Başbakan'a dava

Avukat Sedat Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında açtığı davanın hakaret davası değil, bir tespit davası olduğunu söyledi.

Yayınlanma: 24.10.2008 - 15:22
Abone Ol google-news

Avukat Sedat Vural'ın geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhine açmış olduğu davanın "Başbakan Erdoğan'ın komünizme hakaret" davası olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu savundu. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Vural, davanın hakaret davası değil, bir tesbit davası olduğunu belirtti.

Avukat Sedat Vural'ın Başbakan hakkında açtığı dava ile ilgili açıklaması şöyle: "Öncelikle belirtmek isterim ki, gerek sol inanç felsefem gerekse Uluslararası Sözleşmelerce güvence altına alınan şiddet ve hakaret içermedikçe tüm düşünce ve inançların ifade ve örgütlenme haklarının varlığını çağdaş katılımcı demokrasinin bir gereği ve zorunluluğu olarak görürüm. Bu görüşüm nedeniyledir ki, davalı aynı zamanda Başbakan Recep Tayip Erdoğan ın iktidarlarına yönelik her yolsuzluk iddialarına karşı çeşitli gazete haberlerinde de yazıldığı üzere “iftira at, tutmazsa iz bırakır. Teknikleri bu. Geçmişte komünistler öyle yapardı.” Söylem ve düşüncesinin dava dilekçemde de belirtildiği üzere, a) Soğuk savaş dönemi özellikle 12 Mart ve 12 Eylül Askeri Cunta dönemlerinde sol düşünce Komünizm olarak adlandırılmış tüm sol düşünce özellikle sosyalist aydın, yazar ve akademisyenler, salt düşüncelerinden dolayı Türk Ceza Kanunu’nun düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan meşhur 141 ve 142. maddenin düzenlediği “Komünizm propagandası ve eylemi” olarak görülmüş, yargılanmış ve cezalandırılmıştır. Bu ülkede davalının belirttiği geçmişte; başta Nazım Hikmet olmak üzere, Yaşar Kemal'den- Orhan Kemal’e Ruhi Su’dan Zülfü Livaneli’ye, Sebahattin Ali’den Can Yücel’e, Yılmaz Güney’den Tarık Akan’a, Çetin Altan’dan İlhan Selçuk’a kadar, ülkesi için düşünen ve üreten yazar ve bilim insanları hep “komünist” olarak suçlandı ve cezalandırıldı… Yayınları sansür edildi kitapları toplatıldı. Ki ben de 12 Mart 1971 muhtırası sonrası hiçbir yasadışı eylemim olmamasına karşın Askeri Mahkemede salt sosyalist düşüncemden dolayı TCK’nın 141 ve 142. maddelerini ihlalden yargılandım. b)Davalının sol ve sosyalist düşünceyi “komünizm” olarak görmesi ve bir suçlama vesilesi yapması, davalının gerek fikri gerek siyasi olarak hala soğuk savaş döneminde kaldığının, gelişen demokratik hoşgörü ve inançlara saygı kültüründen ne denli uzak olduğunun göstergesidir. c)Davalının söylemine konu yolsuzluk, iftira ve çamur atma ise, kendisinin genel başkanı olduğu AKP başta olmak üzere diğer sistem partilerinin savunduğu bireyci ve çıkarcı siyasal ve ekonomik yapılanmanın sonucudur. Bu söylemi kendi aralarında yapabilirler; fakat toplumculuğu temel alan sosyalist düşünceyi bu söylemle yan yana getirmek hem vicdansızlık hem haksızlık, hem de sosyalist düşünceye, ve bu düşünceye inanan sosyalist insanlara iftira atmaktır. Eğer dava konusu iftira ve çamur atma eylemlerini kim yaptı iste açıklamak bir etik ve siyasi sorumluluktur… Türk halkı ve kendisini solcu addeden milyonlarca insan iftiracı solcuları bilme hakkına sahiptir. Bunu yapmadığı takdirde davalı müfteri durumuna düşecek ve yaptığı söylemi ile benim şahsiyetimi oluşturan sosyalist kişiliğime saldırısının hukuka aykırılığı kanıtlanmış olacaktır. Yukarıda belirttiğim dava dilekçesi özeti ve Mahkeme Tenzip zaptında da görüleceği üzere açılan dava bir tespit davasıdır."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler