Kentsel dönüşüm dertleri BaBa ZuLa'yla yollarda...

Ekümenopolis animasyon belgeselde müzikleriyle yer alan BaBa ZuLa şimdi bu derdini turnelerine taşıyor. Kentsel dönüşümün yarattığı ortak dertler İstanbul’dan yola çıkan grubun turnesinde ortak bir ses buluyor.

Yayınlanma: 24.03.2013 - 09:25
Abone Ol google-news

Her çalışmasında kendini biraz daha yenileyen, izleyicisinin karşısına sıra dışı bir işle çıkan bir müzik grubu BaBa ZuLa. Artık onları uzun uzadıya anlatmanın bir gereği yok. Son projeleri de oldukça ilgi çekiciydi. İstanbul çevresinde yaşanan kentsel dönüşümü eleştiren animasyon filmi Ekümenopolis’in müzikleri BaBa ZuLa’ya aitti. Şimdiyse belgeselin dertleriyle ortaklaşa yollara düştüler. BaBa ZuLa bu yıl başladığı dünya turnesine Ekümenopolis ismini verdi. Şarkıları elbette dinleyicilerin yerinde durmaması için, içlerini kıpır kıpır ettiriyor. Ancak bir yanıyla da sırf İstanbul’da değil dünyanın her yerinde marjinalliğin kentsel dönüşüm, mimari yenilik cilaları içinde dışlanmasını eleştiriyor. Japonya’dan Almanya’ya, İtalya’dan Belçika’ya uzanan bir güzergâh’da dertlerini anlatıyor. Murat Ertel film müziği çalışmasıyla başlayan bu ortaklığı anlatıyor.

- Ekümenopolis belgeselinde ilginizi çeken neydi? Bir ortak çalışma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Arkadaşlarımla çalışıp üretmek benim en sevdiğim şey. Filmin prodüktörü Gaye Günay, müzik danışmanları Lari Dilmen ve Nilüfer Ormanlı arkadaşlarım. Yönetmen İmre Azem’le de bu sayede tanıştık. Aynı dönemde biz de Gecekondu isimli albümümüzü yayımlamıştık ve aynı açıdan bakıp paralel dertlerimiz olduğu ortaya çıktı. Büyük şehirde yaşadığımız için mimari - şehirleşme ve doğa ile ilişki hep kafa yorduğumuz konular. Ekümenopolis çok sıkı bir film, bence bütün okullarda gösterilmeli.
- Böylesi bir çalışma sizin için ilk mi? Ne gibi zorlukları oldu? Sizin için ne gibi yenilikler vardı?
- BaBa ZuLa aslında bir filme müzik yapmak için kuruldu. Film müziği konusunda bir tecrübemiz olduğu söylenebilir. En büyük yenilik arkadaşımız Lari Dilmen’le müzikleri kurgulamaktı, Gayet zevkli bir çalışma oldu. Filmin imece usulü oluşması, pek çok müzisyenin filmde yer alması ve bizim filmin animasyon bölümüne müzik yapmamız heyecan vericiydi. Müzik yaptığımız bölümün de kendi içinde, on civarı değişik animatör tarafından oluşturulmuş olması hem çok parlak hem de pratik bir fikirdi. Bizim için her şey çok kolay oldu. Çünkü önümüzde harika ve anlaştığımız bir ekip ve ne istediğini çok iyi bilen bir yönetmen vardı.
- Ekümenopolis turnesi belgeselden sonra mı belirlenen bir turneydi? Yoksa öncesinden planlamış mıydınız?
- Biz zaten her yıl dünyanın her yerinde turneler yapıyoruz. Bu seneki turnemiz de önceden planlanmıştı, ama turneye belgeselin ismini vererek bazı durumlara dikkat çekmek istedik. Türkiye’nin son yıllarda geçirdiği evreler, kentsel alanlarının bir sermaye üretim aracı olarak görülmesi, yeşillik alanların yok edilmesi, her yerin betonlaşması, alışveriş merkezlerinin, gökdelenlerin dikilmesi rahatsız olduğumuz gelişmeler. Konser verdiğimiz yerlere bu mesajla gidiyoruz.
- Özellikle yurtdışında da belli bir hayran kitleniz var. Turne bu kitlenin genişlemesi açısından da yararlı olacak mı?
- Bizim için, gittiğimiz her yer her konser farklı bir deneyim. İnsanlardan da aynı ilgiyi almak bizi çok mutlu ediyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler