'Bizim Suriye'yle ne işimiz var?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bizim Suriye'yle ne işimiz var? Niye o kavganın bir parçasıyız biz? Geçmişte İran'la Irak arasında savaş oldu. 8-9 yıl sürdü savaş. Türkiye her zaman iki tarafa da eşit mesafede kaldı'' dedi.

Yayınlanma: 27.12.2012 - 10:30
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası'nı (MTSO) ziyaretinde yaptığı konuşmada, Malatya'nın iki başbakan ve iki cumhurbaşkanı çıkaran bir şehir olarak önemli olduğunu, buranın da her kentin olduğu gibi sorunları bulunduğunu söyledi. 5084 sayılı Teşviki Yasası'nın bazı illerde olduğu gibi burada da devam edilmesinin istendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Bir yerde huzurun temel koşulu herkesin evine akşam ekmek götürmesine bağlıdır. Alın terinin değerlendiği yerde huzur olur, barış olur. Malatya bu açıdan çok önemli'' dedi.

Malatya'nın ve bölgenin gelişmesini istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, Malatya'nın bölgede at başı olabileceğini, ürünleri, madenciliğiyle gelişebileceğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, kentin gelişmesine ana muhalefet partisi olarak her türlü desteği verebileceklerini kaydetti.

Daha sonra, MTSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ve iş adamlarıyla basına kapalı görüşen Kılıçdaroğlu, ardından yürüyerek Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'nin bulunduğu binaya geçti. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, esnafın içinde bulunduğu durumu esnaf yakınları ve arkadaşları dolayısıyla iyi bildiğini, sorunların bilinmesinin yeterli olmadığını, dillendirilmesi gerektiğini söyledi.

Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şevket Keskin'in bütçe görüşmelerinde hiçbir siyasinin esnafın sorunlarından bahsetmediğini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, kendisinin Meclis'te esnafın emekli aylığından kesilen yüzde 15 sosyal güvenlik destek primini eleştirdiğini kaydetti. Bu kesintiyi getiren partiye esnafın yine de oy verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Siz sorunlarınıza sahip çıkan partiye değil, sizi bitirmek isteyen partiye oy veriyorsunuz'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, şehirlerdeki büyük alışveriş merkezlerinin esnafı bitireceğini belirttiklerini anımsatarak, buna rağmen esnafın kendilerine oy vermediğini ifade etti. Avrupa'daki alışveriş merkezlerinin haftanın bir günü kapalı olduğunu ve genellikle şehrin dışında konuşlandırıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'de ise bunun olmadığını belirtti.

Esnafın sorunlarına sahip çıkılıp dile getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Ana muhalefet partisi olarak bizim bu ülkede dile getirmediğimiz hiçbir sorun yoktur. Her sorunu dile getiririz. Pozantı Cezaevi'nde tecavüze uğrayan çocukları da dile getirdik, Uludere'de öldürülen 34 yurttaşımızı da dile getirdik, parlamentoda yolsuzluk yapan bakanlarla ilgili soru önergeleri de verdik, Deniz Feneri dolayısıyla arama yapılacak firmalara önceden haber veren köstebekleri de dile getirdik. Üstümüze ne düştüyse yaptık. Bana çıkıp bir Allah'ın kulu 'CHP şunu yapmadı' diyemez. Sorunumuz ne peki o zaman? İşçilerin hakları ellerinden alınıyor, CHP dillendiriyor ama işçi sesini çıkarmıyor, oturuyor yerinde. Esnafın hakkı elinden alınıyor, CHP dillendiriyor ama esnafın sesi çıkmıyor. Sorunlara ortak sahip çıkmamız lazım. Geldiğimiz duruma bakın. Konuşmaktan vatandaş korkuyor. Telefonla konuşmaktan korkuyor. Bu demokrasi midir? Malatya, iki önemli devlet adamı yetiştirmiştir. Geldiğimiz noktaya bakalım. Malatya'nın esnafı şikayetlerini parlamentoda dile getirmek açısından hangi milletvekiline güven duyuyor. Bize bir milletvekili verdiniz. Parlamentoda Malatya ve sorunları deyince o milletvekilleri kürsüye çıkıyor. Peki AK Parti milletvekillerinden herhangi birisinin meclis kürsüsüne çıkıp Malatya'da esnafın şu derdi var diye dillendirdiğini duydunuz mu? Ama onları seçen sizsiniz.''

Kılıçdaroğlu, ülke genelindeki esnafın sorunlarına sahip çıkacaklarını dile getirerek, ''Türkiye'nin yeni bir yönetime, yeni bir anlayışa, demokrasiye ve özgürlüğe ihtiyacı var. Türkiye'de herkesin, karnının doyduğu sağlıklı bir ekonomiye ihtiyacı var. Sayın Başbakan diyor ki; '3 çocuk yapın.' Güzel. Sen hele birisine iş bul ondan sonra Allah kerim. İş buluyor mu? İş yok. Ne olacak bu çocuklar? Ya mafyaya gidecek, ya dağa gidecek'' diye konuştu.

 

'Temiz, düzgün siyasete ihtiyacımız var'

Hukukun üstünlüğüne inanan, herkesin iş, aş sahibi olmasını, kul hakkı yiyenlerden hesap sorulmasını savunan, yolsuzluklara karşı bir parti olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Temiz, düzgün siyasete ihtiyacımız var. Siyasette düzgün insanlara ihtiyacımız var. Dini siyasete alet etmeyenlere, insanların inançları, etnik kimlikleriyle oynamayan insanlara ihtiyacımız var. Herkesin inancı kendisine göre, inanç siyasete konu edilebilir mi? Caminin avlusunda miting yapılır mı? Din siyasete alet edilirse çok tehlikeli bir süreci başlatmış oluruz. İnsanların inançlarıyla oynamış oluruz. Mütedeyyin insanlar hepimizin saygı duyduğu insanlardır. Hangi inançtan, kimlikten olursa olsun her insan mübarektir. Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır. Onun inancıyla, kimliğiyle oynamak kimin ne haddine. Kim kendi anne babasını seçme özgürlüğüne sahip ama hepimiz anne babamızla gurur duyarız.''

Kemal Kılıçdaroğlu, inanç ve kimliğin insanın en temel hakkı olduğunu, bu hakka müdahale edilme şansı olmadığını, doğru da olmayacağını belirterek, ''19. yüzyılın politikalarıdır bunlar. Dünya 21. yüzyılın politikalarını belirliyor'' dedi.
Bütçeyi de eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Sağlıklı çalışan bir demokraside, bu bütçenin meşruiyeti tartışılır'' ifadesini kullandı.

 

Suriye'deki olaylar

Suriye'de yaşananlara da değinen Kılıçdaroğlu, ''Suriye'de iç savaş var. Ne yapıyoruz biz. Taraflardan birisinin eline silah veriyoruz. Cebine de para koyuyoruz, 'git kardeşini öldür' diyoruz. Niçin? Bizim Suriye'yle ne işimiz var? Niye o kavganın bir parçasıyız biz? Geçmişte İran'la Irak arasında savaş oldu. 8-9 yıl sürdü savaş. Türkiye her zaman iki tarafa da eşit mesafede kaldı. Sadece onlara çağrıda bulundu, 'Savaşı bitirin, yapmayın, etmeyin, savaşmayın' dedi. Şimdi biz birisinin eline silah veriyoruz, cebine para koyuyoruz, 'git' diyoruz 'kardeşini öldür', bunun adına da dış politika diyoruz. Kim zarar gördü? Biz gördük, Suriyeli gördü, ihracatçı gördü. Karlı çıkan kim bu işten? Silah satanlar'' şeklinde konuştu.

Ziyaretlerde, Keskin ve Erkoç, Kılıçdaroğlu'na kayısı ikramında bulundu. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Evren, daha önceki bir Malatya ziyaretinde çekilen fotoğrafı Kılıçdaroğlu'na hediye etti.

 

'Malatya, CHP'nin kalesiydi'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) Babacan Tekstil'i ziyaret ederek, işçilerle çay içti. Bu firmanın tekstil atölyelerini gezen Kılıçdaroğlu, daha sonra 2. OSB'deki Kübra Tekstil'i ziyaret etti.

Kılıçdaroğlu, ziyaretinde ''Malatya, CHP'nin kalesiydi. Çok güçlü bir CHP geleneği vardı burada. Fakat askeri darbeler, yaşanan dramlar, olaylar, biraz CHP ile arada sorun yarattı. Şimdi onu telafi etmeye çalışıyoruz. Telafi edeceğiz inşallah. Daha güçlü bir demokratik yapının oluşmasını istiyoruz'' diye konuştu.

Bir gazetecinin, ''Bu kaleyi nasıl geri alacaksınız?'' sorusuna Kemal Kılıçdaroğlu, ''Çalışarak. Herhalde kılıç kalkan çekmeyeceğiz'' yanıtını verdi. Daha sonra işçi yemekhanesine geçen Kılıçdaroğlu, işçilerle sıraya girerek yemek aldı. Çalışanlarla yemek yiyen Kılıçdaroğlu, fabrikanın bahçesinde işçilerle çay içip, sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu, 1. OSB'deki CMC Çağrı Merkezi'ni de ziyaret ederek, çalışanlarla iş yerinin yemekhanesinde sohbet etti.

 

'Atatürk Türkiyedir, Ankara Atatürk'tür'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 93. yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önemli kilometre taşlarından biri olan Ankara'yı karargah seçen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu kente gelişinin ülkenin makus talihinin tersine çevrilmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, mesajında şunları kaydetti: ''Atatürk'ün Ankara'ya gelişi, bağımsızlığın, özgürlüğün, cumhuriyetin, demokrasinin, kadın-erkek eşitliğinin Ankara'ya gelişi ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete teslimidir. Atatürk'ün Ankara'ya gelişi muasır milletler seviyesinin hedeflenmesi, çağdaşlık, hukuk ve sosyal devlet mücadelesidir. Atatürk'ün Ankara'ya gelişi, mevki, makamın elinin tersiyle itilmesi, üniformanın bir kenara atılması, yurtseverlik inancıyla, 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır' diye her karış toprağın savunulmasıdır. Açıkçası, Atatürk Türkiye'dir, Ankara Atatürk'tür. O nedenle sinsi emellerle , adım adım Ankara'yı ve Türkiye'yi Atatürk'ten arındırmaya çalışmak da, başkentin içini boşaltmayı hedeflemek de nafile girişimlerdir. Bu duygu ve düşüncelerle Ankara'ya hoş geldin bağımsızlık, hoş geldin özgürlük, hoş geldin cumhuriyet ve demokrasi, hoş geldin kadın-erkek eşitliğiyle, egemenliği kayıtsız şartsız Millete teslim eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Sizi 93 yıl önceki coşku, sevgi, saygı ve güvenle selamlıyor, hoş geldiniz diyorum.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler