Zengin içerikli ilkel bulamaç

Amerikalı kimyacı Stanley Miller’in 1959 yılında gerçekleştirmiş olduğu çok önemli deney bugün neredeyse tüm okul kitaplarında yer alır. Miller basit bir gaz karışımına verilen elektrik akımının etkisiyle, biyomoleküllerin oluştuğunu kanıtlamıştı. Dünyadaki yaşamın başlangıcı olan “ilkel bulamaç”ın da bu şekilde ortaya çıktığı tahmin ediliyordu.

Yayınlanma: 03.11.2008 - 08:38
Abone Ol google-news
Amerikalı kimyacı Stanley Miller’in 1959 yılında gerçekleştirmiş olduğu çok önemli deney bugün neredeyse tüm okul kitaplarında yer alır. Miller basit bir gaz karışımına verilen elektrik akımının etkisiyle, biyomoleküllerin oluştuğunu kanıtlamıştı. Dünyadaki yaşamın başlangıcı olan “ilkel bulamaç”ın da bu şekilde ortaya çıktığı tahmin ediliyordu. Deneyin özgün örneklerini yeniden analiz eden meslektaşları, şimdi çok daha fazla kimyasal bileşim saptadılar.

Son bilgilere göre yaşamın ilk yapıtaşları daha önceleri tahmin edildiği gibi denizde veya kara kütlelerinde değil, volkanik adaların içinde ve kenarında oluşmuş. Miller deneyi için su, metan, amonyak ve hidrojeni bir araya geldiği camdan bir dolaşım düzeneği kurmuştu. İmbiğin içinde kaynatmış olduğu suyun buharı gaz karışımıyla, karışıyordu. Miller elektrik akımıyla flaşlar yaratıyordu.

Yapının diğer tarafında buhar yoğunlaşıyor ve damlacıklar halinde imbiğe boşalarak dolaşımı yeniden başlatıyordu. Deneyin ikinci gününde Miller, bu karışımın içinde proteinin bir içeriği olan glisin aminoasidini buldu. Scripps Oşinografi Enstitüsü’nde Jeffrey Bada yönetiminde çalışan ekip, kimyacının deneyiyle ilgili eski örnekleri bulunca, bunları yeniden analiz etmeye karar verdi.

Ekip, en modern tekniklerle Miller’in bulmuş olduğu beş aminoasit yerine on dört aminoasit buldu. O zamanki deney tertiplerinden bazıları hiç yayımlanmamış bile. Oysa Miller bunlardan birinde ilkel dünyadaki volkanik püskürmeyi tasarlamaya çalışıyormuş. Söz konusu deneyde yükselen gazlar dar bir bölümden geçirilerek hızlandırılıyor ve yoğunlaşmış reaksiyon ürünleriyle karıştırılıyordu.

Ancak Miller, ilk deneydekinden farklı maddeleri saptayacak yöntemlere sahip değildi. Bada ile çalışan ekip bu deneyde de özgün deneyin örneklerindekinden çok daha fazla molekül saptamışlar. Toplam 22 aminoasit ve beş amin bulmuş araştırmacılar. Her ne kadar ilkel bulamacın içerikleri, Miller’in kullandıklarıyla aynı olmasa da yeni ölçüm sonuçları yine de yeni bilgiler vermekte.

Nitekim ikinci deneyin koşulları, volkanlardaki buhar bulutlarıyla örtüşmekte. Bu da zengin enerjili volkanik çevrenin yaşamın ilk kimyasal yapıtaşlarını oluşturacak koşulları yaratmış olduğunu kanıtlamakta. Bununla birlikte Miller ve ardılları tarafından kabul edilen teori tartışılmaz değil. Kimi jeobilimciler, ilkel dünyadaki koşulların Miller’in imbiğindeki koşullara benzediğinden şüpheliler. Örneğin bazıları organik bileşimlerin dünyamıza meteoritlerle geldiğine inanıyorlar.

Ne olursa olsun Miller’in deneyi kimyasal/biyolojik evrim araştırmalarındaki önemini korumakta. Fakat yine de yanıtlanması gereken bazı sorular var. Mesela bu koşullarda hücre oluşumu için kaçınılmaz olan uzun proteinli zincirler nasıl oluşmuştu? Ve ilkel bulamaçta bulunmayan nüklein asit gibi biyomoleküller nasıl gelişmişti?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler