''Koltuğa yapışmış bırakmıyorlar''

AKP Niğde mitinginde yurttaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki yönetimlerin Türkiye'nin zenginliklerini boşa harcadığını iddia etti. Baykal ve Bahçeli'ye de yüklenen Erdoğan, "Bunlar koltuğa öyle yapıştı ki, bırakmıyorlar koltuğu. Ben iddialı bir şekilde diyorum ki; eğer benim partim birinci parti olmazsa ben siyaseti bırakacağım" dedi.

Yayınlanma: 12.03.2009 - 13:25
Abone Ol google-news

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin yerel seçim programı kapsamında bugün Niğde'deydi. Küresel mali krizin yüzyılın krizi olarak değerlendirildiğini belirterek, ''O krizlerde gemilerini batıranlar, şimdi bu krizde çıkmış bize akıl veriyor. Bu kadar aklınız vardı da o zaman niye kullanmadınız? Aklınız vardı da bankaları niye batırdınız?'' dedi.

Partisinin Niğde Hükümet Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap eden Erdoğan, Niğde'nin kardeşlik, huzur, tarih, kültür şehri olduğunu dile getirdi. AKP'nin iradesini milletten aldığını ifade eden Erdoğan, ''Bizim rotamızı birileri belirlemedi, millet belirledi millet'' diye konuştu. ''Türkiye'nin, hukuksuzluğun, çetelerin cirit attığı bir yer haline getirilmeye çalışıldığını'' ifade eden Erdoğan, şunları söyledi, ''Çeteler, mafya, karanlık güç örgütleri, karanlık suç örgütleri millete rağmen, milleti hiçe sayarak, yok sayarak, demokrasiyi, millet egemenliğini çiğneyerek, karanlık işler yürütüyorlardı. Bütün bu karanlık ilişkiler artık gün yüzüne çıkıyor. Tam bir kararlılık içinde çetelerle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Varsın ana muhalefet partisi lideri bunların avukatlığına soyunsun. Varsın ana muhalefet partisinin yandaş medyası bunları görmezden gelsin, saklasın, üzerini örtsün. Var gücümüzle Türkiye'yi karanlıktan aydınlığa taşımaya devam edeceğiz.''

AKP iktidarına kadar Niğde'nin hangi sorununa çözüm getirildiğini, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kente kaç kez geldiğini soran Erdoğan, ''Kaç okul, kaç hastane, kaç kilometre yol yaptılar? Bahçeli 3.5 yıl iktidarda kaldı. Ne yaptılar Niğde'ye?'' diye konuştu.

 

"Biz geldik, çark bozuldu"

Kendilerinden önceki yönetimlerin Türkiye'nin zenginliklerini boşa harcadığını ifade eden Erdoğan, ''Şimdi anlıyoruz ki istediklerini bu ülkede iktidar yaptılar, istediklerini iktidardan devirdiler. Çok partili hayata geçtiğimizden bu yana Türkiye'de bir iktidar ortalama 16 ay iktidarda kaldı. Biz geldik ilk defa bu çark bozuldu. İş bilenin kılıç kuşananın'' dedi. Erdoğan, AKP'nin ne kadar oy alacağına milletin karar vereceğini belirterek, şöyle devam etti, ''Bunlar koltuğa öyle yapıştı ki, bırakmıyorlar koltuğu. Koltuk onları bırakıyor, onlar koltuğu bırakmıyor. Ben iddialı bir şekilde diyorum ki; eğer benim partim birinci parti olmazsa ben siyaseti bırakacağım. Ama Sayın Baykal sen birinci olamazsan siyaseti bırakmaya var mısın? Ne istiyorum biliyor musun? Bu millet de Sayın Baykal'dan kurtulsun, Halk Partisi de bundan kurtulsun. Çünkü iftira, çamur bunların mesleği haline geldi. Son zamanlarda Sayın Baykal, şunları söylemeye başladı; 'Hükümet telefonlarımızı dinliyor. Millet isterse telefondan hükümete küfür eder, hakaret eder'. Çok daha ileri gidiyor, şunu söylüyor; 'ağız tadıyla birbirimize küfür edemiyoruz' diyor. Bir siyasi partinin lideri bu ifadeleri kullanır mı? Bunun bu toplumun ahlak değerleriyle uzaktan yakından alakası var mı? Yaş 70 olmuş söylediği lafa bak. Sayın Baykal çocuklarımıza kötü örnek oluyorsun, topluma kötü örnek oluyorsun. Bunları söyleyeceksen gece 12'den sonra ya da şifreli kanallardan söyle. Meydanlarda söyleme. Çocuklarımızın ahlakını bozuyorsun. Ayıp oluyor.''


Küresel mali kriz

Küresel mali krize de değinen Erdoğan, şöyle konuştu, ''Çeşitli bahanelerle 6.5 yıldır AKP'yi iktidardan uzaklaştırmaya çalıştılar. Birçok oyun oynadılar. 6.5 yıl boyunca ellerini ovuşturarak kriz beklediler. Hatta kriz duasına çıktılar. Bugün tüm dünyayı ağır şekilde etkileyen finans krizi yaşanıyor. Şu ana kadar krize karşı dünya genelinde 14 trilyon dolarlık önlem alındı ama krizin ateşi oralarda sönmedi. Bizdekiler ne yapıyor? Ana muhalefet partisi, yavru muhalefet, diğerleri, onların yandaş medyası, krizin ABD'de çıktığı ilk günden beri milletimizin moralini bozmak için ülkeye karamsarlık pompalamak için var güçleriyle çalışıyorlar. Bütün mesailerini buna yoğunlaştırdılar. Türkiye kaybederse kaybetsin. 'Yeter ki bu krizi AKP'ye yıkalım' derdindeler. Miting meydanlarında, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, internette koro halinde moral bozmak için ellerinden ne geliyorsa onu yapıyorlar.''

Erdoğan, 12 Eylül 2008'den bu yana ABD borsasının yüzde 41, Almanya borsasının yüzde 38 ve Tokyo borsasının yüzde 42, İstanbul borsasının yüzde 37 değer kaybettiğine dikkati çekerek, ''Bu rakamları niye konuşmuyorsunuz? İşlerine gelmiyor. Bütün dünyada işsizlik yükseliyor, bütün dünyada büyüme yavaşlıyor, yatıyorlar kalkıyorlar Türkiye'yi konuşuyorlar. Bu malum çevreler bunu sanki Türkiye'nin kriziymiş gibi lanse ediyorlar'' diye konuştu.

Moral, iyimserlik ve olumlu beklentinin ekonominin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirten Erdoğan, ''Milletin huzurunu bozarsanız, milleti psikolojik olarak olumsuz havanın içine sokarsanız ülkeye ihanet etmiş olursunuz'' dedi. Olumsuz havadan esnaf, çiftçi, sanayici, üretici ve ihracatçının etkileneceğini ifade eden Erdoğan, ''Bunu hiç umursamadılar ve sürekli moral bozmanın gayreti içinde oldular. Biz bunların kriz dönemlerinde neler yaptıklarını gördük'' diye konuştu.

Küresel mali krizin, yüzyılın en büyük krizi olarak değerlendirildiğini belirten Erdoğan, ''O krizlerde gemilerini batıranlar, şimdi bu krizde çıkmış bize akıl veriyor. Bu kadar aklınız vardı da o zaman niye kullanmadınız? Aklınız vardı da bankaları niye batırdınız? Sayın Bahçeli; döneminde 16 banka batırdın, o zaman neredeydin? Reçeteniz vardı da ülkenin ekonomisini niye dibe vurdurdunuz?'' dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin ekonomisi ve demokrasisiyle sağlam ve ideal bir ülke olduğunu dile getirerek, dünyanın bu krizi mutlaka aşacağını, Türkiye'nin de düzlüğe çıkacağını söyledi.
AKParti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''Ana muhalefet partisi, diğerleri, onların yandaş medyası gemiyi batırma telaşı içinde. Gemi batarsa kazanırız zannediyorlar. Allah'ın izniyle bu gemi asla batmayacak ve yolunda kararlılıkla ilerleyecek. Geriye bunların sadece utancı kalacak'' diye konuştu.

Erdoğan, bugün artık bölgesinde lider ve dünyada güçlü bir Türkiye olduğunu belirterek, ''Bugün artık IMF'nin, uluslararası finans kuruluşlarının ve diğer devlet başkanlarının önünde boyun büken, el ovuşturan bir Türkiye yok'' dedi.

İktidarı devraldıklarında Türkiye'nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, 6 yılda Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın 750 milyar dolara çıktığını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Buraya bunu biz getirdik. Sayın Bahçeli, biz getirdik, sen getirmedin. Senin bıraktığın Türkiye belli. Sayın Baykal'ı konuşmaya gerek yok. Onlar 12 Eylül'den sonra iktidarlara da doğru dürüst ortak olamadılar. Milletim onlara artık bu noktada da güven duymuyor'' diye konuştu.

Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'nin borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın yüzde 64'üne denk geldiğini, bugün ise bu borcun yüzde 25'e gerilediğini, faizin de yüzde 63'lerden yüzde 13-14 seviyesine gerilediğini anlatarak, faize giden paranın tüm milletin cebinden çıktığını söyledi. İktidarları öncesinde gecelik faizlerin de çok yüksek düzeylerde olduğunu, bugün ise bu oranın yüzde 11,5'a indiğini belirten Erdoğan, ''Bu faizleri bize MHP hükümeti ödetmedi mi? Şimdi hangi yüzle milletin karşısına çıkıyorlar da ekonomiyi konuşuyorlar, ben anlayamıyorum. İnsaf... Bu faturaları millete siz kestiniz. 16 bankayı batırdınız. Sonra da devlete bunları ödettiniz. Benim yurttaşım bu parayı ödedi. Onlar borçlandı, biz ödedik'' dedi.

Başbakan Erdoğan, IMF'ye 23,5 milyar dolar borçla yönetimi devraldıklarını, bugün bu borcun 8 milyar dolara düştüğünü kaydederek, ''Bunlar milliyetçiyiz diyorlar. Ne milliyetçisi? Bunlar kafatası milliyetçisi. Milliyetçi olan bu ülkenin milli bankasını güçlendirir. Aldığımızda 26 milyar dolar kasada para vardı, şimdi 67 milyar dolar para var'' diye konuştu.

Nema ödemelerine de değinen Erdoğan, başbakan olduğunda ilk olarak bu konunun önüne geldiğini, devletin işçiye ve memura 13,5 katrilyon lira borcunun bulunduğunu, konuyu yakın takibe alarak süratle bunu ödediklerini anlattı. Erdoğan, ''İşçinin, memurun dostu kimmiş?'' diye sordu.

 

"IMF'nin önünde boyun büken bir Türkiye yok''

Türkiye'yi istikrar, güven içinde büyüttüklerini anlatan Erdoğan, ''Bugün artık bölgesinde lider, dünyada güçlü bir Türkiye var. Bugün artık IMF'nin, uluslararası finans kuruluşlarının ve diğer devlet başkanlarının önünde boyun büken, el ovuşturan bir Türkiye yok. Bunu böyle bilin. Bugün diklenmeden dik duran bir Türkiye var. Bugün mazlumların yanında, hakkı cesurca söyleyen, haksızlık karşısında susmayan bir Türkiye var'' diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun ve Türk Lirası'nın artık gururla taşındığına dikkati çeken Erdoğan, dünyanın bir çok ülkesinde Türkiye'nin dik, sağlam duruşunun konuşulduğunu ifade etti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü, ''Slogan atmakla milliyetçilik, cumhuriyetçilik, halkçılık olmuyor. Ülkeye, ekonomiye, Türkiye'nin itibara ne kazandırdın? Önce bunu söyleyin lütfen.

Geçenlerde Sayın Bahçeli bir ifade kullandı. Çok üzüldüm, üzücü bir ifadeydi. Benim yurt dışına çok sık gidişimin sebebini sadece harcırah, yolluk almak için olduğunu söyledi. Bir siyasi partinin liderine bu yakışmaz. Bir Başbakan'ın yurt dışına, oralarda kimlerle görüşmek için gittiği bellidir ama Sayın Bahçeli sen Başbakan Yardımcılığı yaptığın dönemde yurt dışına harcırah almamak için mi gittin? Yoksa uçma özürlü olduğun için mi gitmedin? Böyle bir şey mi var? Bunu açıkla. Bu ülkenin bir başbakanının, bir başbakan yardımcısının uluslararası camiada yerinin olmaması kadar sakil bir şey olabilir mi? Tabii ki gezeceksin, dolaşacaksın. Sen gideceksin ki onlar da Türkiye'ye gelsin. Yoksa Türkiye'yi nasıl tanıtacaksın? O liderler nasıl tanıyacak? İşte buyurun, bakın şu anda dünyanın lider ülkeleri Türkiye'ye geliyor mu? Biz de oralara gidiyoruz. ABD'den Rusya Federasyonu'na, Avrupa'nın tüm ülkelerine kadar, Japonya'ya varıncaya kadar hepsi bizi ziyaret ettiler, biz de onları ziyaret ettik. Dünyayla böyle buluşursun, dünyayla böyle iletişim kurabilirsin.''

Türkiye'nin 152 ülkenin desteğiyle BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildiğini hatırlatan Erdoğan, ''Yoksa Ankara'da otur, seni üye yapsınlar. Yok böyle bir şey. Senin adresini bile bilmezler. Kapı çalacaksın, el sıkacaksın. Sen gideceksin, onlar gelecek. Biz onun için gönüller arasındaki bu iletişimleri kurduk. Onun için de artık dünyada gündemi belirlenen bir ülke değil Türkiye. Gündem belirlemeye ortak olan bir ülke'' diye konuştu.

 

Niğde'ye yapılan yardımlar

Erdoğan, 6,5 yılda 9 bin kilometre duble yol yaptıklarını kaydederek, sadece yapılan yolların bile Niğde'nin çehresini, kaderini değiştirdiğini belirtti. Bugün Kemerhisar- Pozantı otoyolunun Ereğli Kavşağı-Pozantı arasını hizmete açacaklarını dile getiren Erdoğan, böylece Niğde'yi Adana'ya, Gaziantep'e, Akdeniz'e bağlayacağını belirtti.

Niğde'de eğitim alanında yapılan çalışmaları anlatan Erdoğan, alandakilerin ''fakülte'' tezahüratı yapması üzerine, ''ne fakültesi?'' diye sordu. Alandakilerin ''Tıp'' yanıtını vermesi üzerine Erdoğan, fakültelerin kuruluş prosedürünü anlatarak, bunun için üniversite senatosunun gerekli altyapıyı hazırlaması gerektiğini, gerisinin kolaylıkla aşılabileceğini söyledi.

Erdoğan, daha çok çalışarak Niğde ve ilçe belediye başkanlıklarını alacaklarına olan inancını da dile getirerek, Niğde Belediye Başkan adayı Faruk Akdoğan ile ilçe belediye başkan adaylarını platforma çağırdı. Erdoğan, adayları yurttaşlara tanıttı.


Erdoğan, Osmaniye'de

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, yürüttükleri politikalarla Türkiye'nin etki alanının ve dünyadaki saygınlığının arttığını belirterek, ''Geçmişte öyle liderler gördük ki batılı liderlerin karşısında el pençe divan duruyorlardı. O devir geride kaldı. Hiç kimse bu ülkenin başbakanı karşısında sesini yükselterek konuşamaz'' dedi. Erdoğan, Osmaniye'de, Devlet Bahçeli Bulvarı'nda partisince düzenlenen mitingdeki konuşmasına, bugün İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 88. yıl dönümü olduğunu hatırlatıp Mehmet Akif'in ''Kurtuluş Savaşı'nın en sıcak günlerinde bu milletin bağımsızlık destanını'' yazdığını belirterek başladı. Türkiye'de yaşayan herkesin ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Her birimiz 780 bin kilometrekare vatan toprağının asli unsuruyuz, asli sahibiyiz. Bu ülkenin tüm fertleri binlerce yıl boyunca kanımızla, canımızla, bu toprakları kendimize vatan edindik. Çanakkale'de omuz omuza bu vatanı savunduk. Sarıkamış'ta, Balkanlar'da, Kafkasya'da bir ve bütün olarak yan yana, sırt sırta çarpıştık. İstiklal Savaşı'nda istiklalimiz için, bağımsızlığımız için, ay yıldızlı bayrağımız için birlikte mücadele verdik. Biz bu vatanı 100 binlerce şehidimizden, gazimizden emanet aldık. İşte onun için bize küçük düşünmek yakışmaz. İşte bunun için bu ülkenin fertlerine, bu ülkenin şehirlerine küçük düşünmek yakışmaz. Şehit torunlarına kahramanların evlatlarına küçük düşünmek yakışmaz. Bu inançla, bu anlayışla tüm Türkiye'de haykırıyoruz: Sen Türkiye'sin, sen Osmaniye'sin. Osmaniyeliye küçük düşünmek yakışmaz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler