Yayınevi cinayetlerinin duruşması sona erdi

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Malatya Zirve Yayınevi davası sona erdi. Duruşmada, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat ve eski Jandarma İl Komutanı Mehmet Ülger tanık olarak dinlendi.

Yayınlanma: 13.04.2009 - 07:31
Abone Ol google-news

Malatya Zirve Yayınevi davası sona erdi. 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davaya tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı. Duruşma nedeniyle, sabah saatlerinden itibaren Malatya Adliyesi çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.

Tutuklu sanıklar Emre Günaydın (19), Salih Gürler (20), Abuzer Yıldırım (19), Cuma Özdemir (20) ve Hamit Çeker (19), jandarma ve polis ekiplerinin güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Duruşmaya, müdahil avukatlar ve sanık avukatları katıldı.
 

Ruhi Abat tanık olarak dinlendi

Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 16. duruşmasında İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat, tanık olarak dinlendi.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenen Abat, üniversite bünyesindeki ilahiyat fakültesine 2001 yılından itibaren öğrenci alınmamaya başlandığını, 2004 yılından itibaren de fakültede hiç öğrenci kalmadığını söyledi.

Bunun üzerine İnönü Üniversitesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığına geçiş yaptığını ifade eden Abat, burada 6 kişilik bir ekiple misyoner faaliyetlerine ilişkin çalışma yaptığını söyledi.

Çalışmasını üniversitedeki bir konferansta açıkladığını belirten Abat, bu konferanstan sonra aralarında Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığı'nın da bulunduğu birçok kurumdan konferans daveti aldığını kaydetti.

Müdahil avukatlar, Ruhi Abat'a cinayetlerden önceki 6 ay içerisinde kendi cep telefonundan 2 emniyet istihbarat personeli ve çok sayıda jandarma istihbarat personeli ile bin 415 kez görüştüğünü, bu görüşmeleri neden yaptığını sordu.

Abat, istihbaratçıların misyoner faaliyetleri konusundaki çalışmalarıyla ilgili kendisinden bilgi istediklerini söyledi.

Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin'in, ''Jandarma elemanlarına makalem internette var. Neden beni bu kadar arıyorsunuz? demedin mi? Sorusunu yönelttiği Abat,''Aslında fakültemizin kapanmaması için sosyal bir baskı oluşturmak adına sivil toplum kuruluşlarına derdimi anlatıyordum. Jandarma ile de rektörle birebir görüşme yapılabilir diye düşündüm ve o nedenle görüştüm'' yanıtını verdi.

Müdahil avukatlardan Erdal Doğan, ''Mersin'de görev yapan jandarma personeli Abdullah Atılgan ve İlker Çınar ile yaptığın görüşmeleri nasıl açıklıyorsun?'' sorusu üzerine Abat, ''Bilimsel çalışma sırasında jandarmanın da bilgisine başvurdum. Bu görüşmenin nedeni de buydu'' dedi.

Doğan, ''Misyonerliğin yasalarda suç olmadığını biliyorsunuz. Jandarmanın, yasalarda suç olan konularla ilgilendiğini de biliyorsunuz. Yasalarda suç olmayan bir konuda jandarmadan ne talep ettiniz?'' sorusuna Abat, ''Kendilerinden bilgi istediğim vakit misyonerlik faaliyetlerinin olduğunu bildiklerini, ancak konunun detayını bilmediklerini söylediler'' yanıtını verdi.

Mahkeme Başkanı Gürtekin'in, ''Bu ülkede yeterinden fazla imam hatip liseleri olduğu biliniyor. İlahiyat fakülteleri bu okullara öğretmen yetiştirmek için vardır. İlahiyat fakültesinin kapatılması ve öğrenci alınmaması devletin verdiği bir karardı. Siz nasıl oluyor da jandarmadan imdat bekliyorsunuz?'' sorusunu yanıtlayan Abat, ''Jandarma da devletin bir unsurudur. İmdat beklemekten ziyade herkese anlattığım sıkıntıları onlara da anlattım'' dedi.

Müdahil avukatlarının cinayetlerin olduğu gün jandarma personeli ile görüşüp görüşmediği yönündeki soruya ise Abat, ''Görüşmüş olabilirim, hatırlamıyorum'' diye konuştu.

 

Mehmet Ülger tanık olarak dinlendi

Malatya Zirve Yayınevi'nde biri Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 16. duruşmasında Malatya eski Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger, tanık olarak dinlendi.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenen Ülger, Malatya'da 12 Ocak 2006 tarihinden 4 Temmuz 2007 tarihine kadar görev yaptığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin, Eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile sık görüşüp görüşmediğini sorduğu Mehmet Ülger, görüşmelerinin koruma taleplerinden ibaret olduğunu belirterek, ''Fatih Hilmioğlu korumalı bir personeldi. Koruma sağlanması durumunda direkt beni arardı. Kendisiyle olan görüşmem bu şekildeydi ve bir kez de ilahiyat fakültesinin kapatılmaması için kendisiyle aracı olarak görüşmüştüm'' dedi.

Eray Gürtekin tarafından İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat ile birlikte ''Malatya Yayınevi Cinayetleriyle ilgili azmettirici oldukları iddiasıyla haklarında soruşturmanın devam ettiği'' hatırlatılan Ülger, Ruhi Abat'la olan tanışıklığının nereden geldiğinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
''Malatya Jandarma Komutanlığı olarak iç güvenlik konulu bir konferans düzenledik. Ruhi Abat da burada konuşmacı olarak katılmıştı. O dönem tanıdığım için zaman zaman geliyordu. Bir keresinde de ilahiyat fakültesinin kapatılmasının gündemde olduğu ve öğretim elemanlarının işlerinden olacağını söylemişlerdi. Bunun üzerine İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'na giderek ilahiyat fakültelerinin bir ihtiyaç olduğunu ifade etmiş, fikrimi beyan ederek yardımcı olmaya çalışmıştım. Zaten Hilmioğlu, buna sıcak bakmamıştı.''

Müdahil avukatların, ''İç güvenlik konulu konferansta misyonerlik konusu neden ele alındı?'' sorusuna Ülger, şu yanıtı verdi:
''Şu anda nasıl ki Ergenekon gündemde ise o zaman da misyonerlik konusu gündemdeydi. Bizler sadece misyonerlikle ilgili değil, zorla insanlara bir şeyler vermeye çalışanlar için de çalışma yapıyorduk. Örneğin İstanbul'dan gelerek Battalgazi ilçesindeki bir camide vaaz veren bir kişi ile ilgili çalışma yaptık ve daha sonra caminin imamı görevden alındı. Esas düşüncemiz inanç özgürlüğünü sağlamaktı.''

 

"Olaydan 1 hafta kadar önce Cem Vakfı'na gittim"

Mahkeme heyeti ve müdahil avukatların, olay günü cinayet yerine gidip gitmediği sorulan Ülger, olay günü gittiğini, gidiş nedeninin de alay komutanı olarak savcının bir talimatının olup olmayacağını öğrenmek amacı taşıdığını ifade etti.

Olaydan önce yayınevinin bulunduğu binaya ya da yayınevine gidip gitmediği sorulan Ülger, ''Olaydan bir hafta kadar önceydi. Cem Vakfı Başkanı Eşref Doğan'a iade-i ziyaret için yayınevinin bulunduğu binadaki Cem Vakfı'na gittim'' diye konuştu.

 

Malatya Jandarma Komutanlığı'nda yaklaşık 2 bin haber elemanı var

Bir süre önce Malatya'da ''Kerkük Kardeşlik Derneği Başkanlığı'' yapan ve şu an cezaevinde bulunan Veysel Şahin'in kendisiyle ilgili iddialarının bulunduğunun hatırlatılması üzerine, Veysel Şahin'in eylem hazırlığında olduğu bir süreçte el bombaları ve silahlarla yakaladıklarını anlatan Ülger, ''Kendisini yakalayan kişi olarak benimle husumeti oluştuğu için hakkımda böyle iftiralarda bulundu. Zaten bu yüzden Ergenekon savcısına ifade verdim'' dedi.

Veysel Şahin'in 1993 yılında jandarma haber elemanı olarak kaydının yapıldığını sonradan öğrendiğini iddia eden Ülger, 2007 yılı içinde kendilerine getirdiği bir ihbarın da asılsız çıkmasının ardından çok fazla görüşmediğini savundu.

Müdahil Avukat Erdal Doğan'ın, ''haber elemanı olduğunu nasıl bilmiyordunuz?'' sorusu üzerine Ülger, ''Kayıtlara bakmam gerekirdi. Malatya'da yaklaşık 2 bin haber elemanı var. Hepsini bilemem'' şeklinde konuştu.

Kendisiyle ilgili iftiraların olduğunu ileri süren Ülger, ''Basında hepimiz görüyorduk. Olaydan hemen sonra sanıklardan Emre Günaydın öldü sanıldığı için herkes Emre Günaydın'ı suçluyordu. Ardından hastanede tedavi gördüğü süreçte kilit isim olduğu yönünde haberler yapılıyordu. Neyse ki ölmedi de olayın aydınlanması için bir şans oldu. Emre Günaydın ölmedi diye gece gündüz dua ediyoruz'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler