'Dünyada ürün olacağıma Türkiye'de müzik yaparım'

Bora Uzer, yurtdışında isminin değiştirilmesine bir türlü alışamamış ve ülkesine dönmüş. Uzer, kendi hikayesini anlatmak, kendi tınılarını dinletmek ve hayata bakışını yansıtmak için yola çıkmış ve biraz 'soul', biraz da 'underground' albüm B1'i tamamlamış.

Yayınlanma: 14.03.2009 - 10:53
Abone Ol google-news

Bora Uzer geçtiğimiz günlerde ilk solo albümünü yayınladı. Ama biz onu uzun zamandır tanıyoruz. Roterdam’da okuduğu konservatuvarın ardından Türkiye’de Can Çankaya, Alp Ersönmez ve Mert Önal’ın da katılımıyla kurduğu Kangroove isimli gruptan dolayı. Yıllardır pek çok yerde konserler veren cover grubu Kangroove’un solisti Uzer’i Bodrum Mavi ya da Hayal Kahvesi gibi pek çok yerde dinlemişsinizdir. Kulağınıza bir cover grubundan beklenmeyecek kadar Stevie Wonder, Jamiroquai ve Justin Timberlake benzeri, oldukça güzel bir ses geldiyse bilin ki o Bora Uzer’di. Şimdiyse durum farklı. Uzer, kendi hikayesini anlatmak, kendi tınılarını dinletmek ve hayata bakışını yansıtmak için yola çıkmış ve biraz ‘soul’, biraz da ‘underground’ albüm B1’i tamamlamış.

Aslında o uzun yıllardır bunun için çalışıyordu. Yani bir yandan Kangroove ile olan çalışmalarına devam ederken, diğer yandan kendi şarkılarını yapıyordu. “Müzik benim için her şeyden önemli. Yemekten, içmekten ya da uyumaktan çok daha önemli” diyerek çıktığı yolda ilerleyebilmek için vaktinin çoğunu yurt dışında geçirmeye başlamış. ‘Her şeyim’ dediği müzik için, hayallerinin peşinden dünyanın pek çok köşesine gitmiş, yaklaşık 15 yıl boyunca çalışmalar yapmış. Dünyada kendi adıyla bir Türk olarak tanınmak istemiş ancak işler tam onun umduğu gibi ilerlememiş. Abüm için anlaştığı müzik firması Safety Records, onu dünyaya Bora adıyla değil de, onlara göre daha evrensel gördükleri başka bir isimle tanıtmak istemiş. Başka bir ismi taşımak istemediğini söylese bile ona “Türk olabilirsin ama Avrupa’da, dünyada bir şey yapıyorsan bu isim geçerliliği olan bir isim değil. İsmin değişmeli. Üstelik Borat’ı hatırlatıyor ve Borat ciddiye alınmayan bir simge, komik bir isim. Herkes seni Borat diye çağırır” demişler. O, Borat olarak algılanmaktan sıkıntı duymadığını söylese bile durum değişmemiş. Kendine ait olmayan bir şeyi taşıyamayacağını düşünerek ilk ismi Celalettin’i önermiş. Şirket ise, Celal tınısına uygun olan ama daha Avrupai duran ‘Jay-Lali bulmuş. Bu isim daha çok ‘ürün’ olarak duruyor diye...

Uzer, iki şarkı yayınladı yurt dışında ancak bir süre sonra daha fazla o ‘ürün’ olmak istemediğine karar verip Türkiye’ye döndü. Oradaki müzik endüstrisinin onu yabancılaştırmaya çalışmasından çok rahatsız olmuş. Zaten uzun yıllardır yurt dışında bir şeyler yapmaya çalıştığı için ülkesini ve ailesini de fazlasıyla özlemiş. Artık üniversiteye başlayacak olan kardeşi, ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirebilmek adına Türkiye’de. Bir noktadan sonra başarmanın ‘milyonlarca insanın seni Michael Jackson kadar sevmesinin demek’ olmadığını farketmiş. Kendi kendine “Üstelik ben çok şey yaptım ama sadece bunlar Türkiye’de duyulmadı. Beverley Knight’la turneye çıktım, bir caz kafede Jocelyn Brown’la çaldım. Beni seven ve yaptıklarımı takip eden bir kitle oldu. Aslında bu da bir başarı ve bu başarı bana yetiyor. Ailemi, kardeşimi, Türkiye’yi ve oradaki insanları çok özledim” demiş ve dönmüş anayurduna.

Şimdi çok mutlu Uzer. Ailesiyle, kendi ülkesinde. Hayalini kurduğu B1 çıkmış. Kangroove olarak da çalışmalarına devam ediyorlar. Hatta önümüzdeki zamanlar da onlar da bir albüm çıkaracak. Ve hala dünyada başarılı olabilmek için ismini değiştirmesi, tüketilmeye hazır bir ‘ürün’ olarak gösterilmesi gerektiğine inanmıyor. Haksız da sayılmaz, Ahmet Ertegün ve Arif Mardin’i kim tanımaz ki?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler