"Irkçı politikalar olduğu sürece uzlaşma yok"

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı yaptığı açıklamada Rum tarafında Türk düşmanlığı güden politikaların endişe verici boyutlara ulaştığını bildirdi. Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos'un Türkiye'ye yönelik hakaret derecesine varan ifadelerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Avcı, ırkçı politikalardan vazgeçilmediği sürece uzlaşmanın sağlanamayacağını açıkladı.

Yayınlanma: 22.01.2009 - 16:05
Abone Ol google-news

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, "Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın son dönemde çeşitli nedenlerle yaptığı çözümsüzlük kokan açıklamaları ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos'un siyasi konulara ırkçılık ve uzlaşmazlığı körükler şekilde müdahil olması ile Rum fanatiklerin Güney Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türklere saldırılarının, Rum tarafında Türk düşmanlığı güden politikaların endişe verici boyutlara ulaştığını gösterdiğini" kaydetti.

Turgay Avcı, Rum tarafının iki halk arasında ayrılığı ve düşmanlığı körükleyen ırkçı politikalarından vazgeçmediği sürece kalıcı bir anlaşmaya varılması amacıyla başlatılan tam teşekkülü müzakerelerin olumlu bir atmosferde sürdürülebilmesi ve arzulanan hedefe ulaşılabilmesinin gün geçtikçe zorlaştığını belirtti.

Bu bağlamda, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos'un Türkiye'ye yönelik hakaret derecesine varan ifadelerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Avcı, Hrisostomos'un "Türkiye'nin adada güvensizlik tehdidi oluşturduğunu" iddia edecek kadar gerçekleri saptırma yoluna gittiğini bildirdi.

 

Türkiye adaya barış getirdi

Türkiye'nin, 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarından kaynaklanan haklarına dayanarak yaptığı Barış Harekatı ile adaya barışı getirdiğini ve sadece Kıbrıslı Türklerin değil, Rum halkının da hayatını kurtardığını hatırlatan Bakan Avcı, şunları kaydetti:
"Bugün adada hakim olan barış ortamını gerek Kıbrıslı Türkler gerekse Rumlar Türkiye'ye borçludurlar. Bu çerçevede, Türkiye'nin güvenlik tehdidi oluşturduğu gibi akıl almaz bir iddiada bulunmak, sadece mantık çerçevesinde düşünme yetisini yitirmiş mentaliteden kaynaklanabilmektedir.
Kaldı ki Türkiye'nin bugüne kadar, özellikle Annan Planı döneminde yapmış olduğu yapıcı katkılarla, adada kapsamlı bir anlaşmaya varılması için verdiği destek, tüm uluslararası camia tarafından da takdir edilmektedir.
Dolayısıyla yine Hrisostomos'un öne sürdüğünün aksine Türkiye, adadaki iki taraf arasında varılacak bir anlaşmanın destekçisi olacağını da kanıtlamıştır. Bugün Kıbrıs'ta çözüme yanaşmayan, müzakerelerin bir takvime oturtularak süreci hızlandırmaktan kaçan tarafın Rum tarafı olduğu herkesçe bilinmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2008 yılı sonuna kadar çözüm bulunacağı yönündeki inancının kırılmasında da rol oynayan belli başlı unsur, Rum tarafının bu süreci sürüncemede bırakma politikasıdır."

 

Güvenlik sorunu

Kıbrıslı Türkler açısından Güney Kıbrıs'ta bir güvenlik sorunu bulunduğuna işaret eden Avcı, "Bunun en güncel göstergesi de geçtiğimiz hafta Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs'ta maruz kaldıkları saldırılardır. Ne yazık ki, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde bu tür saldırılar artarak devam etmekte ve Rum liderliğinin ve kilisenin izlemekte olduğu şovenistik ve ırk düşmanlığı güden tutum ve politikalar da bunun başlıca kaynağını oluşturmaktadır" ifadesini kullandı.

Hristofyas'ın, Makarios'a övgüler yağdırarak, onun mücadelesinin izinde yürümeye devam edecekleri yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Avcı, şöyle devam etti:
"Hristofyas, iki lider arasında bugüne kadar yapılan görüşmelerde sanki çözümün temelini oluşturacak ilkeler hususunda anlaşmaya varılmamış gibi kendi tezleri temelinde bir çözümden başka bir şeyin kendilerince kabul edilmeyeceğinin açıkça altını çizmiştir. Herkesçe bilindiği üzere, görüşmeler federal bir çözüm temelinde yürütülmesine rağmen Hristofyas, halen bugün üniter bir devleti savunmaktadır."

Rum liderliğinin sağduyuyla hareket ederek, dinin siyasete alet edilmesine izin vermekten bir an önce vazgeçeceği umudunu dile getiren Avcı, Rum liderliğini, adada oluşturulmaya çalışılan güven ortamını zedeleyecek her türlü tutumdan kaçınmaya ve her iki halkın da gerçek ihtiyacı olan bir çözüme vakit kaybetmeksizin gidilmesini sağlamak için üzerine düşen görevi yapmaya davet etti.

Dışişleri Bakanı Avcı, açıklamasında şunları kaydetti:
"Bilinmelidir ki, adada kalıcı ve yaşayabilir bir anlaşmaya varılmak isteniyorsa bu anlaşma iki bölgeli, iki halklı, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti ve Kıbrıs Rum Kurucu Devletinin siyasi eşitliği temelinde bir ortaklık olacak ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler