Tarım ve gıdada bağımlılık artıyor

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan "Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler" konulu raporun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin hiçbir zaman tarımda kendine yeterli olmadığını, bunun şehir efsanesi gibi bir şey olduğunu" iddia etmiştir.

Yayınlanma: 26.08.2008 - 14:53
Abone Ol google-news

2007 yılında tarım ürünleri ithalatı 4 milyar 640 milyon dolar olurken, dış ticaret açığı 916 milyon doları bulmuştu. Oysa 2008’in ilk üç ayında açık 658 milyon dolara ulaştı.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan "Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler" konulu raporun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin hiçbir zaman tarımda kendine yeterli olmadığını, bunun şehir efsanesi gibi bir şey olduğunu” iddia etmiştir.

Oysa uzmanlar Türkiye’nin 1960’ların ortalarında tarımda kendine yeterlilik koşullarını sağladığını; IMF/Dünya Bankası dayatmalı yapısal uyum programlarının uygulandığı 1980 sonrası dönemde ise yitirdiğini belirtiyorlar.

Türkiye tarımında 2000’li yılların başından itibaren tümüyle IMF/Dünya Bankası odaklı politikalar uygulanmıştır. Tarımsal desteklerin üretimle ilişkisi kesilerek, üretim yerine üretmemeyi teşvik eden bir sistem olan doğrudan gelir desteğine (DGD) geçilmiştir. Bu politikalar tarımda ciddi bir çözülme sürecini başlatmıştır.

Öte yandan özellikle 2002 yılı sonundan itibaren izlenmekte olan ucuz kura bağlı ve ithalata dayalı büyüme modeli, dış açığı artırmış, Türkiye’yi birçok ürün için “ithalat cenneti” haline getirmiştir.

1980’li yılların başında Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı 2 milyar dolar seviyesinde iken, ithalat yalnızca 50 milyon dolardı. 1980–89 döneminde tarımsal dış ticaret dengesi yıllık ortalama 1,5 milyar dolar fazla vermiştir. 1998’de IMF ile imzalanan Yakın İzleme Anlaşması ile 2006 arasındaki 9 yıldan 6’sında tarım ürünleri dış ticaretinde fazla sağlanırken, 3’ünde açık verilmiş; bu dönemde ortalama yıllık tarımsal dış ticaret fazlası yalnızca 140 milyon dolar olmuştur.

Uygulanan tarım politikalarının yanı sıra 2007 yılında birçok üründe küresel ısınmanın yol açtığı kuraklığın neden olduğu üretim kayıpları, çiftçi gelirlerini düşürdüğü gibi tarımsal ithalatın da artmasına yol açan nedenlerden biri olmuştur.

2007’de 3 milyar 724 milyon dolarlık tarım ürünleri ihracatına karşılık, ithalat 4 milyar 640 milyon dolara yükselmiş; dış ticaret açığı 916 milyon doları bulmuştur.

Türkiye İstatistik Kurumun (TÜİK) 30 Nisan 2008’de yayımladığı ilk üç aylık (Ocak-Mart) dış ticaret verileri, tarım ürünleri ithalatındaki patlamanın ivme kazanarak sürdüğünü ve açığın önceki yıla göre çok daha fazla olacağını ortaya koymaktadır.

TÜİK’in verilerine göre; 2008 yılının Ocak-Mart döneminde tarım ürünleri ihracatı 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 4.4 artarak 919 milyon dolardan 959 milyon dolara çıkmıştır. Buna karşılık ithalat yüzde 52.4 artarak 1 milyar 61 milyon dolardan 1 milyar 617 milyon dolara yükselmiştir. Yılın ilk üç ayındaki tarımsal dış ticaret açığı 658 milyon dolardır. Oysa önceki yılın aynı döneminde açık 142 milyon dolar idi.

Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi tarım ve gıdada da adım adım dışa bağımlı hale getirilmektedir. Sorun; IMF/Dünya Bankası dayatmalı politikalar yerine, ülkemizin doğal koşullarına, kendi insanımızın ihtiyaçlarına göre oluşturulacak üretimi esas alan tarım politikalarının uygulanması ile çözülebilir.

İlhan Demiröz (TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler