Ergenekon davasında "gizli tanık" tartışması

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, ''Gizli tanıklık, savunma hakkını, yani kişilerin ona soru sorma hakkını ortadan kaldırarak uygulanmaması gerekir'' dedi.

Yayınlanma: 26.01.2009 - 14:56
Abone Ol google-news

''Hukuka aykırı deliller, gizli tanık ve uzlaşma'' konulu çalıştay, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Beyazıt Yerleşkesi rektörlük doktora salonunda yapıldı.

Çalıştaya verilen arada basın mensuplarının sorularını cevaplandıran İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin davada kullanılabilirliği ve gizli tanıkların beyanlarının hangi koşullarda geçerli olacağı konularının Türkiye'de ve dünyada tartışıldığını belirtti.

Türkiye'de özellikle hukuka aykırı delillerin delil olarak kullanılamayacağı konusunda çok açık düzenlemelerin olduğunu dile getiren Sözüer, ancak bu düzenlemelerin nasıl uygulandığının ciddi bir tartışma konusu olduğunu aktardı.

Sözüer, özellikle Amerika'da Barack Obama'nın iktidara gelmesinin ardından hukuka aykırı yöntemlerle ve baskılarla elde edilen ifadelerin delil olarak kullanılmayacağının söylendiğini belirtti.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nda örgütlü suçlar bakımından birçok gizli yöntemlerin kabul edildiğini, ancak bu gizli yöntemlerin savunma hakkını ortadan kaldırır şekilde kullanmaması gerektiğini vurgulayan Sözüer, şunları söyledi:
''Aksi halde savunma hakkının ihlal edilmesi, yani adil yargılama hakkının ihlal edilmesi suretiyle kullanılan gizli yöntemlerde elde edilen gerçeğin, gerçekten bir gerçek olup olmadığı belli olmaz. Her şeye rağmen kırarak, dökerek, haklar ihlal edilerek elde edilen gerçeğin kabul edilmemesi gerekir. Hukuka uygun yöntemlerle kabul edilen deliller kullanılmalıdır. Kural, 'hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerle kullanılamaz' diyor. Ancak buna o kadar çok istisna getirilmiş ki, kural neredeyse istinaslarla delik deşik hale getirilmiştir. Şu anda bizim düzenlemelerimiz, Amerika ve Avrupa'daki düzenlemelerden standart olarak çok daha ilerde. Fakat uygulama için aynı şeyleri söylememiz mümkün olamıyor.''
 

"Gizli tanık"

Gazetecilerin ''Ergenekon soruşturmasında gizli tanık konusu ön plana çıktı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna Sözüer, şu yanıtı verdi:
''Biz şu anda belli bir davadaki uygulama için konuşmuyoruz. Gizli tanık, Türkiye'de yeni uygulanmaya başlanıyor. Gizli tanıklık, savunma hakkını, yani kişilerin ona soru sorma hakkını ortadan kaldırarak uygulanmaması gerekir. Böyle bir tanıklık yapılırsa, kim olduğu belli değilse hiçbir şekilde, kimliği hiçbir şekilde açıklanmazsa ve söylediği de suçun kanıtı sayılacaksa bu artık tanıklık olarak kabul edilemez. Savunma, bu tanıklara soru sormalıdır. Tanığın kimliği de bir şekilde açıklamalıdır.''

Kimliği açıklanmadan beyanda bulunan kişinin söylediklerinin zaten çok güvenilir olamadığını, çünkü ona soru sorulamadığını kaydeden Prof. Dr. Adem Sözüer, Türkiye'de gizli tanıklık konusunun nasıl sonuçlar doğuracağının belli olmadığını aktardı.

Çalıştaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Saint Louis Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Stephen Thaman ve akademisyenler katıldı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler