Sanatta Kimlik ve Etkileşim Uluslararası Sempozyumu

Büyük bir kentin merkezinde yaşamanın kendine özgü ağır bir yabancılaşma duygusu ve kaygılı bir dili vardır.

Yayınlanma: 08.04.2010 - 08:35
Abone Ol google-news

İstanbul, bugün bir dünya kenti olarak, merkezindeki toplumsal belleğinden taşan kaotik yapısını hangi kültürel dokudan gelirse gelsin içinde barındırdığı her bireye farklı biçimlerde ama aynı zorlukta yaşatabilmektedir. Şiddetin, kimlik olgusunun, göçün bir parçası olmanın, düzensizliğin bir biçimde kendi aforizmasını yaratmasına seyirci kalışımıza bulduğumuz ‘ilginçlik’ tanımının, hem içeride hem de dışarıda olmanın  biricikliğinin çok yüksek biçimde hissedildiği İstanbul, belki de dünyanın tüm metropollerinin içinde en ilgi çekicilerinden biridir. Baştan çıkmış bu eski serseri ruhlu kenti bu biçimde kabul etmek sanatın kendisi olmaktan başlayarak çoğalan tanımsız çekicilikte bir sıçrama  noktası olabilmektedir. Sadece İstanbul’da olmak, sanatın en yakınına kadar gelmiş olma hissini yaratmaktadır. Bahar İstanbul’u çoktan ele geçirdi, erteleme hissi adeta kışın soğuk mahsenlerinde kaldı ve artık çevremdeki insanlar filmlere ve hayatın filmlerden farksız yaşandığı İstanbul sokaklarına taşmaya başladılar. Sanki “where the wild roses grow” şarkısını birileri İstanbul için söylüyor gibi... Kulaklıklarını takarak hep bir yetişme telaşı yaşayan insanlardan taşan müzik, boğazın sularına karışıp bir enerji yaratıyor. Sırt çantamda bu eşsiz şehrin bir haritası var ve ben bu haritanın neresinde olursam olayım, hatta dışında bile olduğumda bu tarihten ayrıksı durmam olanaksızlaşıyor.  İstanbul’u bir kez gören birinin yaşamı boyunca bir kez daha İstanbul’a gelmese de, düşüncesinde bu kentin sokaklarında zaman zaman yürüye çıktığından eminim...

İstanbul önümüzdeki günlerde önemli bir uluslararası sempozyuma ev sahipliği yapacak. 10-13 Mayıs 2010 tarihlerinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek olan “Sanatta Kimlik ve Etkileşim Uluslararası Sempozyumu”, değerli isimlerden oluşan Bilim ve Sanat Kurulu tarafından ciddiyetle biçimlendirilmiş. Sempozyum Başkanı ve Merkez Müdürü olan Prof. Zeki Sönmez’in çalışmalarıyla zamanına önemli katkılar sağlayacak olan sempozyuma 179 adet bildiri  başvurusu yapılmış ve bunlardan 104’ü Sempozyum Bilim ve Sanat kurulu tarafından programa dahil edilmiş. Bilim ve Sanat Kurulu Rektör ve Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Rahmi Aksungur, Sempozyum Başkanı ve  Merkez Müdürü Prof. Zeki Sönmez, Prof. Dr. Oğuz Ceylan, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Süleyman A. Belen, Prof. Dr. Güzin Konuk, Prof. Mesut İktu, Prof. Dr. Banu Mahir, Prof. Dr. Abdullah Uçman, Prof. Dr. Ara Altun,  Prof. Dr. Semra Germaner, Prof. Dr. Zeynep İnankur, Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, Prof. Dr. Hayrunnisa Alan ve Doç. Dr. Assoc. Prof. Muharrem Kaya’dan oluşuyor. 10 Mayıs 2010 Pazartesi günü Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda 9.00’da başlayacak olan sempozyumda, birinci ve ikinci oturumlar Türk Resim Sanatı’na ayrılmış. Üçüncü oturum yine Sanatta Kimlik ve Etkileşim teması bağlamında Resim Sanatı başlığını taşıyor. Mimarlık Fakültesi Video Konferans Salonu’ndaki 11.20’de başlayacak olan sempozyumun ilk oturumu Geleneksel Türk Sanatları: Kumaş, Halı, Çini, Porselen başlığıyla şekilleniyor. İkinci oturum, Geleneksel Türk Sanatları: Minyatür başlığıyla devam ediyor. Üçüncü oturum ise Tekstil ve Moda başlığına ayrılmış. 11 Mayıs Salı günü, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda birinci oturum Heykel Sanatı başlığından oluşuyor. İkinci oturum Genel Sanat başlığını taşıyor ve üçüncü oturum Plastik Sanatlar ana başlığında şekilleniyor. Dördüncü oturumda Yunan-Roma Sanatı tartışılıyor. Mimarlık Fakültesi’nde aynı gün birinci oturum Felsefe başlığıyla açılıyor. İkinci oturum Sosyoloji, üçüncü ve dördüncü oturumlar Modern Sanat başlıklarından oluşuyor. Konferans Salonu’nda yine başka bir ilgi çekici başlık var ki o da Şiir, ikinci oturum Roman, üçüncüsü Edebiyat Teorisi-Hikaye, dördüncü oturumda Edebiyatçı Gözüyle Estetik konularında tartışmalar sürüyor. 12 Mayıs Çarşamba’ya gelindiğinde Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda birinci oturumda Seramik-Grafik-Fotoğraf Sanatları başlığıyla karşılaşıyoruz. İkinci oturum Sinema ve üçüncü oturumda da Tiyatro-Müzik üst başlıklarını görüyoruz. Mimarlık Fakültesi’nde dört oturum da Mimarlık başlığıyla karşılıyor bizi. Program ve ayrıntılı başlıklarla ilgili detaylı bilgiyi önümüzdeki günlerde paylaşmaya devam edeceğim.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı olan Türk Sanatı Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi ünlü Sanat Tarihçisi Celal Esad Arseven tarafından 1951 yılında kurulmuştur. Alanında Türkiye’deki en eski akademik araştırma merkezi ünvanına sahiptir ve önümüzdeki günlerde düzenleyeceği Sanatta Kimlik ve Etkileşim Uluslararası Sempozyumu da önemli bir etkinlik olarak sesini duyuracaktır. Başta Sempozyum Başkanı ve Merkez Müdürü Prof. Zeki Sönmez olmak üzere tüm emeği geçen değerli akademik kadroya teşekkür ederiz. Sanatın susmadığı kent İstanbul bütün zorlukları ve bilinmezlikleriyle geçtiğimiz uzun koridorda, birbirinden ilgi çekici sanat başlıklarıyla yaşamınıza renk katmak için sizi hep bekliyor olacak...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler