğan, ancak 20 gün önce 2010 Avrupa Kültür Başkenti açılış törenlerini gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Erdoğan, 7 yıl önce Türkiye'nin Suriye, Lübnan, Libya, Arnavutluk ve Tacikistan ile vizeler kalkacak denildiğinde, ''Rüya mı görüyorsun?'' denileceğine işaret ederek, bugün pasaportunu cebine koyanın, Şam'a, Beyrut'a, Amman'a, Tiran'a, Duşanbe ve Trablus'a serbestçe seyahat edebildiğini anlattı. Başbakan Erdoğan, ''Bugün Türkiye sadece Orta Doğu'da, sadece Afrika'da değil, dünyanın birçok bölgesinde adaletin, barışın, insani değerlerin cesur bir savunucusu olarak takdirleri üzerinde topluyor'' diye konuştu.

 

'Açılmak durumundayız'

Başbakan Erdoğan, Çamlıca Özel Hastanesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Afrika Türk yılı olan 2005'te Afrika'da 12 Türk büyükelçiliği bulunduğunu, 1-2 yıl içinde 10 ülkede daha büyükelçilik açıldığını kaydederek, bu yıl sonuna kadar açılacaklarla birlikte 52 Afrika ülkesinin 27'sinde Türk Büyükelçiliği olacağını bildirdi. Erdoğan, ''Hedef inşallah Afrika'nın tamamına büyükelçiliklerimizle girerek Afrika'daki yaşayan tüm insanlarla münasebetlerimizi geliştirebilmek olacak. Bu millete yakışan budur. Osmanlı'nın düşünün Hint okyanusuna açılmasının ardında yatan gerçek budur. Öyleyse Osmanlı'nın evlatları Ankara'ya mahkum kalamaz. Açılmak durumundayız. Biz, bize yakışanı yapıyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'ye yakışanı yaptıklarını, Türkiye'nin öz güvenini yeniden tesis ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan kavgaya ilişkin şunları söyledi: ''Biz, Ankara'daki o çirkin tartışmaların içinde yokuz. Ama bir yanağımıza vurana da öbür yanağımızı uzatanlardan olamayız. Akif merhumun ifade ettiği gibi, 'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?' Biz uysal koyun değiliz. Herkes cevabını da yeri geldiğinde alacaktır. Biz, Ankara'da üretilen o tahrik senaryolarının içinde yokuz. Biz sonu gelmeyen tartışmalara, millete en küçük faydası olmayan gerilimlere takılıp kalmıyoruz. Biz, açılıştan açılışa koşuyoruz. Biz, ülke ülke dolaşıp Türkiye'nin çıkarlarını kovalıyoruz. 81 vilayetimize okullar, hastaneler, sağlık ocakları, yollar, köprüler, spor salonları, yurtlar, üniversiteler, adalet sarayları kazandırıyoruz. Her ilimizi dünyayla rekabet edebilecek kentlere dönüştürme mücadelesi veriyoruz. Bunu çekemeyenler, bunu hazmedemeyenler, millete yapılan hizmeti içine sindiremeyenler, bizim hizmet şevkimizi kırmak için her türlü çirkin eylemin içine giriyor. Türkiye için, hiçbir vizyonu olmayanlar, Türkiye'ye hiçbir ufuk çizemeyenler, milletle aynı dili konuşamayanlar, önümüzü kesmek için her türlü tahrike başvuruyor. Geçmişinde Türkiye için hiçbir eseri olmayanlar, geleceğe ilişkin en küçük bir planı, projesi olmayanlar, bizi de o kendi kısır siyasetlerine çekmek, bizi de o kendi dipsiz kuyularında oyalamak istiyorlar.''

'Milletin derdiyle ilgilendik'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu çirkin oyunlara gelmeyeceklerini, bu çirkin tuzaklara düşmeyeceklerini, gerilim ve tahrik siyasetine prim vermeyeceklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: ''7 yıl boyunca biz sadece milletin derdiyle ilgilendik, bundan sonra da sadece milletimizin dertleriyle ilgilenecek, milletimize hizmet etmek gibi şerefli, onurlu bir hedefin peşinde koşmaya devam edeceğiz. Onlar milletin kutsal değerleriyle alay edecekler, biz o kutsal değerleri yüceltmeye devam edeceğiz. Onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni germeye, terörize etmeye devam edecekler, biz Türkiye'nin Meclisini milletimiz için çalıştırmaya devam edeceğiz. Onlar ülkenin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini sabote etmenin gayreti içinde olacaklar, biz, birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi pekiştirmenin gayreti içinde olacağız. Onlar seviyesiz bir üslup, yıkıcı, tahrip edici bir tavır içinde olacaklar, biz yapıcı üslup kullanacak, milletimizin diliyle konuşacak, milletimiz için eser üreteceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi, hem devlet olarak, hem özel sektör olarak el ele veriyoruz, omuz omuza veriyoruz, devlet millet işbirliğiyle Türkiye'yi çok daha parlak bir geleceğe taşıyoruz. Çünkü bizim kaybedecek bir tek saniyemiz bile yok.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sağlıkta gerçekleştirdiği reformların yurt dışında sessiz devrimler olarak kabul edildiğini belirterek, bu konuya ilişkin bir Cuma namazı çıkışında yaşadıklarını anlattı. Sultanahmet'te namaz sonrası cami imamıyla bir süre sohbet ettiklerini, bu sırada içeri giren ABD'li bir turistin, o sırada ABD'ye gideceğini duyduğu için kendisinden bir ricada bulunduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''ABD'de Başkan Obama bir sağlık reformu yapıyor. Siz Türkiye'de sağlık reformunu nasıl yaptınız?' Anlattım. Dediler ki, 'Ne olur bir de bunu Başkan Obama'ya anlatın.' Fakat Sayın Obama da aslında doğru olanı yaptı. Ama orada hala kapitalizmin esintileri, yoksulları korumaya müsaade etmiyor. 'Yoksullara bizim vergilerimizle el uzatamazsınız' diyorlar. İşte bizim medeniyetimizin, değerlerimizin farkı burada zaten. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olarak kabul edilen ABD de, sağlık sistemindeki bu aksaklıklarla, arızalarla uğraşıyor.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler