Bütçe görüşmeleri

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, işsizlik ve TÜİK'in verileri tartışıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in sunuş konuşmasının ardından söz alan milletvekilleri, görüşlerini dile getirdiler.

Yayınlanma: 18.11.2008 - 13:03
Abone Ol google-news

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin 2000 yılından beri en yüksek işsizlik rakamıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunda küresel mali krizin henüz etkili olmadığını bildirdi. ''TÜİK'in rakamlarına bakıldığında, üretim düşerken istihdam artıyor. Üretim düşerken iş yerleri işçi mi alıyor?'' diye soran Öztrak, bunun gerçekçi olmadığını söyledi.

TÜİK'in işsizlik rakamlarını düşük gösterdiğini ifade eden Öztrak, ''Önümüzdeki dönemlerde böyle devam ederse, TÜİK rakamlarına güven azalacaktır. Bu nedenle TÜİK rakamlarına ihtiyatla yaklaşmak durumundayız. Böyle devam ederse, herhalde Brezilya gibi TÜİK'i kapatıp bu işi özel sektöre devredeceğiz'' dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, İşsizlik Fonunun kuruluş amacından farklı işler için kurulduğunu belirterek, ''İyi ki işsizlik Fonu kuruldu. Herkes buna sarılıyor. Hükümet de buna sarıldı. Fonu, Hazine zaten kullanıyordu. İşsizlik Fonu olmasaydı Hükümet ne yapacaktı?'' diye konuştu.

İşsizlik Fonunda 12,5 milyar YTL prim girişine karşılık bunun 1 milyar YTL'sinin işsizlere kullandırıldığını kaydeden Korkmaz, ''Demek ki ülkede işsizlik yok'' görüşünü savundu.

Korkmaz, yüzde 47'ye ulaşan kayıt dışı istihdamın ülkede önemli bir problem olduğuna işaret ederek, oranın neden bu kadar yüksek olduğunu sordu. Korkmaz, ülkede yüksek seyreden işsizliğe karşılık bir milyon kaçak işçinin çalıştığını iddia ederek, neden önlem alınamadığını öğrenmek istedi.

Türkiye'de gerçek anlamda istihdam politikası olmadığını, bu nedenle işsizliğe çare de bulunamadığını ifade eden Korkmaz, ''TÜİK'in gerçek rakamları saklamasının soruna çare olmadığını'' söyledi.

 

"Gasp anlamına gelmektedir"

DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, iş gücü piyasasının düzenlenmesi, aktif iş gücü programları uygulanması, işsizlik sigortasının iyi yönetilmesi gibi çalışma hayatını yakından ilgilendiren pek çok konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın etkin görev üstlenmesi gerektiğini belirtti.

Hükümetin, İşsizlik Sigortası Fonunu kullanımını eleştiren Öztürk, şunları kaydetti: ''Hükümetin, İşsizlik Fonuna yapmakta olduğu saldırı durdurulmalıdır. Fon karşılıksız el konulabilecek bir kamu fonu değildir. İşçi konfederasyonları hukuk dışı olan bu saldırıya karşı uluslararası hukuk yolları dahil, gerekli girişimlerde bulunmalı ve işçinin parasına sahip çıkmalıdır. DSP, işsizlik sigortasını, kendi isteği dışında işini kaybedenlere yeni bir iş bulana kadar gelir sağlamak amacıyla getirmişti. İstihdam paketinde yer alan ve işveren prim hissesine hazine desteğinin fon tarafından üstlenilmesi ile GAP yatırımlarına kaynak aktarılması, başkasının para ve malının, devlet tarafından gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Bur tür düzenlemelerin işsizliğin azaltılmasına katkı vermesi, başkasının parasına yasal düzenleme yapılarak el konulmasını haklı göstermemektedir. Bu uygulama, işsizlik sigortası fonunun, her sıkışanın göz diktiği bir fon haline gelmesine yol açmıştır. İstihdam paketinin konuya ilişkin hükümleri, ileride bütçe açıklarının kapatılması amacıyla da kullanılabilmesinin yolunu da açmıştır.''

 

"İşsizlik rakamları, toplumda yaşanana benzemiyor"

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Türkiye'de çok yoğun bir işsizlik yaşandığını belirterek, her gün fabrikaların kapandığını ve insanların işsiz kaldığını söyledi. 2009 yılı bütçesinin kriz öncesinde hazırlandığına işaret eden Özyürek, ''Sanki kriz yokmuş gibi bütçeyi sakin sakin konuşuyoruz. Keşke Başbakan'ın dediği gibi, kriz bizi teğet geçseydi, etkilemeseydi'' dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın işsizlik rakamlarının ''toplumda yaşanan işsizliğe benzemediğini'' belirten Özyürek, 'AB'de iş gücüne katılım yüzde 70 iken, bizde yüzde 50 olması bile yüksek işsizlikle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. İş bulma konusunda umudunu kaybeden 1 milyon 721 bin kişi, 2 milyon 439 bin işsiz ve yılda 3-5 ay çalışabilen 790 bin kişiyle birlikte gerçek işsizlik rakamı, yüzde 18.6'dır. Aslında rakamlara bile gerek yok. Kahvehanelerde işsiz oturan gençlere bakmak yeter'' diye konuştu.

Sendikalar konusunda Hükümetin tarafsızlığını koruyamadığı yönünde ciddi iddiaların olduğunu ileri süren Özyürek, ''AKP'ye yakınlığıyla bilinen TÜRK-İŞ Başkanı da bunu söylüyor. AKP'li belediyelerde işçilerin HAK-İŞ'e geçmeleri yönünde baskı yapıldığı iddia ediliyor. Bu konuda ipin ucu kaçırılırsa, Bakanlık tavrını ortaya koyamazsa iş barışı tehlikeye düşer. Bakanlık taraf tutmamalı'' ifadesini kullandı.

Kayıt dışılıkla mücadele için kapsamlı denetime ihtiyaç olduğunu, bu amaçla müfettiş sayısının artırılması gereğine dikkati çeken Özyürek, sendikalaşma oranının gösterildiğinden daha düşük olduğunu söyledi. Özyürek, basın sektöründe sadece Anadolu Ajansı'nda sendika olduğunu hatırlatarak, AİHM'in kararının ardından kamu çalışanlarına toplu sözleşmeli sendika hakkı konusunda bir çalışmanın gündemde olup olmadığını sordu. Özyürek, küresel kriz bahane edilerek kıdem tazminat konusunda, sendikaların onaylamayacağı şekilde işverenlerin isteğiyle yapılacak bir düzenlemenin sorun yaratacağını belirtti.

 

"Tarihi karar"

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, AİHM'in memur sendikalarıyla ilgili olarak ''tarihi bir karar verdiğini'' bildirerek, memurlara sendikalı toplu sözleşme hakkı verilmesini öngören bu karar nedeniyle tazminat verilmesinin yeterli olmayacağını, Büyük Daire tarafından verilen karar gereği iç mevzuatta düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.

Küresel krizin en çok Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nı etkileyeceğini belirten Kaplan, ''Şimdiden bir tavukla nasıl 5 yemek yapılır tarifleri yapılıyor. Evdeki kedilerin bile krizden nasıl etkilendiği karikatürleri yapılıyor. Bu nedenle Bakanlık geleceğe dönük öncelik, plan ve strateji belirlemeli'' dedi.

DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da çalışma hayatının temel sorunlarının başında örgütlenme hakkındaki kısıtlamaların geldiğini savunarak, ''Emeğin örgütlenme hakkına, sermaye kadar önem verilmelidir'' diye konuştu.

Tuzla'daki işçi ölümleri ve kot taşlamadaki sorunlara işaret eden Kışanak, kayıt dışı istihdam önlenmeden ölümlerin önlenemeyeceğini söyledi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler