Kanser tedavisinde vitaminlere dikkat

Türkiye'de düzenlenen tek ve en geniş kapsamlı sempozyum olan "Prevantif Onkoloji Sempozyumu"nun dördüncüsü Antalya'da devam ediyor. Sempozyum Başkanı, Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Onkoloji Enstitüsü Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, bazı bitkisel karışımların, vitaminlerin ve diğer alternatif yöntemlerin kanser tedavisi üzerinde olumsuz etkileri olacağını söylüyor.

Yayınlanma: 04.12.2010 - 12:18
Abone Ol google-news

Tanı ve tedavi imkanlarının her geçen gün gelişmesine rağmen görülme sıklığı artan kanser tedavisinde, medikal tıbbın yanı sıra kontrolsüz kullanılan bitkisel ürünlerin ve vitamin takviyeleri, kanseri önlemek, durdurmak yerine olası riskleri artırabildiği, tedavinin etkinliğini azaltabildiği ve ciddi komplikasyonlara yol açarak, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.

Beta karoten: Beta karotenin özellikle sigara içenlerde akciğer kanseri gelişimini önlemek yerine kolaylaştırmaktadır. Tüm anti-oksidanların potansiyel olarak kemoterapi ve radyoterapinin etkisini azaltabilir. Kalsiyum-magnezyum-potasyum ve çoğu zaman vitamin karışımları içeren minerallerin özellikle kemik metastazı olan veya kalsiyum yüksekliği bulunan hastalarda sakıncalı olabilir. Beta karoten tüketilmesi, özellikle sigara içenlerde akciğer kanseri gelişimini önlemek yerine kolaylaştırıyor. Sigara içenlerin kesinlikle B-karoten almaması gerekiyor. Tüm antioksidanlar, potansiyel olarak kemoterapi ve radyoterapinin etkisini azaltabildiğinden tedavi altında antioksidan alınmaması isteniyor.

Vitaminler: Antioksidan kullanan 200 binden fazla hastanın katıldığı bir analizde, Vitamin A, E ve Beta-karoten kullananlarda ölüm riskinin daha çok olduğu gösteriliyor. Vitamin C ve selenyum için durum belirsizlik gösteriyor. Hekim takviyesi olmadan vitamin A ve E kullanılmaması gerekiyor.

Kalsiyum, magnezyum, potasyum ve çoğu zaman vitamin karışımları da içeren mineraller, özellikle kemik metastazı olan veya kalsiyum yüksekliği bulunan hastalarda sakıncalı olabiliyor.

Vitamin takviyeleri temel beslenme öğeleri arasında yer almaz ve bunlar kesinlikle ''ilaç'' değildir. ABD başta olmak üzere birçok ülkede vitamin takviyelerinin kullanımının arttığını söyledi. ABD'de saygın bir kurum olan FDA'nın (Food and Drug Administration, Besin ve İlaç Kurumu) bile bu tip ürünleri denetleyemediğini, onaylamadığını ve tehlikeli olabilecekleri konusunda uyarılarda bulundu. Aynı etken maddeyi içeren ürünler birçok değişik ambalaj ve marka adı altında satılmaktadır ve içerdikleri miktarların üründen ürüne ya da markadan markaya farklılık göstermektedir.

Isırgan otu - sarımsak: Isırgan otunun, kan pıhtılaşmasını sağlayan hücreler üzerindeki olumsuz etkisi, kemoterapi yan etkileri ile karışabiliyor. Aşırı sarımsak tüketimi, kanama problemine yol açabiliyor. Bu bitkilerin, kemoterapi-radyoterapi alanlarda kullanılmaması gerekmektedir. Japon eriği ölümcül kanamalara yol açabileceğinden kemoterapi ve radyoterapi etkisini azaltabilmektedir. Meme ve rahim kanseri hastalarının soya ve ginsengten uzak durması gerekiyor. Japon eriği olarak bilinen Ginkgo Biloba, içeriği nedeniyle kanamaya eğilimi artırıyor. Özellikle kanı sulandıran ilaçları kullananlarda (Kumadin-Heparin) ölümcül kanamalar görülüyor.

Koni çiçeği, kirpi otu olarak bilinen Echinacea da karaciğerde yıkılan bazı ilaçların etkinliğini azaltabildiğinden kemoterapi ile birlikte alınması önerilmiyor. Iressa, tarceva, irinotecan, topotecan, siklofosfamid, etoposide, teniposide, taxol, docetaxel, vincristine, vinblastin ilaçlarını kullananların bu üründen kesinlikle uzak durması isteniyor.

Soya ve ginseng: Soya ürünleri ise içerdiği isoflavonların östrojenik hormonal etkisi nedeniyle meme ve rahim kanseri olan hastalarda zararlı olabiliyor. Soyada bulunan ''genistein'' adlı bir madde, tamoksifenin etkinliğini azaltabiliyor. Tamoksifen kullanan meme kanseri hastalarının soya ürünlerinden uzak durması gerekiyor. Soya ürünleri farmakolojik dozlarda bazı ilaçların emilim ve dağılımını da etkileyebiliyor. Yeşil çayın tablet halinde yüksek dozlarda alınması, mide rahatsızlıklarına, ishale ve kramplara yol açabiliyor.

Bazı ginseng preparatlarında östrojenik maddeler olduğundan, meme ve rahim kanserli hastaların bunları kullanmaması gerekiyor. Ginseng, bazı ilaçların kan düzeyini azaltabiliyor, bazılarını da artırabiliyor. Iressa, tarceva, irinotecan, topotecan, siklofosfamid, etoposide, teniposide, taxol, docetaxel, vincristine, vinblastin alanların, ginsengden uzak durması gerekiyor.

Cüce palmiyenin, içerdiği hormonal maddelerden ötürü meme ve rahim kanseri hastalarının tüketmemesi gerekiyor. Tedavi için hormonal preparatlar alan meme kanserli hastalarının da tedavi etkileşimi olabileceğinden bu üründen uzak durması isteniyor.
Hipericum perforatum, binbirdelik otu da ilaç etkileşimlerinden dolayı kanser ilacının kan seviyelerini ve etkisini azaltabiliyor. Bunun dışında birçok ilacın etkisini azaltma ya da arttırma yönünde etki edebiliyor. Kemoterapi alan hastaların, bu ürünü kesinlikle kullanmaması gerekiyor.

Zakkum - siyah üzüm çekirdeği - köpek balığı kıkırdağı: Kedi otunun, ''Tamoksifen kullananlar ve siklofosfamide, etoposide, teniposit'' kullananlarca tüketilmemesi, ezan çiçeği ile gece mumu yağının serum proteinlerine bağlandığı için ilaç etkinliğini değiştirebildiğinden kemoterapi ile birlikte kullanılmaması gerekiyor.

Kaya Koruğu, bazı kanser tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azalttığından kemoterapi ile alınmaması ve karaciğer sorunu olanlarca kullanılmaması isteniyor. Özellikle karaciğer toksisitesini arttırabiliyor.

Yaban mersinini, kanama problemi olanların, kemoterapi-radyoterapi alanların, ''kumadin'' kullananların tüketmemesi gerekiyor.

Siyah üzüm çekirdeği, yüksek dozlarda alındığında bazı ilaçlarla etkileşebiliyor. Bu nedenle,  ''Iressa, tarceva, irinotecan, topotecan siklofosfamid, etoposide, teniposide, taxol, docetaxel, vincristine, vinblastin ve platin'' kullananlarca alınmaması vurgulanıyor.
Köpekbalığı ve sığır kıkırdağı, kalsiyum yüksekliğine yol açabiliyor. Özellikle kemik metastazı olan hastalar ya da vit-D, kalsiyum kullanan hastalarda sakıncalı olabiliyor. Bulantı, kusma, mide rahatsızlığı, hipotansiyona ve alerjik reaksiyona yol açabiliyor.

Sekiz farklı karışımdan oluşan Pc-Spes, içeriğinden ötürü östrojen ve diğer bazı maddelerle kontamine olabiliyor. Jinekomasti, libido azalması, mide rahatsızlıkları, kramplar, damar pıhtılaşması, ishal, kalp problemleri, sıcak basmasına yol açabiliyor. Pc-Spes'in herhangi bir amaçla kullanılmaması gerekiyor.

Zakkum, mevcut hali ile kanser tedavisinde kullanılmamalıdır. Olumlu etki yaptığına dair bilimsel veri bulunmuyor.

Akupunktur - masaj - yoga: Akupunkturun, doğrudan kanser tedavisinde yeri bulunmuyor. Vücuda bir iğne girmesi söz konusu olduğu için, kan ve pıhtılaşma hücreleri düşükken uygulamanın yapılmaması gerekiyor. Aromaterapi, masaj ve yoga, meditasyon ile egzersiz gibi yöntemlerde de kemik metastazı olan hastalarda kırıklara yol açabileceğinden dikkatli olunması gerekiyor.

Bitkisel ürünlerde, içine karışmış toksik maddeler olabileceği gösterilmiştir. Bu ürünlerin saflığı ve güvenilirliği kuşkuludur. Özellikle aktarlardan elde edilen bitkisel ürünler, doğrudan doğadan toplanmış ve işlenmemiş olduğu unutulmamalıdır. Dolayısı ile bunlar 'steril' değildir, mantar sporları, çeşitli bakteriler içerebilirler. Kemoterapi altında enfeksiyon riski olan hastalar bu tür ürünleri tükettiklerinde temizlik kurallarına çok dikkat etmelidirler.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler