Yargının Şiiri
Anayasa değişikliği yapıldı. İleriye değil, geriye götüren düzenlemeler dayatıldı.
Şimdi yargı, tarihsel yazgısının şiirini kendi yazacak. Ceyhun Atuf Kansu’nun, Bağımsızlık Gülü’nde dediği gibi, yargıçlar, “Dağların dibinde kaynayan damarını ortaya koyacak”. Neden şiir? Şiir temizdir, içten duyuşları döktürür. Ozan olmaya gerek yok. Yaşamda belki tek kez de olsa, hepimizin şiir yazmak istediği bir gün vardır. Türk yargısı için, o gün gelmiştir.
Türkiye’de on iki bin yargıç ve savcı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na, aralarından üye seçmek için oy kullanacak. Bu kez, belki de yakın tarihimizin en bilinçli seçmenleri, sadece kendi yapılanmalarında değil, ulusun geleceğinde de söz sahibi olacaklar. Çünkü, bir ülkede yargı erki doğru yerde ve ellerde ise, yargı sağlam yapılanırsa devlet de, vatandaş da, taşı toprağı ile kurdu kuşu ile çocukları ve geleceği ile korumadadır. Yeter ki en son çalınacak kapılar yani mahkeme kürsüleri, hepsinin sesini duyabilsin ve doğru ses verebilsin. O zaman, hangi siyasi görüş ve inanışta olursa olsun, kimse korkmasın. Adaletten zarar gelmez.
Tarihin kara sayfaları hep yargının soluğunun duyulmadığı zamanlarda yazılmıştır. Almanya’da imparatorluk döneminde, bir değirmenci, krala karşı açtığı davayı kazanmıştır. “Berlin’de hâkim var” hukuk terminolojisine bu nedenle simgesel bir deyiş olarak girmiştir. Ama seçimle başa gelmiş Hitler döneminde, insanlar evlerinden toplanıp, çoluk çocuk Grunewald Tren İstasyonu’ndan bilinmezliğe, zulme ve ölüme, katar katar gönderilirken, Berlin’de hâkim yoktu işte! Yargının elinin ve sesinin özgür ve güçlü olmadığı hiçbir ülkede yaşanamaz, her varlık tehlikededir. Berlin’de Grunewald tren istasyon binasının ve şimdi duvarlarına anısal nitelikte plaketler takılmış olan, katledilenlerin evlerinin yüzünde, hâlâ utanç okunabilmektedir. Bu sadece bir örnek... Dünya tarihine bakıldığında, hemen her ülkenin kara sayfaları görülür. Bir örnek de, gine Ceyhun Atuf Kansu’nun dizeleri ile verelim: “Bir kayın ağacının önünde, Pirene Ormanlarında, - Bağladılar ellerini gözlerini. Verdiler öfkenin kurşununu... - Adı Jose Pablo Castiella. Franko’nun candarması. - Karanlık yasasını diktatörün, Bekler Pirene Dağlarında.” Yargı ele geçirilmeden zulüm gerçekleştirilemez. Yargı kendi şiirini yazamazsa işte, gerçek ozanlar, zulmün şiirini böyle yazarlar.
Tam da bu nedenle, Türkiye’de on iki bin yargıç ve savcı kullanacakları oylarla, dik ve hür, bilgili ve cesur bir yapılanmanın yolunu açabilirler. Büyük bir kısmı, bıkkın ve yılgın olan Türk halkına karşı hâkim ve savcılar tarihsel görevlerini yaparak, teşkilata günışığını taşıyabilirlerse, gerçekten yargının şiirini yazmış olacaklar.
Yargı yapacağı doğru seçimlerle, sert ve kırıcı rüzgârlara göğüs gerecektir. Ülkede birçok insan tabiat içerisindeki varlığından hoşnutsuz, gelecekten umutsuz. On yıl önce insanlar böyle değildi. Ben geçmişte, bu ülkede yaşadığı için umutsuz olan insanlar hatırlamıyorum. Toplum psikolojisi hiç bu kadar karamsar olmamıştı.
Hintli ozan R. Tagore, “Elbet sabah olacak biliyorsun. - Karanlık toz olup dağılacak. - Sesin göğe erecek, - Biliyorsun. - Altın ırmaklar gibi yeryüzüne akacak gökten.”, “Çiçek olup fışkıra,- Kopmuş topraktan, - Senin ezgindir, - Senin sözlerindir” demiş. Hepimiz, Türk hâkim ve savcılarının oyları ve sesi ile adil hukukun topraktan fışkıra-komasını beklemek hakkına sahibiz.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na doğru insanları seçmek, hâkim ve savcıların, kendi kalelerini sağlam ve ülkenin geleceğini güvenli kurmalarını sağlayacaktır.
Kimsenin kuşkusu olmasın, onlar kendi çocuklarına duyarlı, onurlu, güvenilir bir yargı yapılanması bırakmak istek ve kararlılığında olacaklardır. Hiçbir siyasi görüş (iktidar ya da muhalefet) veya inanış, çıkar veya hesap, hatır veya gönül, Türk hâkim ve savcılarının doğru yöneliminde etkili olmayacaktır. Türkiye’nin hâkim ve savcıları, HSYK’ye seçecekleri üyelerle, geleceğe tarihsel yükümlülüklerinin onurunu taşımayı yeğleyeceklerdir.
Gine R. Tagor’dan söylüyorum, “Ellerinin dokunurluğudur, çevreyi düzenleyip, türküleyen.” On iki bin hâkim ve savcıya, tüm ulustan selamlar, ellerinin hassas dokunurluğunu bekleyerek...
Sevgi Atalay- Emekli yargıç
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Evlilikte şanslı olan 4 burç!
- Soylu geri mi dönüyor?
- Çorlu tren katliamı davasında karar!
- Yunanistan'da gündem Samet Akaydin!