"Dürüst davranmadı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'de gerçekleşen genel seçim sonuçlarıyla ilgili olarak 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste' dedi. Erdoğan, Aytaç Durak'a ise şok bir suçlama yöneltti: "Sözleşmemiz vardı. Dürüst davranmadı bizi hüsrana uğrattı."

Yayınlanma: 13.02.2009 - 12:38
Abone Ol google-news

Başbakan Erdoğan, seçim mitingi için Sıvas'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda, Gençlik Meclisi Başkent Staj Programı öğrencilerini kabul etti ve çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.

Bir öğrencinin ''Bizi bu darbe Anayasası'ndan ne zaman kurtaracaksınız?'' sorusuna ''Nisan...'' yanıtını veren Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği için partiler arası uzlaşmanın gereğine dikkati çekti.

CHP'nin daha önce Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na üye vermediğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şimdi tabii üye vermeyince, bu işi başka yerlere taşıyacak demektir. Nereye taşınacaktır? Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaktır. Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığı zaman, yeniden ülkede bir gerilim meydana gelecektir. Biz böyle bir gerilim sürecine, tekrar Türkiye'yi sokmak istemiyoruz. Onun için de en azından, asgari müşterekler nerede oluşabilir... Nisan ayından itibaren, bunun arayışı içerisinde olacağız. Bu konuda TBMM Başkanı Toptan'ı yeniden devreye sokmak istiyoruz.''

 

Durak'ın aday gösterilmemesi

Başbakan Erdoğan, seçim mitingi için Sıvas'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı Büyük Şeref Salonu'nda, ''Gençlik Meclisi Başkent Staj Programı'' öğrencilerini kabul etti ve çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın, AKP'den aday gösterilmemesine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

''Hem yaş itibarıyla hem de belediyecilikte geçen süre itibarıyla artık bu yaş iyice ilerlemişti. 65 yaşı buldunuz, bu noktadasınız. Eğer son dönem yapacaksak varız ama yok bundan sonra da devam edecek derseniz bundan sonra yokuz. Son bir dönem bunu yapayım, benim yanıma da bir arkadaşı verirsiniz. Ben onu da yetiştireyim. Ondan sonra da bu arkadaşımızla devam ederiz. Aytaç Bey için olan şey buydu. Bu dönem bitince kendisinin tekrar adaylığını açıklaması, bir defa insanın dürüst davranması açısından hüsrana uğratan bir şey. Böyle bir şeyi beklemiyorduk. Siyasetin bu yönü zaten çok çirkindir, böyle yaptığı için orada yolu ayırdık, o da yolunu buldu.

Melih Bey'le böyle bir sözleşmemiz yoktu. Yani şunu söylüyorduk: Üç dönem belediye başkanlığı yaptığımız arkadaşımızı, fevkalade bir durum olmadığı sürece 4 dönem yapmayacağız dedik. Nitekim bu konuda parmak sayılarını geçmek 3 dönem yapıp da 4 dönem yapma durumunda olan birçok arkadaşımızı bu dönem yapmadık. İstanbul'da Esenler, Eyüp buradaki arkadaşlarımız başarılı arkadaşlarımız. Kamuoyu araştırmaları yüksek olan arkadaşlarımız ama biz onları siyasette daha farklı alanlarda değerlendirmeyi düşündüğümüz için böyle bir karar verdik."

 

Davos açıklaması

Başbakan Erdoğan, öğrencilerden birinin, Davos'taki tutumunun dış politikaya etkisini sorması üzerine, şunları söyledi:
''Davos tabii her şeyden önce benim milletimin sesi olabilme anlayışından kaynaklanan bir şey. Bir de özellikle İsrail yönetiminin 'biz ne dersek o olur' anlayışı şahsen beni rahatsız eden bir anlayıştır. Orada ben bir haksızlığın olduğuna inanıyorum. Gazze'de bir haksızlık olduğuna inanıyorum. Savunmasız insanlara karşı bombardıman, fosforlu bombarlarla bunun yapılması, tanklarla toplarla bunların yapılması, bunun izahı mümkün değil. Bu siyaset adına, bizim burada konuşmamız adına değerlendirilmemeli ama ne yazık kı İsrail'in bunu siyaset adına yaptığı ortadaydı. İşte ayın 10'unda yapılan seçim için bir yatırım yaptılar ve istedikleri neticeyi de alamadılar. Gördüğünüz gibi netice ortaya çıktı. Şu anda karmakarışık bir tablo. 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste' tablo bu... Dünyada itibar kazanmadılar itibar kaybettiler.''

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in, Davos'taki toplantıda sesini yükselterek konuşmasının kendisini çok rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, ''Biz tabii orada nezaketimizi koruyarak söylediklerimizi söyledik. Sesi yükseltmektense, ben ondan çok daha yüksek sesle konuşabilirim o ayrı mesele ama nedir sesi yükseltmek mesele değil'' dedi.

Orada Peres'in sesinin yükselmesinin, bir suçluluğun ifadesi olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''O suçluluk içerisinde sesini yükselterek konuştu. Biz de olanları konuştuk. Ne yapılmışsa ne edilmişse onları konuştuk. Bunların tabii tesiri nedir? Birinci derecede dünyadaki sessiz yığınların sesi olmak, bu çok önemlidir. Kimsesizlerin kimsesi olmak, bu çok önemli. Ben, 'Sayın Obama'ya mesajınız nedir' diye bana BBC sorduğu zaman aynı şeyi söyledim: Sayın Obama'dan dünyada sessiz yığınların sesi olasını, kimsesizlerin kimsesi olmasını bekliyorum. Bunu söyledim ve ilk görüşmemizde de bunu kendisine ayrıca söyleyeceğim çünkü ona yakışan budur ve Amerika bunu yapmalıdır, başarmalıdır. Orta Doğu'da, dünyanın başka yerlerinde de bu gerçekleştirilmelidir.''


''Diyanet İşleri Başkanlığımız, Aleviliği konu alan yayınlar yaptı"

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alevilik konusunda uzmanların bir araya gelmesi ve uzmanlık işi olan bu konuyu hazırlaması önerisinde bulunarak, ''Biz bunu alıp din kültürü ve ahlak bilgisi kitabına koyarız. Hiçbir ön yargımız, bir sıkıntımız, bir derdimiz yok'' dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Aleviliği konu alan yayınlar yaptığını ifade eden Erdoğan, ''Anayasamızdaki tanımıyla demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz bütün inanç gruplarına, mezheplere, dini anlayışlara eşit mesafede durmak, hepsinin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına almak durumundadır. İşte, biz de bunu yapıyoruz'' diye konuştu.

Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi büyütmeye, Türkiye'yi kalkındırmaya devam edeceklerini söyledi. Bu yola devam ederken halkın desteği ve hayır duasıyla Türkiye'yi daha yükseklere çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu kutlu yolculukta birlikten, beraberlikten, kardeşlikten asla taviz vermeyeceğiz. Yunus'un dediği gibi bizler vatandaşlarımızın arasında ayrıma asla yer vermeyeceğiz. Türküyle Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnakıyla, Arnavutuyla, yaradılanı Yunus'un diliyle yaradandan ötürü seviyoruz, seveceğiz. Biz böyle bakıyoruz. İster Alevi, ister Sünni fark etmez, yaradılanı yaradandan dolayı seveceğiz. Bu oyunları da biz bozacağız.

Bakınız Sivas'a gelip de tabii ki burada bazı incelikler ortaya koymadan geçemeyiz. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bu ülkeyi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Hep birlikte muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracağız ve hani Sivaslı Aşık Veysel'i biz buraya gelip de konuşurken anmadan geçebilir miyiz? Geçemeyiz. Peki ne diyor Aşık Veysel? (Kürdü, Türkü, ne Çerkez'i hep ademin oğlu kızı/Beraberce şehit gazi/Yanlış var mı ve neresi/... Yezit nedir, ne kızılbaş/Değil miyiz hep bir kardaş/Bizi yakar bizim ataş/ Söndürmektir tek çaresi...)

İşte bu anlayışla Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Alevisi, Sünnisi hep birlikte omuz omuza, el ele, gönül gönüle geleceğin Türkiyesini inşa edeceğiz. Bu bayrak bizim, bu vatan bizim, bu toprak bizim... Kutsal değerlerimize asla ve asla dokundurtmayacak, ülkemizin onurunu hep birlikte muhafaza edeceğiz.''

"Din kültürü ve ahlak bilgisi kitabında Aleviliğe yer veriliyor"

Milli Eğitim Bakanlığının düzenlemesiyle Aleviliğin de öğretime dahil edilmesini sağladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, bu düzenlemeler hayata geçirilirken sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler yapıldığını söyledi.

Din kültürü ve ahlak bilgisi kitabında Aleviliğe 32 sayfa yer ayrıldığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Eğer bunlara yönelik bir tartışma varsa bunları yeniden düzenlemekte bir beis yoktur. Bakın ne diyorum ben, bu konuda, Alevilik konusunda bütün uzmanlar bir araya gelsin ve kendileri bir uzmanlık işi olan bu konuyu hazırlasınlar, biz bunu alıp din kültürü ve ahlak bilgisi kitabına koyarız. Hiçbir ön yargımız, bir sıkıntımız, bir derdimiz yok. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Aleviliği konu alan yayınlar yaptı. Anayasamızdaki tanımıyla demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz bütün inanç gruplarına, mezheplere, dini anlayışlara eşit mesafede durmak, hepsinin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına almak durumundadır. İşte, biz de bunu yapıyoruz.
Bütün bunlarla beraber biz de Anayasamızda belirtilen bu özellikler çerçevesinde vatandaşlarımızın hak ve hukukunu güvence altına almak, herkese adil bir şekilde hizmet götürmek için çaba gösteriyoruz. Televizyon yayınları konusunda tabuları yıkan, ezberleri yıkan bir tavır içinde olduğumuzu eminim sizler de yakından takip ediyorsunuz. TRT-2 televizyonu, Muharrem ayı boyunca özel yayın gerçekleştirdi. Başta, Muharrem ayı olmak üzere yıl genelinde bu tür özel programlar artık TRT'de yer alacak. Hükümet olarak, parti olarak da birlik, beraberlik anlayışıyla sahiplenme, kucaklama anlayışıyla hareket etmeye devam edeceğiz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler