Hayrettin Ertekin savunmasını tamamladı

Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan sanıklardan Hayrettin Ertekin, mahkemedeki savunmasında, ''Nasıl bir teröristim ki bu devletin bütün kademeleri teşekkür ediyor. Nasıl bir teröristim ki devlete yüklü miktarda vergi veriyorum'' dedi.

Yayınlanma: 05.02.2009 - 08:26
Abone Ol google-news

Ergenekon davasının 48. oturumunda savunmasını tamamlayan tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, TMSF'nin Sabah ve ATV ihalelerine girmemesi için Çalık Grubu'ndan Ediz Aydın ve dönemin Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki tarafından ikaz ve tehdit edildiğini öne sürdü.

Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu ileri sürülen Ertekin, TMSF'nin ATV televizyonu ve Sabah Gazeteleri ihaleleri öncesinde Turkuaz ve Leon Şirketlerinin sahibi Ediz Aydın'ın kendisini arayıp "Çalık Holding bizim ajansımız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği ile bu ihaleye giriyoruz. Burası Beyefendi'ye lazım. Çekilin" diyerek tehdit ettiğini öne sürdü. Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki'nin de kendisini aradığını ileri sürerek, şöyle devam etti:

"Telefon tapelerinden görülecektir. Akif Beki 'Beyefendi'nin selamları var. Şimdi Amerika'ya gidiyoruz. Vaktimiz yok. Ancak Ediz Bey'in telefonunu dikkate alırsanız sevirinirim' dedi. Yüzde onluk teminatı yatırdık, ihaleye girdik. Ertesi gün sabah 4'te televizyonumu bastılar. Sahibi olduğum halde beni almadılar, ortaklarımı ve yöneticileri aldılar."

Keşif uçakları yapabilirim...

Türkiye'nin İsrail'den kiraladığı Heron keşif uçaklarının aynısını Bulgaristan'da faaliyet gösteren şirketinin üretebileceğini anlatan Ertekin "Bu konuda bakanla randevumuz vardı. Yalanlıyor ama tapelere bakılsın. '3 keşif uçağını hediye de ederiz' dedik. Ama o Lobi'ler devreye girdi, İsrail uçakları kiralama yöntemini tercih etti. Uçaklardan verilen sinyallerin İsrail'den firmaya da gitmesi tehlikeli ve riskli" diye konuştu.

"Aramızda milyonlarca hain var"

1991'de seçimlerde ANAP'tan milletvekili adayı olduğunu, televizyonları ziyaret ettiklerini belirten Ertekin "Samanyolu televizyonunu gittiğimizde bizi kapıda kim karşıladı biliyor musunuz? Tuncay Güney. Genel Yayın Koordinatörü müymüş, neymiş" diye konuştu. Harp Akademileri'nde ders verdiğini, terörle mücadele ettiğini belirten Ertekin "Milyonlarca hain aramızda dolaşıyor. PKK'nin uzantıları Meclis'te. Başbakan Diyarbakır'a giremiyor. Osman Öcalan'nın adresi belli. Cemil Bayık, Bekaa'da 6 numaralı kampta. Hemen koordinatlarını verebilirim" dedi.

"Bana işkence yaptılar"
diyen Ertekin, bilgisayarda üretilen fotoğraflarla suçlandığını ifade ederken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Almanya'da Deniz Feneri davasından hüküm giyen Mehmet Gürhan ile fotoğrafını mahkeme heyetine gösterdi. Eski TBMM Başkanı, AKP Manisa Milletveki Bülent Arınç'ın 20 yıllık dostu olduğunu, öğretmen annesini tanıdığını anlatan Ertekin "Ben dostlarıma karşı halkı silahlı isyana mı teşvik edeceğim?" diye sordu.

Emniyet ifadesiyle çelişti

Hayrettin Ertekin, emniyet ifadesini kabul ettiğini ancak ifadeyi okumadan imzaladığını belirterek "Bazı yanlışlıklar var. Polisler ekleme yapmışlar" iddiasında bulundu. Mahkeme başkanının emniyet ifadesinde, "Muzaffer Tekin'i tanıdığını söylediğini" anımsatınca Ertekin, "O Muzaffer Tekin bu Muzaffer Tekin değil. Azerbeycan'da iş yapan bir iş adamı" dedi. Ertekin, Tuncay Güney'i tanımadığını söylemesine karşın ajandasında Güney'e ait telefon numarası bulunması konusunda da "Ajandaya sekreterim not almış. Güney bizi röportaj için televizyona davet etti. Biz çıkmadım. Bu on yıl önceki mesele" dedi.

"Başbakan'a Kasımpaşalı demem"

Ertekin, bazı komutanlarla telefon kayıtlarının olduğunu hatırlatılınca, da bu görüşmeleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini araması üzerine yaptığını ileri sürdü. Başbakanın kendisine "bazı emekli generaller televizyona çıkıp, aleyhimde konuşuyormuş" dediğini öne süren Ertekin, kendisinin de bu generalleri arayarak "sayın başbakan rahatsız oluyor, lütfen çıkmayın bilip bilmeden konuşarak halkı yanlış yönlendiriyorsunuz" dediğini iddia etti. Başbakan Erdoğan ile Taksim Camisi Vakfı'nda yer aldıklarını, Başbakan'ı çok eskiden tanıdığını savunan Ertekin, telefon konuşmalarında "kasımpaşalı" diye hitap ettiği kişinin eski bir başkomiser olduğunu ifade etti. Ertekin, "Başbakan'a Kasımpaşalı demem beyefendi diye hitap ederim" dedi.

Telefon görüşmesini kabul etmedi

Ertekin, "Veli Küçük'ü sevmem. Nasıl general oldu hiç anlamadım. İllegal işlerle uğraşıyor, gitsin evde otursun" şeklindeki telefon konuşmasını ise kabul etmedi ve Küçük'ü tanımadığını söyledi. Ertekin, oğlunun davanın sanıklarından olan Sedat Peker'in hayranı olduğunu ifade ederek, "Oğlum Sedat Peker ile resim çektirmek izin istedi. Resmi bilgisayarına kaydetmiş. Arkadaşları arasında bunu övünç ve gurur meselesi olarak görüyor" dedi.

Köksal Şengün'ü tanıyor musun?

Ertekin, "Köksal başkan ile konuştum. Halledecek" şeklindeki telefon görüşmesinde bahsedilen kişinin de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün olmadığını belirterek "Ben o konuşmamda binbaşı Köksal'dan söz ediyorum. Bir tanıdığımızın ordudan çıkarılması meselesiyle ilgili bir konuşmadır" dedi.

PKK itirafçısı Adil Timurtaş'la ilgili emniyet ifadesi okunan Ertekin, Timurtaş'ın eşinin de kendisinden avukat bulması için yardım istediğini söyledi. Timurtaş'ın JİTEM'ci olduğunu sonradan davanın sanığı olan Abdülmuttalip Tonçer'den öğrendiğini söyleyen Ertekin, "Durumları kötü diye avukatım Lütfü İşbulan'dan davaya bakmasını rica ettim" dedi.

 

Birçok telefon görüşmesinde geçen

Nurettin adlı kişinin MİT İstanbul Bölge müdürü olduğunu ileri süren Ertekin, "Polislere küfrediyordu, dinledikleri için. Sanki kendi dinlemiyormuş gibi. Alkol almıştı. Ben de terbiyesizlik ettiğini söyledim" dedi. MİT'in binasıyla bürosunun Beşiktaş'ta karşı karşıya olduğunu söyleyen Ertekin, Nurettin adlı MİT'çi ile sürekli görüştüğünü söyledi. Ertekin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün sekreteriyle olan telefon görüşmesine ilişkin de "Akrabam. Bir konu için bilgi aldım" dedi.
 

Ertekin, savcılık ifadeleri okunurken telefondaki “Köksal başkan halledecek” sözlerine bu kez de aslında Levent Göktaş demiştim, Köksal yazmışlar şeklinde açıklaması üzerine Mahkeme Başkanı Köksal “Heyet o kasetleri dinledi. Köksal diyorsun” dedi. Ertekin'in “Niye alınganlık gösteriyorsunuz başkanım” sözleri üzerine Başkan Şengün “Hakimler,  alınganlık göstermez, doğruyu bulmaya çalışır” dedi.

Daha sonra Savcı Mehmet Ali Pekgüzel “Burada birçok faili meçhul cinayeti ve arkasındaki güçleri aydınlatmaya çalışıyoruz” diyerek Ertekin'e Ergenekon terör örgütünün eylemleri konusunda ne bildiğini sordu. Ertekin soruyu “Ben böyle bir örgüt olduğunuzu sizin odanızda öğrendim” şeklinde yanıtladı. Tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz ile ilgili “Akıllı adamlar olmadığı, milliyetçi değil, olsa olsa mafyadır” şeklindeki sözlerini reddeden Ertekin “söylemişsem özür dilerim” diye konuştu.

Ertekin Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e ilişkin “Veli Küçük kafayı yemiş, kaç kere ikaz ettik, Genelkurmay çağırdı, korumalarını aldılar. Rütbeni sökeriz, dediler” şeklindeki telefon konuşmalarına ilişkin olarak da şunları söyledi: “Ben emekli bir generalden aktarıyorum. 'demişler' bölümü eksik yazılmış. Veli Küçük'ü, Muzaffer Tekin'i, Sedat Peker'i hiçbir zaman tanımadım. Kastına aşan bir konuşma, özür diliyorum.”

Reis, Kurtlar Konseyi adlarıyla fotoğrafların kayıtlı olduğu bilgisayarın oğlunun olduğunu oğlunun Kurtlar Vadisi dizisini çok sevdiğini, Sedat Peker'i de sevdiğini bu nedenle fotoğrafları yüklemiş olabileceğini anlattı.

Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy'un kendisine İslamcı söylemle yazılmış bir elektronik posta göndermesi üzerine telefonuna ulaştığını, ancak 79 kez görüştüğü iddiasının yalan olduğunu savunan Ertekin “Eğer 79 kez görüştüysem Ergenekon örgütünü de, yöneticisi olduğumu da kabul ediyorum” diye konuştu.

Savcı Pekgüzel'in tutuksuz sanık Güler Kömürcü Öztürk'ün bir telefon görüşmesinde “Hayrettin Ertekin bir numaranın kankası” şeklinde konuştuğunu anımsatması üzerine Ertekin şöyle konuştu: “Bir numara dediği kişiyi ben yarbaylığından beri tanırım. Kimi kast ettiğini açıklasın belki benim dediğim kişi değildir. Sahibi olduğum televizyonda siyasal içerikli bir program için Güler Kömürcü'yü önermişlerdi. Ben istemedim. Belki o nedenle böyle konuşmuştur. Emniyet'te Güler Kömürcü ile ne hakaretler yazmışlar, bana imzalatmak istediler. 'İmzalamam' deyince 'bak sana ne hakaretler etmiş, dolandırıcı demiş, imzala' dediler, kabul etmedim.”

Güler Kömürcü Öztürk, söz olarak “Bir numaranın kankası” kastının hükümetin bir numarası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, Ertekin'in Başbakan ile samimi olduğu iddiasıyla ekonomik ilişkilerinde yarar sağlamaya çalıştığını iddia etti.

Bunun üzerine Hayrettin Ertekin, Güler Kömürcü Öztürk'ün “1 numaranın kankası” diyerek eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı kast ettiğini söyledi. 


Muhtıra merakı

Ertekin “Şu an konjontür uygun değil ama muhtıra tarzı bir şey olabilir. Bizim giden arkadaşlar vardı. O grubun yaptığı gibi bir çalışma var. Aytaç grubu vardı ya abi. Aytaç grubu işte o grup gibi grup çalışması var” şeklindeki telefon görüşmesini ise “Bizim televizyonun genel yayın yönetmeni, yöneticilerle ting tang gibi çalışan bir grubumuz var. Bu grubun çalışmalarından çıkanlara 'muhtıra' diyoruz” diye açıkladı.

Ertekin “Televizyonu psikolojik harekatta bir şeyler yapalım diye aldık..Bizim öyle bir örtülü paramız var” sözlerine ilişkin soruya ise “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanında PKK'ya karşı psikolojik harekattan söz ediyorum. Biz televizyonlarda reklam dışı gelirlere 'örtülü ödenek' deriz” diye karşılık verdi. 


İstanbul-Gebze-Ankara

Ertekin “İstanbul-Gebze-Ankara hattı açılmadan bu işlar olmaz, O hattı açacaksınız.  Bana vereceksiniz tekrar. Bana verilmediği sürece hiçbir şey olmaz komutanım” şeklindeki konuşmalarını ise “Bir şey yapmadım. Gebze-Ankara hattında o gün tren devrilmişti, ondan söz ediyorum” şeklinde açıkladı.


Bir telefon konuşmasında askeri darbeleri destekler mahiyetteki konuşmasının sorulması üzerine ise Ertekin: "12 Eylül Türkiye Cumhuriyeti'ni hiçbir zaman geriye götürmemiştir. Silahlı Kuvvetler'in ülkeyi geriye götürdüğüne inanmıyorum. 12 Eylül öncesinde okula gidemiyorduk. Silahlı Kuvvetler olması bizler Türk'üz diye sokakta dolaşamayacaktık." dedi. 

Adil Serdar Saçan'ın kendisini kuyum ekspertizi olduğu bir davaya katmak için “olmadık işkenceler yaptığını, zulüm” yaptığını anlatan Ertekin, bu konuda açtığı davanın sürdüğünü söyledi.

Savcı Nihat Taşkın ise Ertekin'e ait olduğu iddia edilen glock marka silahı üstlenen eski PKK itirafçısı Abdülmuttalip Tonçer'in JİTEM'de çalışıp çalışmadığını sordu. Ertekin şöyle konuştu: “JİTEM diye bir şey yok. Siz kendisine sorun bunları. Abdülmuttalip Tonçer benim yanımda çalışmıyor. Tonçer zamanında PKK tarafından kandırılmış. Sonra itirafçı olmuş.  Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmiş. Komutanlar düğününü ordu evinde yapmışlar. Komutanı bana gönderdi. Düğününü bile orduevinde yapmışlar. Bayramda falan yardım ediyorduk. Ben ona atölye verdim, dağlara gitmesin diye kuyumculuk öğrettim. Oğluma ait Metro Kuyumculuk'ta tamirat yapıyor.”

Cizreli Ali olarak bilinen Abdülmuttalip Tonçer'in PKK itirafçısı olduğu için glock marka tabanca bulundurduğunu anlatan Ertekin, gözaltındayken mesaj atıp silahı üstlenmesini istemesinin mümkün olmadığını söyledi. 

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese ise, Ertekin'e soruşturma kapsamında 360 kişinin alınacağına dair iddialarını hatırlatarak bu bilgilere nereden ulaştığını sordu. Ertekin soruya şu yanıtı verdi: "360 kişi ABD Büyükelçiliği'ndeki ajanlar hazırlayıp Türkiye'ye verdi. Geçen duruşmalarda iki hafta sonra şu kişiler alınacak dedim o da çıktı. ABD'de stratejik araştırmalar yapan Ali Koçak isimli bir arkadaşım var. Üniversitelerde hocalık yapıyor. Onunla bir yemekte bunları konuşmuştuk. Ankara'da iki hakim daha alınacak. Sonra İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Mehmet Ağar, Korkut Eken'in alınacağını söylüyorum. Bu söylentiler üzerine de bir yerlere Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tarihi sorumluluk yüklemeyin diye haberler gittiğini biliyorum."

Daha sonra avukat Lütfü İşbulan, savunmasını yaptı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler