İş adamı Aydın Doğan hakkındaki dava

İş adamı Aydın Doğan ve kızı Hanzade Vasfiye Doğan Boyner'in de aralarında bulunduğu dört kişinin ''Sermaye Piyasası (SPK) Kanunu'na muhalefet ettikleri'' iddiasıyla yargılanmasına başlandı.

Yayınlanma: 19.04.2010 - 13:00
Abone Ol google-news

İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Vasfiye Hanzade Doğan Boyner, İmre Barmanbek ve Ali Rıza Temuroğlu katıldı. Aydın Doğan ise duruşmada hazır bulunmadı. Duruşmada Aydın Doğan'ın avukatı Köksal Bayraktar, müvekkilinin yurt dışında bulunduğu için duruşmaya gelemediğini belirterek, uçak biletlerinin örneklerini mahkemeye sundu. Savunmasını yapan Vasfiye Hanzade Doğan Boyner, davada konu edilen yurt dışındaki şirketlerin 1999 yılında kurulduklarını kaydetti. Bu şirketlerin, grubun Türkiye'deki gazetelerinin rekabetçi güçlerini artırmak amacıyla çok bilinçli olarak kurulduklarını belirten Boyner, bunda da başarı sağlandığını, 2001 yılındaki kriz sırasında bu sayede grubun gazetelerinde sorun yaşanmadığını ifade etti. SPK'nın elindeki imkanlarla araştırma yaptığında tüm gazetelerin kağıdı ne kadara aldığını ortaya çıkarılabileceğini belirten Boyner, bu yapıldığında Doğan Grubu'ndaki gazetelerin kağıdı emsallerinden daha az ya da aynı maliyetle sağladığının ortaya çıkacağını kaydetti.
 

'Doğan grubuna yönelik bir karalama kampanyasıdır'

Boyner, ''Bu iddiaların kasıtlı olduğuna inandığımı söylemek isterim. Bu iddiaların amacı itibar kaybına uğratmaktır. Doğan Grubuna yönelik bir karalama kampanyasıdır'' dedi. Doğan ailesinin yurt dışında yaptığı 49 milyon dolarlık yatırım sayesinde grubun Türkiye'deki gazetelerinin stok maliyetine katlanmak zorunda kalmadıklarını belirten Boyner, ''Bu kadar bariz bir durum. Bu kadar bariz bir durum çarpıtılarak buraya getirildi. Artık buna da şaşırmıyorum'' diye konuştu. Yurt dışında ekonomi eğitimi aldığını, finans konusunda master yaptığını, maliyet analizleri konusunda hem tecrübeye hem de akademik bilgiye sahip olduğunu belirten Boyner, ''Bu bilgiler ışığında çok doğru bir şey yapıldığını düşündüğünü'' söyledi.

İmre Barmanbek de yurt dışındaki şirketlerin Milliyet ve Hürriyet gazetelerine ucuz gazete kağıdı temin etmek amacıyla kurulduklarını, Doğan ailesinin bu iş için yurt dışına 49 milyon dolar sermaye aktardığını anlattı. Davaya konu iddiaların ilk olarak o dönemde Uzan ailesine ait olan Star gazetesi tarafından ortaya atıldığını belirten Barmanbek, bu iddialar üzerine Maliye Bakanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda, gazetelerin kağıtlarının yüzde 96'lık bölümünün emsallerinden ucuza mal edildiğinin kaydedildiğini söyledi.

Barmanbek, aynı dönemde iddialar nedeniyle Almanya maliyesinin de sermaye transferi olup olmadığı yönünde bir araştırma yaptığını ve suç unsuru bulamadığını ifade etti. Barmanbek, iddiaları kabul etmediğini belirterek, beraatına karar verilmesini istedi.
Ali Rıza Temuroğlu da kendisinin 1992 yılına kadar Milliyet Gazetecilik'te genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, daha sonra da yurt dışındaki şirketlerde direktör olarak görev aldığını ifade etti. Gazetenin önceleri çoğunlukla yerli kağıt ile çalıştığını, az miktarda ithal kağıt kullanıldığını belirten Temuroğlu, daha sonra başka bir gazetenin son teknoloji bir baskı makinesi getirmesi ve ithal kağıt kullanması üzerine bir süre sonra kendilerinin de ithal kağıt kullanmak zorunda kaldığını anlattı. Gazetelerin ithal kağıt ihtiyacını karşılamak üzerine yurt dışında şirket kurulduğunu anlatan Temuroğlu, yapılan suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.

Aydın Doğan'ın avukatı Köksal Bayraktar, görülmekte olan davanın hatalı olarak açıldığını savunarak, SPK'nın gerek suç duyurusunda gerekse takipsizlik kararına yaptığı itirazda davadaki suçlamaya ilişkin unsurların oluşmadığını kaydettiğini öne sürdü. Bayraktar, dava konusu edilen şirketlerin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bilgisi ve denetiminde kurulduğunu söyledi. Sanık avukatlarından Şehnaz Yüzer de SPK'nın denetleyerek somut verilere ulaşmak yerine hukuki mütalaa almak yoluna gittiğini, bu hukuki mütalaa için para sarf ettiğini, soruşturmadaki bilgilerin basında yayımlanmasını sağlayarak halka açık şirketlere zarar verdiğini, görevini layıkıyla yapmadığını iddia etti. Yüzer, görülmekte olan davanın hukuki dayanağı bulunmadığını öne sürdü.

SPK avukatı Ökkeş Şahan da basına bilgi sızdırıldığı, görevin kötüye kullanıldığı yönündeki beyanların savunma sınırları içinde kalmadığını düşündüğünü söyledi. Duruşmaya katılan sanıkların vareste tutulmasına, Aydın Doğan'ın mazeretinin kabulüne karar veren hakim, duruşmayı erteledi. Bir sonraki duruşma tarihinin belirlenmesi sırasında hakimin Temmuz ayında bir gün önermesi üzerine sanık avukatları Aydın Doğan'ın Temmuz ayında İstanbul'da bulunmadığı, bu nedenle gelecek celsede hazır edilmesinde sorun çıkabileceğini belirterek, daha yakın bir tarih verilmesini istedi. Sanık avukatlarından Eren Turgut Yücel, Doğan'ın aslında bu celseye katılacağını ancak Avrupa'da yaşanan uçak krizi nedeniyle gelemediğini söyledi. Talepler üzerine duruşmanın 23 Hazirana bırakılması kararlaştırıldı.
 

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, soruşturmanın, SPK'nın, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş ile Doğan Gazetecilik A.Ş yöneticileri hakkında, gazete kağıdı ve baskı malzemelerinin ithalatı işlemlerine fiili olarak katkısı bulunmayan Doğan ailesinin yurt dışında kurulu şirketleri üzerinden karşılamak suretiyle ''görevi kötüye kullanma'' suçunu işledikleri iddiasıyla Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuruyla başladığı anlatılıyor. Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma sonucunda eylemin ''görevi kötüye kullanma'' suçunu oluşturmadığı, ''SPK Kanunu'na muhalefet etmek'' kapsamında kaldığı kanaatine vardığı belirtilen iddianamede, bu nedenle soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildiği kaydediliyor.

İddianamede, SPK'nın bahsedilen eylemlerle haksız şekilde menfaat sağlandığı iddiasıyla soruşturma dosyasına üç üniversite öğretim üyesinin imzasını taşıyan bir hukuki mütalaa eklendiği ifade ediliyor. Şüpheli ve şüphelilerin avukatlarının savunmalarında, ''örtülü kazanç aktarımı'' suçunun oluşmadığını, bu şekilde ürünlerin emsallerine göre daha ucuza mal edildiğini bildirdikleri belirtilen iddianame, şüpheli ve şüpheli avukatlarının sunduğu üniversite öğretim üyeleri tarafından hazırlanan üç ayrı hukuki mütalaada, ''Sermaye Piyasası Kanunu'na aykırılık'' suçunun unsurlarının oluşmayacağının bildirildiği anlatılıyor.

Rapor ve hukuki görüşlerin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu belirtilen iddianamede, Aydın Doğan, Vasfiye Hanzade Doğan Boyner, İmre Barmanbek ve Ali Rıza Temuroğlu'nun, 2 yıl 8 ay ile 8 yıl 9 ay arasında hapis cezası öngören 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47/A-6 ve TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca yargılanması isteniyor.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler