"Erdoğan'dan Baykal'a sert sözler"

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Baykal, askerin üzerinden elini çek, çek. Sivil siyaset yap, sivil davran. Polisin üzerinden elini çek, yargının üzerinden elini çek. Yargıya giden herhangi bir konuda, yargı kararını vermeden, sen karar veriyorsun. Sayın Baykal biz seni iyi tanırız, iyi tanırız'' dedi.

Yayınlanma: 04.07.2009 - 13:47
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kars'ta Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AKP Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, tarihteki bazı MGK toplantılarıyla son MGK toplantısını özdeşleştirmek gibi zorlama ve art niyetli yorumlar yapıldığını belirtti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Asker üzerinden, polis üzerinden bir ayrıştırmanın gayreti içine giriyorlar. Kim? Ana muhalefetin Lideri. Sayın Baykal, askerin üzerinden elini çek, çek. Sivil siyaset yap, sivil davran. Polisin üzerinden elini çek, yargının üzerinden elini çek. Yargıya giden herhangi bir konuda, yargı kararını vermeden, sen karar veriyorsun. Sayın Baykal, biz seni iyi tanırız, iyi tanırız. MGK toplantısından sonra açıklanan basın bildirisi, Sayın Baykal'ı tatmin etmemiş. Sayın Baykal, bundan sonra MGK toplantılarına girerken sen önceden bize basın bildirisini gönder de onu yayımlayalım ama beğeneceğin fazla olsun. Çok isabetli olur. Ayıptır ayıp. Türkiye'de yasama da yürütme de yargı da tarihinde hiç görülmedik ölçüde bağımsız bir şekilde, yine tarihinde hiç görülmedik ölçüde uyum içinde tam anlamıyla görevlerini yapıyorlar.''
 

''Gel gör başka yerde dolaşıyorlar''

Erdoğan, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanabilmesinin yolunu açan yasa tasarısıyla ilgili de şunları söyledi:
''Gece saat 1.5 kanun çıkıyor. Neyle ilgili? Malum konu arkadaşlar... Meclisi o anda yöneten başkanvekili tabii soruyor 'kabul edenler, etmeyenler?' AK Partilisi de CHP'lisi de MHP'lisi de hepsi ellerini kaldırıyor. CHP'li de, o da elini kaldırıyor. O da 'evet' diyor. Kabul edenlerden o da 'evet' diyor ama aynı adam ertesi gün diyor ki 'bizi aldattılar.' Ya adama sormazlar mı? Arkadaş senin aklın neredeydi? Fotoğrafta tespit edildi. Elini kaldırmışsın, elin kalkmıştı.

Sayın Baykal senin milletvekillerin ne iş yapar ya? Gece 1.5 evet, Meclis gece 1.5'da da çalışır. Yeri gelir sabah 5'e kadar da çalışır. Kusura bakma 'işte bize son gece yarısı baskınıyla...' Ne demek gece yarısı baskını? Demek ki senin milletvekillerin gece yarısı baskınına hazır değil. O zaman hazır olanlardan bir grup kur, öyle gel parlamentoya. 5 saat, 6 saat önceden hepsi biliyor meseleyi, konuyu biliyor. Orada her şey dağıtılıyor. Metinler dağıtılıyor, okuyorlar, görüyorlar ama gel gör ki başka yerde dolaşıyorlar. Bu CHP hep böyle, tarihi böyle, geçmişi böyle.''
 

''Ak parti olarak son derece kararl bir tutum sergiledik''

Askerin, jandarmanın, istihbarat teşkilatının ve kurumların demokratik bir sistem içinde, Anayasa ve yasaların çizdiği çerçeve içinde ve uyum halinde görevlerini yerine getirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Hiçbir kurumumuz arasında gerilim yoktur, çatışma yoktur. Kurumlarımız arasında gerilim arzulayanlar, çatışma arzulayanlar beyhude bir bekleyiş içindeler. Gerilim ve çatışmadan medet umanlar hayal kırıklığına uğrarlar. Bir kez daha uyarmak durumdayım, siyasi partiler de medyada bu süreçte sorumlu bir tavır sergilemek zorundadır. Demokrasiyi, hukuku savunmak herkesin, tüm vatandaşlarımızın, tüm kurumlarımızın mesuliyeti altındadır. AK Parti olarak bu noktada son derece kararlı bir duruş sergiledik. Bundan sonra da aynı kararlı tavrı sergilemeye devam edeceğiz.''

 

Bu sözler ana muhalefet partisine yakışıyor mu?

Askere sivil mahkemede yargı yolunu açan düzenlemeyle ilgili olarak ana muhalefet liderinin ''Birkaç saat içinde Cumhurbaşkanı da bu yasanın hiç uygun olmadığını anlama noktasına gelebilir'' dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şu ifadeye bak, bu sözler bir siyasetçiye yakışıyor mu? Bu sözler ana muhalefet partisine yakışıyor mu? Bu sözler güçler ayrımına, milli egemenlik kavramına yakışıyor mu? Bu sözler demokrasiye, hadi demokrasiden de vazgeçtik, sosyal demokrasiye yakışıyor mu?

Sayın Baykal'ın zihninin gerisinde, ne olduğu bu sözleri ile bir kez daha aleni olarak görülmüştür. Aynı şeyleri mayın olayında da söyledi. Yine Cumhurbaşkanı'na yol göstermek istedi. Alışmışlardı çünkü. Geçmişte bu tip paslaşmalar yapıyorlardı. Sayın Baykal'ın demokrasi, siyaset anlayışı, siyaset yapma tarzı bu sözleriyle bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Dikkat edin bunlar bizim mayın temizlemeyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na sunduğumuz tasarıda hiç olmadığı halde, yine söylüyorum İsrail'i, İsrailli firmaları görecek kadar büyük bir hayal gücüne sahiptiler.''

''Bunlar siyaseti mahkeme kapılarında yaparlar"

Sözlerini ''Avrupa Birliği'ne uyum gayesiyle çıkardığımız yasada kendi imzalarını göremeyecek kadar da siyasi miyopluk içindeler'' diye sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bunlar siyaseti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmazlar. Bunlar siyaseti Anadolu'nun Trakya'nın şehirlerinde, ilçelerinde, köylerinde yapmazlar. Bunlar siyaseti millet için de yapmazlar. Milletle birlikte de yapmazlar. Bunlar siyaseti ancak ve ancak mahkeme kapılarında yaparlar. O mahkemelerde de ya avukat olurlar, çeteleri, mafyayı savunurlar, ben söylemiyorum kendileri söylüyor, ya da müşteki olurlar. Milletin istifadesine olan yasaları iptal ettirmenin mücadelesini verirler.

Böyle bir sosyal demokrasi örneği dünyada yok. Nedir sosyal demokrasinin temelleri? Özgürlük, adalet, dayanışma... CHP'de bunların hangisi var? CHP'nin siyasetinde, tavırlarında, duruşunda, tutumunda bunların hangisi var? Hem askeri darbelere karşı çıkarlar, hem de sivilleşmenin karşısında dururlar. Hem demokratız derler, hem milli egemenliğin karşısında dururlar. Hem reform derler, değişim derler, dönüşüm derler, statükoyu temsil ederler. Açıklık, şeffaflık, hak, hukuk derler, çetelere, mafyaya hukuk dışı örgütlere avukatlık yaparlar. Türkiye'nin çetelere karşı verdiği mücadeleyi engellemek için her türlü yola başvururlar.

Aynen öyle, bakın CHP'nin de hakkını yemeyelim ha... Dayanışma konusunda son derece başarılı bir performans sergiliyorlar. İstanbul'da İSKİ skandalını unutmadık, iyi biliriz. Kocaeli'nde Yuvacık Barajı'nın hikayesini iyi biliriz. Çankaya'daki şimdi belediye başkanı değil, geçen dönem belediye başkanının 'Yamyam' ifadelerini unutmadık. Anayasa Mahkemesi'nin usulsüz harcamaları nedeniyle mahkum ettiği bir trilyonu unutmadık.

Sayın Baykal bir açıkla be, o bir trilyonu nereye harcadınız. Bak Anayasa Mahkemesi mahkum etti sizi, nereye harcadınız o bir trilyonu. Bu fakir fukaranın, garip gurebanın vergilerinden bir trilyon hazine yardımını nerelere harcadınız bunu açıklayın, bunu. Geçmişte bir başka siyasi partinin böyle bir usulsüz harcamasından dolayı mahkumiyetini biliyorsunuz. Şimdi aynı şeyi sen yaptın, hadi ver hesabını ver bakalım. Buralarda göz yaşartıcı bir dayanışma içindeler.''
 

''Alevi vatandaşlarımızı yıllar boyu istismar ettiler"

CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şunları söyledi:
''Alevi vatandaşlarımızı yıllar boyu istismar ettiler, oy deposu olarak gördüler. Şimdi bizim siyaset üstü bir yaklaşımla, Alevi vatandaşlarımızın isteklerine cevap verme girişimimizi sulandırmanın gayreti içindeler. Emek derler, emekçi derler, işçi hakları, sendikal haklar derler. Ama bugüne kadar işçilerimiz için yaptıkları tek bir açılım yoktur. Bütün bu alanlarda boşluğu biz doldurduk. Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet temelleri üzerinde yükselttik, yükseltiyoruz.''

 

''İşçiyi düşünen kim? Memuru düşünen kim? AK Parti iktidarı, biz''

Konut edindirme yardımı için biriken paraları da hak sahiplerine ödediklerini anımsatan Erdoğan, ''İşçiyi düşünen kim? Memuru düşünen kim? AK Parti iktidarı, biz'' dedi.
Çalışanları enflasyona ezdirmediklerini belirten Başbakan Erdoğan, geçmişten gelen kayıpları da telafi ettiklerini söyledi. 1 Mayıs'ı tatil ilan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, ''Çalışanların hakları konusunda ne kadar hassas olduğumuzu, ne kadar duyarlı olduğumuzu, ne kadar samimi olduğumuzu süreç içinde defalarca gördük. Bakın şimdi de işçilerle masadayız ve kendilerine diyoruz ki: Gelin bak etmeyin. Size 2009 için 3 4.5 yani ilk 6 ayda yüzde 3, ikinci 6 ayda yüzde 4.5 zam yapalım. Eğer yıl sonu itibarıyla bu yaptığımız zam enflasyonun altında kalırsa aradaki farkı size ödeyeceğiz, enflasyon farkını ödeyeceğiz'' diye konuştu.
 

''Sizi enflasyona ezdiremeyeceğiz"

Bir kriz döneminden geçildiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şu anda Ereğli Demir Çelik'te işçilerin maaşı yüzde 30 düşük olarak toplu sözleşme imzalandı. Macaristan'da sendikalarla yüzde 30 düşük sözleşme imzaladılar. Daha biz böyle düşük bir şey imzalamıyoruz sizinle. Tam aksine diyoruz ki: 3 4.5 olarak gelin bu işi imzalayalım. Eğer enflasyonun altında kalırsa aradaki farkı da vereceğiz. Çünkü sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz, sözümüz bu.

Bunun da istismarını yapıyorlar. şimdi de diyorlar ki efendim neymiş, 'greve gideceğiz.' Kusura bakmasınlar, eğer greve gideceklerse buyursunlar gitsinler. Gücümüz neyse bunu vereceğiz. Bana ait özel kasalarım yok. milletimizin bize emanet ettiği paradan bir maaş ödeyeceğiz, kardeşlerim. Bu parayı iyi yönetmemiz lazım. Eğer iyi yönetemezsek, o işçinin, memurumun maaşını kim ödeyecek? Okullar yapıyoruz, bu okulları kim yapacak? Hastaneler yapıyoruz, bu hastaneleri kim yapacak? Bu hastalarımızın oradaki tedavileriyle ilgili en ideal şekilde yatırımları kim yapacak? Ancak bunlarla yapacağız. İmkanlar el verdikçe daha ideal noktada özlük haklarını da inşallah sağlayacağız.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler