AİHM'den Atina'ya ret

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İskeçe Türk Birliği’nin Yunanistan aleyhinde açtığı davada, Yunanistan’ın Türk azınlığa ait dernekleri kapatma kararıyla “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgütlenme hakkıyla ilgili 11’inci maddesini ihlal ettiğine” hükmetmişti.

AİHM tarafından İskeçe Türk Birliği yetkililerine gönderilen 1 Ekim 2008 tarihli yazıda, Yunanistan’ın AİHM’nin 27 Mart 2008 tarihli kararının Büyük Daire’de yeniden görüşülmesi talebinin kabul edilmediği belirtildi.

Mahkemenin 5 yargıçtan oluşan ön komisyonunun ret kararıyla, AİHM’in daha önce Yunanistan’ı mahkûm etme kararı kesinleşmiş oldu.

‘25 yıllık mücadele’

İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, AİHM’nin bu kararının beklenilen bir karar olmakla birlikte, Türk azınlık içerisinde büyük mutluluk yarattığını söyledi. Ahmetoğlu, “Yaklaşık 25 yıl süren bir hukuk ve demokrasi mücadelesinin başarıyla sonuçlanmasından büyük mutluluk duyuyoruz. AİHM’nin bu kararının Batı Trakya Türk toplumu için olduğu kadar ülkemiz Yunanistan için de hayırlı olacağına inanıyorum” dedi.

AİHM’nin son kararından sonra, izlenecek yol ile ilgili düşüncelerini de aktaran Ahmetoğlu, “Bundan sonra izleyeceğimiz yol, Yunanistan’ın AİHM’nin bu kararına uyması ve İskeçe Türk Birliği’nin kapatılması öncesi yasal konumuna yeniden dönmesini sağlamak yönünde olacaktır. Bu konuda yasal çerçeve içerisinde atacağımız adımların neler olacağına yine hukukçu arkadaşlarımızla birlikte karar vereceğiz” diye konuştu.

Batı Trakya’da 1927’de kurulan İskeçe Türk Birliği, 1986’da İskeçe Valiliği’ndeki Yunan makamlarının “Batı Trakya’da Türk bulunmadığı” ve “Türklerin propagandasını yaptığı” iddiasıyla açtığı dava sonucunda kapatılmıştı. İskeçe Türk Birliği, yaklaşık 20 yıl süren iç hukuk mücadelesinin aleyhine sonuçlanmasının ardından 2005 yılında davayı AİHM’ye taşımıştı.

AİHM, sadece Türk adını kullanması nedeniyle bir derneğin kapatılmasının demokrasiye aykırı olduğuna hükmederek Yunan hükümetinin derneğe manevi tazminat ödemesine karar vermişti. Bu kararın ardından, Batı Trakya’da kapatılan Türk derneklerinin yeniden faaliyete geçmelerinin yasal yollarının açılabileceği belirtilmişti.