Kanadoğlu'ndan Kılıç'a sert tepki

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin tartışmaya açılması öneresine Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu sert tepki gösterdi. Kanadoğlu, "Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle oynamak demek, aslında her zaman korktuğumuz ve olmasını hiç istemediğimiz bir sivil darbe niteliğindedir. Sonuç, sivil dinci bir dikta hevesinin ürünüdür" dedi.

Yayınlanma: 11.11.2008 - 19:26
Abone Ol google-news

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasa'nın anayasının değiştirilemez maddelerinin tartışmaya açılması öneresine sert tepki gösterdi.

 

'İlk 4 madde ile oynamak sivil darbedir'

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi'nin düzenlediği konferansta konuşan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a ağır eleştirilerde bulundu. Kanadoğlu, "Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç oturduğu makama layık değil. Bulunduğu makamın ağırlığını, sorumluluğu bilmeyen bir kişidir. Şimdi, atasözü hatırlatmakta yarar vardır. Bu doğrudan doğruya kılavuz, istikamet ve sonuç meselesidir. Ben siyasi iktidarın bu tür aldatmacalı yol göstericilere itibar etmemesini öneririm. Çünkü, Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle oynamak demek, aslında her zaman korktuğumuz ve olmasını hiç istemediğimiz bir sivil darbe niteliğindedir. Sonuç, sivil dinci bir dikta hevesinin ürünüdür. O itibarla böyle bir teşebbüsün Türkiye'yi içinden çıkarılmaz sorunlara sürükleyeceğinden endişe ediyorum" dedi.

 

'Üzmez'i tahliye etmezdim'

Küçük yaştaki kıza cinsel tacizde bulunmak suçundan önce tutuklanan, sonra da serbest bırakılan yazar Hüseyin Üzmez olayında dinin sekse alet edildiğini iddia eden Kanadoğlu, "Din ticarete ve siyasete alet ediliyordu, bunu biliyorduk, bunu çok gördük. Ama sekse alet edildiğini ilk kez gördük" diyerek konuştu. Kanadoğlu "Bu tahliye, beraat etti anlamıha gelmez. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığı yıllarca yapmış kişi olarak ben Üzmez'i tahliye etmezdim. Ağır Ceza Mahkemesi doğrudan doğruya inanmadığı takdirde bu Adli Tıb'bın dairelerinden birinin kararını bu raporu Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderir. Genel Kurul'dan rapor alınır. Onun sonucuna göre de karar verilebilirdi" dedi.

 

'Ergenekon siyasallaştı'

Ergenekon davasına da değinen Kanadoğlu, kanıtlarını bilmediği için nereye varacağını da bilemediğini söyledi. Siyasallaşan bir yargının, inanırlığını ve güvenirliğini kaybedeceğini söyleyen Kanadoğlu, "Bu soruşturma mutlaka Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre savcı tarafından yapılmalıdır. Ama bizzat siyasi iktidarın başı 'Biz iktidara gelmeden bu olayı biliyorduk, geldikten sonra emniyete verdik. Emniyet götürdü. Belirli bir noktadan sonra savcıyı ilettik' dedi. Ondan sonra da emniyete ve yargıya teşüktür etti. Hızını alamadı. 'Biz bu davanın savcısıyız' dedi. Ana muhalefet geri kalmak istemedi 'Ben de avukatıyım' dedi. Şimdi böylesine bir soruşturma evresinden geçen bir davada sıkıntı vardır. Siyasallaşan yargı bir yere varamaz, inanırlılığını yitirir. Ergenekon davası siyasallaştırıldı" dedi.

'Mustafa' adlı belgesel filmi de eleştiren Kanadoğlu, filmin Can Dündar'ın yorumu olduğunu, kesinlikle Atatürk'ü anlatmadığını ileri sürerek, "Can Dündar böyle bir film yaptığı için çok pişman olacak. Tabii yaptığı yatırımın semeresini de görecektir. Bu durum pişmanlığını azaltabilir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler