'12 Eylül'de tövbe ettim..'

Ergenekon duruşmasında, eski Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Tüdeş Anıtkabir yürüyüşünde yer almadığını belirterek, ''Ben o tür şeylere tövbeliyim. Hep uzak durdum'' dedi.

Yayınlanma: 11.10.2012 - 08:57
Abone Ol google-news

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın 243. duruşması yapıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tutuklu sanık eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun savunma tanığı olarak çağrılan eski Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Türkay Tüdeş’i salona aldı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, dosyada bulunan “Jandarma Genel Komutanlığı Aşırı Sağ Faaliyetler Şube Müdürlüğü” tarafından hazırlanan 19 Eylül 2003 tarihli raporun kapağını Tüdeş’e göstererek “Jandarma Genel Komutanlığı’nın sosyal tesislerinde 19 Eylül 2003 tarihinde Rektörlere verilen yemeğe katıldınız mı? Burada katılan rektörlerin listesinde ‘Trabzon Üniversitesi rektörü’ deniyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne, Trabzon Üniversitesi denir mi ”diye sordu. Prof.Dr. Tüdeş “Bilmeyenler KTÜ’ye Trabzon Üniversitesi der. Ama ben bu toplantıya katılmadım” dedi.

Sahte ve düzmece belge

Prof.Dr. Hilmioğlu’nun avukatı Mehmet Server de söz alarak “Tanık Türkay Tüdeş, o toplantıya katılmadığını söylüyor. Tanık olarak dinlenen Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü Yaşar Sütbeyaz da katılmadığını söylemişti. Okuduğunuz belgede toplantıya katıldıkları yazıyor. Bunlar, o belgenin sahte ve düzmece olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu. Prof.Dr. Tüdeş şunları anlattı: “Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne rektör seçildiğimde, 1996’da bütün rektörlerle Genelkurmay'a çağrılmıştık” dedi. Savcı Pekgüzel araya girerek “28 Şubat öncesinde mi? Ne konuşuldu” diye sordu. Prof.Dr. Tüdeş şöyle devam etti: “Türkiye’deki aşırı sağ ve aşırı sol cereyanlar konusunda brifing verildi. Bir korgeneral, 6 tüm general, 7 Tuğgeneral katıldı. 14 paşa katıldı. ‘Burada paşa enflasyonu var’ dedim. Bizim Trabzon’da bir paşa var o da kral gibi” diye konuştu.


Kılınç’ın ricası

Prof.Dr. Türkay Tüdeş tutuksuz sanık eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’ın, Ergenekon’dan tutuksuz yargılanan ancak halen 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Prof.Dr. Kemal Gürüz aracılığıyla kendisinden bir ricada bulunduğunu anlattı. Tüdeş şunları söyledi: “YÖK Başkanı Kemal Gürüz, bana ‘Tuncer Paşa’nın sizden bir ricası var. Tülay Bakır sizin üniversiteye profesör olarak dönmek istiyormuş’ dedi. Yanımda Tıp Fakültesi Dekanı da vardı. ‘Hocam Tuncer Paşa ile ben görüşüp duruma anlatayım’ isterseniz’ dedim. ‘Siz bilirsiniz’ dedi ama ‘görüşseniz iyi olur’ gibiydi. Tuncer Paşa’ya gittim. Paşam, ben oraya 2 doçent aldım. Sizin önünüzü kesmeyeceğim diye söz verdim. Eğer Tülay Bakır doçent olarak gelirse olur. Profesör olarak alamam dedim. Tuncer Paşa bir-iki görüşme yaptıktan sonra Tülay Bakır'ın kabul etmediğin söyledi”Pekgüzel’in “Yani Tuncer Kılınç, Tülay Bakır’ın alınması için size tavassutta bulundu” sözleri üzerine Tüdeş, “Evet, Tülay Bakır sonra Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’'ne gitti. Şu anda Samsun AKP milletvekili” diye konuştu.


Meşreplerimiz farklı

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Prof.Tüdeş ’e 25 Ekim 2003 tarihinde “Ordu Göreve” pankartının açıldığı rektörlerin Anıtkabir’e yürüyüşüne katılıp katılmadığını sordu. Prof. Tüdeş “Ankara’daydım ama katılmadım”dedi.Pekgüzel’in “Size yazılı bir çağrı yapıldı mı? Bu yürüyüş olduğunu nereden biliyordunuz? Kimler düzenledi” şeklinde sorular yöneltti. Tüdeş “Sağır sultan biliyordu” diyerek şöyle devam etti:

 “Kimin tertiplediğine ilişkin bir şey söyleyemem. Kimsenin günahına girerem, Allah saklasın. Ama bildiklerimi açıkça söylüyorum, yemin ettim”. Dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) birlikte çalıştıklarını anlatan Prof. Tüdeş şöyle konuştu: “Kemal Bey KTÜ Rektörü iken ben yardımcısıydım. Dostluğumuz var o nedenle. Aramızda bir hukuk vardır. Ona neden yürüyüşe katıldığını sorduğumda bana ‘Nusret Bey’i kıramadım’ dedi”. Tüdeş, rektörlerin Anıtkabir yürüyüşünde çekilmiş fotoğraflardan tanıdığı rektörlerin isimlerini saydı. Fotoğraflar gösterilirken söz alan Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu “Bu fotoğrafta yürüşü düzenleyen Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Aras ve Atatürk Düşünce Derneği Başkanı Ertuğrul Kazancı görülüyor” diye açıklamada yaptı.


Pankarttan rahatsız olduk

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu’nun savunma tanığı olarak eski 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Emin Alıcı da ifade verdi. Emin Alıcı, 19 Eylül 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı sosyal tesislerinde rütbeli askerlerin rektörlere verdiği yemeğe katıldığına ilişkin listede adı olduğunun anımsatılması üzerine “Bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Askeri zevatla kapalı bir toplantıya katılmadım” dedi. 25 Eylül 2003 tarihinde rektörlerin Anıktabir yürüyüşüne katıldığını belirten Alıcı “Mitingde açılan ‘Ordu göreve’ pankartına bizim düşüancemzi yansıtmadığı için hepimiz tepki gösterdik. Organizasyonu yapan Ankara Ünivaersitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Aras, platforma çıkıp mikrofonu eline alıp ‘O pankart kaldırın ve miting alanınından çıkın’ dedi. Bu tür toplantılarda bir grup çıkıp beklenmedik şeyler yapabiliyor. Daha sonra bu tür provokasyonlara karşı çok dikkatli olunması, gerekirse toplantı yapılmamasını aramızda konuştuk”diye konuştu.

Cumhuriyet’in tirajı

Savcı Pekgüzel, Ankara Ticaret Odası’nda 3 Mart 2004’te yapılan “Hilafetin Kaldırılması”nın yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantının ardından bir yemek verildiğini anımsatarak tanık Alıcı’ya “Mustafa Balbay, İlhan Selçuk da katılmış. Bu yemeği hatırlıyor musunuz” diye sordu.

Emin Alıcı ise “O yemekte İlhan Selçuk ve Balbay vardı. İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nin tirajlarının arttığını, iyi bir noktaya geldiğini söylüyordu” dedi. Tanık Emine Alıcı ise “Ben o gün telaş içindeydim. Arabam bozulmuştu. Gazeteci olan Balbay gibi olaylara bakmam mümkün değil. İktidar, kanunlar çerçevesinde elde edilir. Ben demokrasiye inanan ve buun savunan bir insanım” diye konuştu.


Balbay günlükleri reddediyor

Savcı Pekgüzel’in Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerden ATO’daki toplantıya ilişkin ifadeler okuyarak tanık Emin Alıcı’ya sorular yöneltmesine, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Hurşit Tolon’un avukatı Dilek Helvacı itiraz etti.

“Savcı, yönlendirme soru soruyor” diyen Avukat Helvacı, Mustafa Balbay’ın 16 celseden men edilmesi nedeniyle duruşmaya gelemediğine ve avukatının da bulunmadığına dikkat çekti. Avukat Helvacı “Mustafa Balbay bu günlükleri zaten reddediyor. Bunun da göz önünde bulundurulması gerekir” diye konuştu.


Balbay’ın günlükleri

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerde “Tutuksuz sanık Eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Şener Erguygur’un İlhan Selçuk’a 9 Eylül Üniversitesi rektörünün de aralarında bulunduğu bazı kişilerle görüştüklerini söylediğinin” yazılı olduğunu anlattı. Pekgüzel “Bu görüşmede ‘AKP’ye dur deme zamanı geldi’ şekilnde bir konuşma oldu mu” diye sordu.

Prof. Dr. Emin Alıcı ise şunları anlattı: “Böyle bir görüşme olmadı. Bu konuşmanın doğru olmadığı kanaatındayım. Ben Şener Erguygur ile İzmir'de emekli olduktan sonra rastlantısal olarak karşılaştım. ‘Siz nasıl benim telefonuma çıkmazsınız’ diye incitici bir serzenişte bulundu. Ben Şener Eruygur'un Jandarma Genel Komutanı olduğunu dahi bilmiyordum.”


Abdüllatif Şener ile görüşme

Emin Alıcı, Ocak 2003’te hazırladığı YÖK Yasa Tasarısı’na karşı düşüncelerini iletmek için dönemin Devlet Bakanı Abdülatif Şener’den randevu aldığını belirterek “Ben biraz geç kalmıştım. Şener, vakti olmadığı için beni arabasına aldı. Meclis’e kadar giderken ben karşı çıktığımız konuları anlattım” dedi.

Tolon’un tepkisi

Prof. Dr. Alıcı, tutuklu sanık emekli orgeneral Hurşit Tolon’un, Ege Ege Ordu Komutanlığı sırasında üniversite öğrencilerini Çanakkale Şehitliği’ne götürülmesi için çok iyi bir organizasyon yaptığını anlatarak şöyle devam etti:

“Tolon bir Cumhuriyet Balosu’na gelmişti.. Ama bir kaza sonucu Yunan müziği çaldı. Tolon şiddetle salonu terk etti.”

 

Cumhuriyet’in tirajı
Savcı Pekgüzel, Ankara Ticaret Odası’nda 3 Mart 2004’te yapılan “Hilafetin Kaldırılması”nın yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantının ardından bir yemek verildiğini anımsatarak tanık Alıcı’ya “Mustafa Balbay, İlhan Selçuk da katılmış. Bu yemeği hatırlıyor musunuz” diye sordu. Emin Alıcı ise “O yemekte İlhan Selçuk ve Balbay vardı. İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nin tirajlarının arttığını, iyi bir noktaya geldiğini söylüyordu” dedi.

Tanık Emine Alıcı ise “Ben o gün telaş içindeydim. Arabam bozulmuştu. Gazeteci olan Balbay gibi olaylara bakmam mümkün değil. İktidar, kanunlar çerçevesinde elde edilir. Ben demokrasiye inanan ve bunu savunan bir insanım” diye konuştu.

Balbay günlükleri reddediyor

Savcı Pekgüzel’in Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerden ATO’daki toplantıya ilişkin ifadeler okuyarak tanık Emin Alıcı’ya sorular yöneltmesine, tutuklu sanıklar Prof.Dr. Mehmet Haberal ve Hurşit Tolon’un avukatı Dilek Helvacı itiraz etti. “Savcı, yönlendirme soru soruyor” diyen Avukat Helvacı, Mustafa Balbay’ın 16 celseden men edilmesi nedeniyle duruşmaya gelemediğine ve avukatının da bulunmadığına dikkat çekti. Avukat Helvacı “Mustafa Balbay bu günlükleri zaten reddediyor. Bunun da göz önünde bulundurulması gerekir” diye konuştu.

Balbay’ın günlükleri

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerde “Tutuksuz sanık Eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Şener Erguygur’un İlhan Selçuk’a 9 Eylül Üniversitesi rektörünün de aralarında bulunduğu bazı kişilerle görüştüklerini söylediğinin” yazılı olduğunu anlattı. Pekgüzel, “Bu görüşmede ‘AKP’ye dur deme zamanı geldi’ şekilnde bir konuşma oldu mu” diye sordu. Prof.Dr. Emin Alıcı ise şunları anlattı: “Böyle bir görüşme olmadı. Bu konuşmanın doğru olmadığı kanaatındayım. Ben Şener Erguygur ile İzmir’de emekli olduktan sonra rastlantısal olarak karşılaştım. ‘Siz nasıl benim telefonuma çıkmazsınız’ diye incitici bir serzenişte bulundu. Ben Şener Eruygur’un Jandarma Genel Komutanı olduğunu dahi bilmiyordum”

Abdüllatif Şener ile görüşme

Emin Alıcı, Ocak 2003’te hazırladığı YÖK Yasa Tasarısı’na karşı düşüncelerini iletmek için dönemin Devlet Bakanı Abdülatif Şener’den randevu aldığını belirterek “Ben biraz geç kalmıştım. Şener, vakti olmadığı için beni arabasına aldı. Meclis’e kadar giderken ben karşı çıktığımız konuları anlattım” dedi.

Tolon’un tepkisi

Prof.Dr. Alıcı, tutuklu sanık emekli orgeneral Hurşit Tolon’un, Ege Ege Ordu Komutanlığı sırasında üniversite öğrencilerini Çanakkale Şehitliği’ne götürülmesi için çok iyi bir organizasyon yaptığını anlatarak şöyle devam etti: “Tolon bir Cumhuriyet Balosu’na gelmişti. Ama bir kaza sonucu Yunan müziği çaldı. Tolon şiddetle salonu terk etti”

Duruşmada daha sonra  “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ile bazı bakanlarının telefonlarının tutuklu sanık Levent Ersöz tarafından Jandarma Genel Komutanlığı İstihbahat Daire Başkanlığı döneminde dinletildiği ve örgütsel ilişki kapsamında  Aydınlık gazetesine gönderildiği” suçlamasına ilişkin İşçi Partililerin savunma tanığı olarak Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu dinlenildi.

Tayfun Devecioğlu, Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı sırada 26 Mart 2009 gecesi, Vatan Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi’nin kendisini  bilgilendirdiğini belirterek şöyle devam etti: “Kimin tarafından yollandığı belli olmayacak şekilde bazı dijital ses kayıtlarını içeren mailler Vatan Gazetesi Ankara temsilciliğine gönderilmiş. Bana da gönderdiler. 8-10 ses kaydından 2-3’ünü dinledim. Bunların yasa dışı dinleme sonucu elde edildiği sonucuna vardık. Bundan bir süre önce Sayın Başbakan’ın ‘Beni de dinliyor olabilirler’ diye bir beyanı olmuştu. Bunun üzerine Başbakan’ın bu beyanıyla birlikte Başbakan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının internette dolaştığına ilişkin haber yaptık. Yasadışı dinleme olduklarını düşündüğümüz için içeriğini yayınlamadık. Sadece Vatan Gazetesi’nin Ankara Temsilciliği’nde değil, bütün gazetelerin Ankara temsilcilerine ve bazı kişilere bu kayıtlar gönderilmiş. İnternette rapit.share adlı sitede de yayınlanmış.”

Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin dinlediniz mi, kayıtlar kimlere aitti” sorusu üzerine Tayfun Devecioğlu “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, işadamı Cüneyt Zapsu’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtları vardı” dedi.

Başkan Özese’nin sorusu üzerine Devecioğlu, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı gelmedi ya da ben fark etmedim” diye konuştu.

Tutuklu sanık Bedri Gültekin, tutuklanmadan önce İşçi Partisi Genel Başkan Vekili olduğunu belirterek “Bu ses kayıtlarını Vatan Gazetesi’nde yayınlandıktan 7 ay sonra basın toplantısı ile açıkladığım için tutuklandım. Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım, bu basın toplantısını haber yaptığı için tutuklandı” diye konuştu.

Tayfun Devecioğlu ise “Geçmiş olsun” dedi. Deniz Yıldırım, Devecioğlu’na “Savcı Mehmet Ali Pekgüzel bana ‘Bu kayıtlar size geldiğinde tedirgin oldunuz mu’ diye sordu. Siz tedirgin oldunuz mu” diye soru yöneltti. Tayfun Devecioğlu ise “Tabii tedirgin oldum. Önemli kişilerin yasadışı dinlemeleri yapılmış”  diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler