27 yıl sonra adalet umudu

Abu Cemal Mumia, 27 yıldır haksız yere hapiste yatıyor. Dahası her gün ölüm cezasının infazısını bekleyerek geçirdi günlerini. Suçsuzdu ama derisinin rengi jüri için suç teşkil ediyordu. Mumia, bu kadar yıl dünya çapındaki dayanışma gösterileriyle yaşadı, önümüzdeki hafta belki özgürlüğüne doğru bir adım atacak.

Yayınlanma: 28.03.2009 - 08:47
Abone Ol google-news

Kara Panterler Partisi’yle 14 yaşında tanıştı. Okulla ilişkisi parti bildirisini dağıttığı için kesildi. Partinin radyosunda spikerlik yapmaya başladı. Bir radyo programında Mao’nun “İktidar namlunun ucunda büyüyor” alıntısını okudu. Fişlendi. Tüm kapılar yüzüne kapandı. Taksi şoförlüğünden başka iş bulamadı. Beyaz bir polisi öldürdüğü gerekçesiyle tartışmalı ve komplolarla dolu yargı süreci sonucunda ölüm cezasına çaptırıldı. Ancak dünya bu haksızlığa ayaklandı. Dört bir yanda protesto eylemleri, yürüyüşler, imza kampanyaları düzenlendi. Dayanışma onun yaşamını kurtardı. İnfazı defalarca ertelendi. En sonunda hakkındaki ölüm cezası 27 Mart 2008’de tümden kaldırıldı. Gelecek hafta içinde ABD Yüksek Yargıçlar Meclisi, davanın en başından görülmesi başvurusunu ele alacak... Haksız yere mahkum olup, her saniye infazı olasılığıyla 27 yılı hücrede geçen 55 yaşındaki Abu Cemal Mumia, kısa süre sonra belki de tamamen özgür kalacak. Onu; 27 yıl boyunca dayanışma yaşattı, belki yine o kurtaracak...

 

Cezası ölüm

Mumia, babasını 9 yaşında kaybettikten sonra üç küçük kardeşiyle birlikte beraber yaşam mücadelesi vermeye başladı. 1964’teki Philadelphia Eyaleti siyahi ayaklanması onun politize olmasına yol açtı. 68 ABD devlet başkanı adaylarından George Wallace’ye karşı gerçekleştirilen protesto eylemlerinde ilk kez ırkçı polislerin şiddetiyle tanıştı. 14 yaşında bu eylemde tutuklandı. Sonra Kara Panterler’in radyosunda spikerliğe başladı. Üçüncü evliliğiyle birlikte partiden ayrılarak, çevreci yeşil anarşist MOVE gurubuna katıldı. Bu grubun radyosu WHYY’de kadife sesi, ilginç röportajlarıyla kısa sürede ünlendi.

9 Aralık 1981’de İrlanda doğumlu polis memuru Daniel Faulkner gece sokak devriyesi görevini yapmaktadır. Farları kapalı arabayı durdurur. İçindekileri indirir. Şoförü yere yatırır. Köşe başında Mumia yerde kelepçe takılmak üzere olan kardeşini görür. Bu arada taksideki müşteriler polise saldırır. Çıkan silahlı çatışmada polis memuru Faulkner yaşamını yitirir. Mumia iki sokak aşağıda üzerinde tabancayla yakalanır. Gözaltında polisi kimin öldürdüğünü söylemesi istenir. Ancak ifade vermez. Sadece beyazlardan oluşan jüri ve ırkçı bir savcının mahkemesi sonucunda hemen ölüm cezasına çaptırılır. Üstelik polis memurunu öldüren mermiyle Mumia’nın tabancasında çıkan mermiler farklıdır. Bu durum tüm dünyada onun suçsuzluğunun savunulmasına yol açar. Dayanışma grupları oluşturulur. Binlerce yürüyüş, basın açıklamaları, imza kampanyası, konser düzenlenir... ABD’de idam cezasına karşı mücadelenin de simgesi olan Mumia Abu Jamal’in, 1999 yılında infaz tarihi belirlenir. Gelen tepkiler üzerine infazı ertelenir. İsmi Paris’te bir sokağa bile verilir. Bir çok insan hakları örgütü jürinin ırkçı bir anlayışla seçildiğini, soruşturmaların gelişigüzel yürütüldüğünü ve Mumia’yı aklayan tanık ifadelerinin dinlenmediğine dikkat çeker. Çünkü 2001 yılında, olay gecesi takside bulunan Arnold Beverly’nin duruşmadaki yeminli ifadesinde, polisi öldürenin kendisi olduğunu açıklaması bile dikkate alınmamıştır.

Mumia, en sonunda yaklaşık 20 yıl süren sessizliğini 3 Mayıs 2001’de bozar. Suçsuz olduğunu söyler. Avukatı Robert R. Bryan davanın yeniden görülmesi için başvuruda bulunur. Bryan, “Savcılığın 1982’deki jüri üyelerinin seçiminde izlenen ırkçı motifleri göz önüne serecek güçlü kanıtlarımız var. İdama kararlı iddia makamı karşısında adalet umuduyla mücadele etmekten başka çaremiz yok” açıklamasını yapar.

Haftaya, ABD Yüksek Yargıçlar Konseyi, yargılanmanın yeniden yapılması başvurusunu karara bağlayacak. Suçsuzluk ve dayanışma kazanacak mı acaba?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler