'Gelecek ümit verici'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tüm Balkan ülkelerinin yakın gelecekte AB şemsiyesi altında birleşecekleri düşüncesinden hareket ettiklerini, bunun, Balkanlar'ın istikrar ve güvenliği için de elzem olduğu kanaatini taşıdıklarını söyledi.

Yayınlanma: 24.04.2010 - 11:36
Abone Ol google-news

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde Çırağan Sarayı'nda düzenlenen ''Üçlü Balkan Zirvesi''nin ardından ortak basın toplantısı, Gül ile Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Sladziç ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in katılımıyla yapıldı.

Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan Devlet Başkanları Üçlü Zirve Toplantısı vesilesiyle konuklarını İstanbul'da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Görüşmelerde Tadiç'in de ifade ettiği gibi, İstanbul'un her ne kadar Balkanlar'ın coğrafi merkezi olmasa da bir nevi manevi tarihi bir merkezi olduğunu vurgulayan Gül, o bakımdan bu toplantının İstanbul'da yapılmasının kendileri için sevinç kaynağı olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelere üç ülkenin dışişleri bakanlarının da iştirak ettiğini, sürecin bu aşamaya gelmesinde dışişleri bakanlarının çok büyük gayretleri olduğunu dile getirerek, onlara takdirlerini sunduğunu bildirdi.
 

"Faydalı görüşmeler"

Üçlü Zirve Toplantısı çerçevesinde son derece samimi, açık ve dostane bir ortamda çok faydalı görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Gül, hem Sladziç ile hem de Tadiç ile yakın dostluk ilişkileri bulunduğunu belirtti.

Tadiç'in, 2007 yılının Kasım ayında Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunduğunu, kendisinin de geçen yıl Ekim ayında Sırbistan Cumhuriyeti'ni ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Gül, bu ziyaretinin, eski Yugoslavya'dan sonra gerçekleşen Türkiye'den Sırbistan'a ilk ziyaret olduğunu, bu bakımdan tarihi bir anlam taşıdığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, bu ziyareti sırasında iki ülkenin ikili ilişkilerini ve işbirliğini stratejik ortaklık seviyesine taşımayı görüştüklerini ve orada Tadiç ile birlikte yaptıkları açıklamalarda, Türklerin ve Sırpların yakın bir işbirliği ve yakınlaşma içinde olmasının Balkanlar için çok önemli tarihi bir adım olduğunu ifade ettiklerini kaydetti.

Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Sladziç ve Cumhurbaşkanlığı Konsey üyelerinin de 2008'de Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunduğunu hatırlatan Gül, bu ziyaretin en önemli noktasını, Konseyin her üç üyesinin beraber Türkiye'ye gelmesinin oluşturduğunu, Konseyin üç üyesinin nadiren beraber yurt dışına çıktıklarını, dolayısıyla bunlardan birini de Türkiye'ye gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Sladziç ve Tadiç ile sadece ikili ziyaretler vesilesiyle değil, uluslararası çok taraflı etkinlikler çerçevesinde de bir araya geldiklerini, her fırsatta hem ikili ilişkiler hem de bölgesel konularda daima pozitif, yapıcı yönde istişarelerde bulunduklarını, bundan sonra da böyle olacağını söyledi.

Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Dolayısıyla her iki kıymetli dostumla da aynı anda böyle bir mühim zirve vesilesiyle tekrar bir araya gelmekten büyük bir gurur ve sevinç duyuyorum. Bugünkü temaslarımız, Balkanlar'da huzur, istikrar ve refahın temini ve tesisi istikametindeki çaba ve çalışmalarımızın geleceği bakımından da ümit verici bir atmosferde cereyan etmiştir. Bundan büyük memnuniyet duyuyorum. Gerçekleştirdiğimiz toplantı birçok açıdan büyük önem taşımaktadır. Sayın Sladziç ve Sayın Tadiç böyle bir formatta ilk defa buluşmuşlardır. Bu anlamda gerçekten tarihi bir buluşmayı bugün gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sayın Sladziç ve Sayın Tadiç'in ortaya koydukları vizyon, feraset ve devlet adamlığı sayesinde bu toplantıya ev sahipliği yapmanın mümkün olabildiğini de bilhassa buradan vurgulamak istiyorum.''
 

Bosna Hersek'in NATO üyeliği

Zirve toplantısı öncesinde de Balkanları ilgilendiren önemli gelişmeler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, Bosna Hersek'in NATO'ya üyeliği yolunda önemli bir adım atıldığını ve üyelik eylem planına (MAP) Bosna Hersek'in davet edildiğini ifade etti.

Bunun, Bosna Hersek'in NATO'ya tam üyeliği yolunda önemli bir başlangıç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, ''Bu gelişme dolayısıyla Sayın Sladziç'in şahsında dost ve kardeş Bosna Hersek halkına tebriklerimi sunuyorum. Bu gelişmeden Sayın Tadiç'in de ziyadesiyle memnun olduğunu bilmek yine bizi gerçekten sevindirmiştir'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin benzer görüşleri paylaştığı müttefikleriyle birlikte MAP davetinin NATO kabine toplantısında gerçekleşmesi için büyük çaba sarf ettiğini, özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bu konudaki çalışmalarını çok takdir ettiğini söyledi.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Balkanlar'da iyi komşuluk ilişkilerinin tesis ve idamesini, bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyon süreçleri bakımından temel bir gereklilik olarak görüyorum. Şunu herkes bilmektedir ki; Balkanlar daima büyük çatı altında istikrar, huzur ve işbirliği içinde olmuşlardır. Ve bu sefer büyük çatı, büyük şemsiye Avrupa Birliği olacaktır. Ve Avrupa, NATO yapıları söz konusu olacaktır. O bakımdan bu gelişmeye çok önem veriyoruz. Bu anlayışla ortak sınırları paylaşmasak da her zaman komşumuz olarak gördüğümüz Bosna Hersek ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesinin hayati önem taşıdığına inanıyoruz. Türkiye bu amaca matuf olarak özellikle son 6 aylık dönem boyunca Dışişleri Bakanlığı düzeyinde oluşturulan Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü dayanışma mekanizması marifetiyle yoğun çaba göstermiştir.''

Bosna Hersek'in Belgrad Büyükelçisinin görevine başlamasının bu sürecin en önemli adımlarından olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bundan dolayı Sladziç'i tebrik ettiğini söyledi.

Gül, bunun ardından da Sırbistan Parlamentosunun Srebrenitsa konusunda kabul ettiği bildirgenin de çok önemli ikinci adım olduğuna dikkati çekerek, bundan dolayı da Tadiç'i bir kez daha tebrik ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, söz konusu bildirgenin kabulünün Sırbistan ve Bosna Hersek halkları arasında uzlaşmanın sağlanması yolunda önemli bir kilometre taşı olduğunu belirtti.

Bu bildirgenin, Srebrenitsa kurbanlarının ailelerinin uzun zamandır hak ettikleri özrün ve taziyenin ifadesi olduğunu vurgulayan Gül, bu çerçevede bugünkü görüşmelerde cumhurbaşkanları olarak dışişleri bakanlarına sürece verdikleri destek için teşekkür ettiklerini ve onları bu yönde çalışmaya teşvik ettiklerini bildirdi.
 

''Sonuç odaklı perspektif''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Müşterek ve samimi gayemiz, Boşnak-Sırp ilişkilerini Avrupa ve Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyon hedefi doğrultusunda gerek devletler gerek halklar düzeyinde daha geniş bir sonuç odaklı perspektife oturtmaktır'' dedi.

Bu amaçla neler yapılabileceğini kısa, orta ve uzun vadede geniş bir şekilde bu zirvede konuştuklarını aktaran Gül, Bosna Hersek'in NATO üyelik eylem planı çerçevesindeki yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve yaklaşmakta olan genel seçimler öncesinde itidal ve sükunetin muhafaza edilmesi arzularının dile getirildiğini belirtti.

Gül, böylece Bosna Hersek'te seçimlerin serbest ve adil bir ortamda cereyan etmesinin sağlanması, mevzuatın AB ile uyumlu hale getirilmesi ve genel anlamda reform sürecinin kapsamlı bir yaklaşımla ilerletilmesi konusunda işbirliğinin yoğunlaştırılması kararının da alındığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini söyle sürdürdü:
''Bosna Hersek'teki entiteler ve kurucu halklar arasında siyasi uzlaşının ve uyumun tesis edilmesi, tüm bu konularda başarı sağlanabilmesi bakımından anahtar konumundadır. Yerel idarelerin birbirleriyle etkin ve samimi bir şekilde ilişki kurabilmeleri, Bosna Hersek'in geleceği noktasında güçlerini birleştirmeleri için karşılıklı güven ortamının oluşturulması da elzemdir. Bosna Hersek ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki gayretlerimiz bu bağlamda değerlendirilmelidir. Görüşmelerimizde normalleşme sürecinde sağlanan ivmenin kararlılıkla sürdürülmesine yönelik irademizi teyit ettik. Gelecekte bu doğrultuda atabileceğimiz yeni adımları ele aldık. Özellikle ifade etmek isterim ki toplantımızda Sayın Sladziç ve Sayın Tadiç, gelecekle ilgilendiler ve gelecekle ilgili atılması gereken pozitif adımları konuştuk.

Gelecekle ilgili çok ümit verici bir konuşma tarzı ortaya koydular. Bu minvalde Sladziç ve Konsey üyelerinin yakında Belgrad'ı ziyaret edeceklerini burada duyurmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Bugünkü toplantımızda sayın Sladziç bunu teyit etmişlerdir ve yakında Belgrad'ı ziyarette bulunacaklardır. Bu yine tarihi adımlardan birisi olacaktır.''

Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Temmuz ayında Srebrenitsa katliamının 15. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek anma törenlerine katılacaklarını bildirerek, bunun yine merasimler çerçevesinde Tadiç ve Sladziç'in katılımıyla gerçekleşeceğini belirtti.

Tadiç'in 5 yıl önce büyük bir devlet adamlığı örneği sergileyerek, katliamın 10. yıl dönümünde anma törenine iştirak ettiğini anımsatan Gül, kendisiyle de ilk defa orada tanıştığını dile getirdi.
 

'AB ve NATO ile entegrasyon ülkelerimizin stratejik hedefleridir'

''AB ve NATO ile entegrasyon ülkelerimizin stratejik hedefleridir'' diyen Gül, şöyle devam etti:
''Bölge liderleri olarak bu hedefin takibini yapmak, bu konuyu her daim canlı tutmak öncelilikle sorumluluğumuzdur. Batı Balkanlar bakımından bu husus da çok önem arz etmektedir. Görüşmelerimizde AB ve Amerikalı ortaklarımızın bu yöndeki müşterek gayretlerimize aktif şekilde dahil olmalarının sağlanmasına verdiğimiz önemin de altını çizdik. Bu çerçevede İspanya AB dönem başkanlığının girişimiyle 2 Haziran 2010'da Saraybosna'da gerçekleştirilecek AB Batı Balkanlar Konferansını yerinde bir adım olarak görüyor ve memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm Balkan ülkelerinin yakın gelecekte AB şemsiyesi altında birleşecekleri düşüncesinden hareket ediyoruz. Bunun Balkanlar'ın istikrar ve güvenliği için de elzem olduğu kanaatindeyiz. Bunun için de zihniyet değişimi, yeni bir ortak vizyon gerekmektedir. Balkanlar'ın bunu başarmak için gereken iradeye, imkan ve yeteneklere sahip olduğuna da inanıyoruz. Esasen bu toplantımız bu inanç ve kararlılığımızın somut bir tezahürüdür. Bu toplantılar vesilesiyle İstanbul Deklarasyonu adı altında bir deklarasyon yayınlandı. Ayrıca şu kararı da verdik; Her iki yılda bir devlet başkanları düzeyinde bu toplantıları sırasıyla değişik ülkelerde yapacağız. Bu da önümüzdeki süreci takip etmeye, ortaya koyduğumuz perspektifin gelişerek ve güçlenerek ilerlemesine katkı sağlayacağına inancımızı göstermektedir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler