Bankacılık İşkolunda Teşmil...

Yayınlanma: 12.05.2009 - 05:55
Abone Ol google-news

Küresel ekonomik krizden ciddi bir şekilde etkilenen ülkemizde, bankacılık sektöründeki kimi bankalara, bu işkolundaki örgütlü BASİSEN’in talebiyle aynı sendikanın yapmış olduğu toplu iş sözleşmesinin teşmil yoluyla uygulanması, yukarıda belirtilen nedenlerle olumlu, çağdaş bir adımdır.

Hukukumuzda “teşmil” sözcüğü ilk kez 275 sayılı yasada kullanılmıştır. Ülkemizde 1980 yılına değin yürürlükte kalan bu yasa döneminde, teşmile hiç başvurulmamış, 1985 yılından itibaren ise 16 teşmil uygulaması yapılmıştır. Teşmil, 2822 sayılı yasanın 11. maddesinde de korunmuştur. Yasaya göre bir toplu iş sözleşmesinin teşmil edilebilmesi için, bu toplu iş sözleşmesinin bağlı bulunduğu işkolundaki işçilerin en az yüzde onunu temsil eden işçi sendikasınca yapılmış olması ve sendikanın o işkolunda en çok üyeye sahip olması gerekir. Teşmil kararı sosyal taraflardan herhangi birinin veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın istemi üzerine Bakanlar Kurulu’nca verilebilmektedir. Bakanlar Kurulu teşmil kararı vermeden önce Yüksek Hakem Kurulu’nun görüşünü alır. Teşmil yetkisi Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararnameyle kullanılır ve teşmil kararının gerekçesi kararnamede belirtilir. Teşmil, teşmile konu toplu iş sözleşmesinin sona ermesi veya kararnamenin Bakanlar Kurulu’nca yürürlükten kaldırılması ile sona erer.

Yasa uyarınca, bir toplu iş sözleşmesini Bakanlar Kurulu tamamen veya kısmen veya zorunlu değişiklikleri yaparak o işkolunun toplu iş sözleşmesi bulunmayan diğer işyerlerine veya bir kısmına teşmil edebilir.

Çağdaş toplusözleşme düzeni bulunan ülkelerde, örneğin Almanya’da 2006 yılında 446, 2007 yılında 454 ve 2008 yılında 463 teşmil uygulaması yapılmıştır. Yine İsviçre’de ise 1 Mayıs 2009 itibarıyla federal düzeyde 32, kantonlarda ise 36 teşmil uygulamasına gidilmiştir.

Birçok ülke mevzuatında yer alan teşmilin amacı ve yararı nedir?

Bir kere işverenler kimi koşullar altında, özellikle ekonomik bunalım dönemlerinde toplu iş sözleşmesi ile bağlı olmayan işçileri çalıştırmak ve böylece sözleşmenin getirdiği parasal yükümlülüklerden kaçınmak yolunu izlemektedirler. Çünkü toplu iş sözleşmesine taraf olan işçiler için daha iyi çalışma koşulları belirlenmekte, iş sözleşmeleri ile de bu işçiler, düşük ücret ve iyi olmayan koşullara göre çalıştırılabildikleri için, işverenlerce tercih edilmektedirler. Bu durumda ise örgütlenmiş işçilerin işlerini yitirmeleri, işsiz kalmaları tehlikesi belirir. İşte bu duruma engel olmak ve belirli bir işkolunda çalışan işçi ve işverenlerin çalışma koşullarını uyumlu hale getirmek için teşmilin uygulamasında büyük yarar vardır.

Ayrıca serbest rekabetin egemen olduğu bir piyasa ekonomisinde sözleşme ile bağlı olmayan işverenlerin düşük ücretli işçi çalıştırarak maliyetlerini düşük tutmaları, sözleşmeye taraf işverenlere karşı düşük maliyetle yarış yapma olanağı vardır. Sözleşmeye bağlı işverenleri, Alman hukukunda “kirli rekabet” (schmutz konkurenz) denilen bu rekabete karşı korumanın tek yolu, toplu iş sözleşmelerinin devletin karışımı yoluyla uygulama alanını genişletmektir.

Öte yandan çağdaş devlette, devlet etkin görevler yüklenmeli, ekonomik bakımdan güçsüz olanlara koruyucu elini uzatmalı, ekonomik ve sosyal gelişmeleri toplumun tüm sınıflarına dengeli bir biçimde yaymalıdır. Gerçekten de belirli işkollarındaki veya işyerlerindeki işçilere toplu iş sözleşmeleriyle ek çıkar sağlamak yeterli bir sosyal politika olmasa gerek. Toplu iş sözleşmesiyle sağlanan bu çıkarlar gereğinde devletin karışımı, yani teşmil ile adil bir biçimde, örgütleşme olanağından yoksun olan işçilere yaygınlaştırılırsa, o ölçüde dengeli bir çalışma düzeni kurulmuş olur.

19.3.2009 tarihli kararname ile yapılan teşmil:

19.3.2009 tarihli kararname (19.4.2009 tarih ve 27214 sayılı R.G.’de yayımlanmıştır) ile Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) ile Türkiye İş Bankası A.Ş. arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi kısmen ve değişiklikler yapılarak Denizbank A.Ş. ve bağlı tüm işyerleri, Fortisbank A.Ş. ve bağlı tüm işyerleri ile Finansbank A.Ş. ve bağlı tüm işyerlerine teşmil edilmiştir.

Teşmil edilen toplu iş sözleşmesi 107 maddeden ibarettir. Oysa teşmil kararnamesine ekli karar 40 maddeden oluşmaktadır. Kararnameye ekli kararda yer alan 22 madde teşmil kapsamındaki işyerlerinde mevcut olan uygulamaya veya kanun hükümlerine atıf yapmakta olup, herhangi bir yenilik getirmemektedir. Diğer maddelerin kimileri teşmile konu toplu iş sözleşmesinden aynen veya değiştirilmek suretiyle alınmıştır.

Teşmil kararnamesine ekli kararın 4. maddesinde dört aylık deneme süresi öngörül- müştür. Ayrıca kararın 6. maddesinde atama ve nakle karşı çalışanların, bulunduğu işyeri kanalıyla itiraz edebileceği belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesinin 19. maddesinde yer bulan yıllık ücretli izne ilişkin düzenlemeler kimi ufak değişikliklerle teşmilde yer almıştır.

Teşmil kararının “Ücretli Sosyal İzinler” başlıklı 11. maddesi teşmile konu toplu iş sözleşmesinin 25. maddesinin değiştirilmiş şekliyle teşmil uygulanan bankalardaki işçiler için yeni haklar öngörmüştür.

Öte yandan mevcut teşmilde işçiyi ilgilendiren en önemli düzenleme teşmil kararının 16. maddesinde yapılmıştır. Şöyle ki, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından geçerli olmak üzere 31.3.2010 tarihine kadar dönem için çalışanların kararın yayımlandığı tarihteki ücretlerine 250 TL seyyanen zam yapılması ve 17. maddede de teşmil kararının her hizmet yılı için çalışanlara otuz günlük brüt çıplak ücretleri tutarında iki ikramiye verilmesi kabul edilmiştir. 20. madde toplu iş sözleşmesinin 54. maddesinden ödenek miktarında değişiklik yapılarak alınmış ve çalışanların bir şehirden diğer bir şehre atanmaları halinde 1.000 TL göç ödeneği verileceğini öngörmüştür.

Sonuç

Küresel ekonomik krizden ciddi bir şekilde etkilenen ülkemizde, bankacılık sektöründeki kimi bankalara, bu işkolundaki örgütlü BASİSEN’in talebiyle aynı sendikanın yapmış olduğu toplu iş sözleşmesinin teşmil yoluyla uygulanması, yukarıda belirtilen nedenlerle olumlu, çağdaş bir adımdır. Teşmile katkısı nedeniyle özellikle BASİSEN’i de kutlamak gerekir.

Avrupa ülkelerinden farklı olarak Türk sendikalarının anlaşılmaz nedenlere dayanarak karşı çıktığı teşmil için korkmadan talepte bulunması BASİSEN’in kendine olan güvenindendir.

Çağdaş endüstri ilişkileri kurumlarından olan teşmil uygulamasına hükümetin diğer işkolları için de başvurması, bu kurumun ülkemiz endüstri ilişkiler sisteminde oturması için de bir neden olacaktır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler