Özince: Endeksler iyileşmeye işaret etmiyor

İstanbul Sanayi Odası'nın Eylül ayı olağan toplantısında açıklama yapan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Türkiye'de döviz kredisi verme usulü rahatlatılırsa, bu yokluk zamanında iç imkanlarımız iç ihtiyaçlarımızı karşılayabilir. Özellikle de dövize endeksli kredi vermek serbestken, döviz kredisi yasak olmamalı' dedi.

Yayınlanma: 24.09.2008 - 20:10
Abone Ol google-news

İstanbul Sanayi Odası’nın Eylül ayı olağan toplantısının ana gündem maddesi, “Küresel Finansal Piyasalardaki Krizin, Türkiye Ekonomisine ve Sanayisine Etkileri, Alınması Gereken Önlemler” konusuydu.

Toplantıya katılan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, küresel kriz karşısında Türkiye’nin yapması gerekenleri şöyle açıkladı: “Türkiye’de döviz kredisi verme usulü rahatlatılırsa, bu yokluk zamanında iç imkanlarımız iç ihtiyaçlarımızı karşılayabilir. Özellikle de dövize endeksli kredi vermek serbestken, döviz kredisi vermeyi yasak olmamalı. Bu yasağın kaldırılması için çok uygun bir zamandayız. ‘Türk sanayicisi, yurt dışından borç aldı, risk yarattı’ fikrine itibar edilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Bu riskin yaratılma nedeni uzun vadeli finansman sağlanamaması, sağlandıysa da arkasında durulmamasıdır. Bu krediler yararlı kullanıldığında kur riski olarak algılanmamalıdır. Bu anlayışta olanlar, ticaretin insan nesline kattığı değeri anlayamayanlardır Bu kredileri dünya bankasının da teşvik etmesi gerekiyor.”

 

Endeksler olumsuz görünüyor

Krizin Türkiye’deki etkilerine değinen Özince, Eylül 2008’i geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslayarak, “Borsalarda gelişen fiyatlamalar, gıda fiyatlarıyla ilgili endeksler olumsuz görünüyor. Gıda pahalanırken, hammadde fiyatları da yükseldi. Doların, Euro karşısında değer kaybetmesiyle petrol fiyatında artış var. Bankacılık çok ciddi sermaye ihtiyacıyla karşı karşıya kaldı” dedi. Büyüme ve enflasyona ilişkin endişelerin dünyanın her yerinde farklı politika faizleri oluşturduğunu ifade eden Özince, “Global risk algılamasında da endeksler iyileşmeye işaret etmiyor ve sınai üretim artışı tüm dünyada yavaşladı” açıklamasını yaptı.

 

Dünya eknomik krizle siyasi kriz de yaşıyor

Dünyanın yaşadığı ekonomik krizle, siyasi kriz de yaşadığını belirten Özince, şöyle konuştu: “Petrol zengini olan ülkelerin önümüzdeki dönemde dünya borsalarında yüzde 70 pay sahibi olacağı teorisini getirenler var. Bu gerçekçi görünüyor. Bu krizden çıkmak için dünyada yeterli sermaye var mı? Eğer varsa bunun arkasında duracak siyaset de olmalı. Dünya internalizasyona hazır mı bilmiyorum. Türkiye’nin yaşadığı ‘Türk bankaları yabancılara çok mu satıldı’ endişesini bugün Amerika da yaşıyor.”

 

Küresel kriz Türkiye'ye gelecek finans sermayesini etkiler

Küresel krizin etkisiyle Türkiye’ye gelecek finans sermayesinde sıkıntı olacağını kaydeden Ersin Özince, “Kredi koşulları giderek sıkılaşıyor, ABD’de yaşanan sıkıntı sonrası bankacılık kurallarının sıkılaşacağını göreceğiz” dedi. Özince konuşmasına şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde açıklanacak verileri olumlu görmüyorum. Yine de Türkiye bu krizden fazla etkilenmez, yani 2001 benzeri sorunlarla karşılaşmayız. Bankalar ve Türkiye İş Bankası’nın likidite ihtiyacında faiz düşüreceğini sanmıyorum, reel faizlerin düşmesini beklemiyorum. Ayrıca, Türkiye’de, bu krizi avantaja çevirecek gelişme görmüyorum. Türkiye’yi cari dengesinin GSMH’nin oranıyla kıyaslarsak, bizim kadar cari açık veren diğer ülkeler arasında Romanya ve Güney Afrika var. Bu yüzden Türkiye küresel krizden cari açık ve bunun etkileri anlamında en fazla etkilenen ülkelerden olacak. Türkiye’nin cari açığını üreterek kapatması, mevcut ekonomik programda zor görünüyor.”

 

Türkiye, kriz konusunda zamanı iyi değerlendiremedi

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sanayi Başkanı C. Tanıl Küçük ise, cari açığın artmasının, büyümenin yavaşlamasının ve yüksek ara malı ithalatı gibi unsurların global kriz karşısında büyük dezavantaj oluşturduğunu vurguladığı konuşmasında, “Türk sanayicisi küresel krizin tüm olumsuzluklarına rağmen elindeki tüm imkanları kullanarak üretim ve ihracat mücadelesine devam ediyor” dedi. Küçük konuşmasına şöyle devam etti: “Küresel piyasalardaki geçen yaz patlak veren krizin devam edeceği belliydi. Hükümet ve ekonomi yönetimi de bu risklerin farkındaydı, ancak Türkiye, zamanı iyi değerlendiremedi. Ekonomi hiçbir zaman birinci gündem maddesi olmadı. Bundan sonra bu krizin nasıl avantaja dönüştürüleceğine odaklanılmalıdır. Küresel finansal sistemdeki alt üst oluş, gelişmekte olan ülkeler için fırsat yaratabilir. Hükümet ve ekonomi yönetimine bu anlamda çok iş düşüyor.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler