"Sanıklara ağır geliyor"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi’nde görülen birinci Ergenekon davasının 103. oturumuna, emekli tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Danıştay sanıkları Tekin Irşi ve İsmail Sağır’ın da aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık katıldı. Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan ise getirildikten kısa bir süre sonra jandarma eşliğinde salondan ayrıldı.

Söz alan avukat Metin Çetinbaş, savunmasının 7-8 gün daha süreceğini, bu nedenle, önce Danıştay davası sanıklarının sorgu ve savunmasının yapılmasını talep etti. Çetinbaş, Alemdaroğlu’na ve diğer sanıklara Danıştay sanıklarıyla aynı dosyada yargılanmanın ağır geldiğini ifade etti. Mahkeme başkanı Köksal Şengün de “Bugünü bitirelim. Talebiniz alındı” dedi. Savunmasına 518. sayfadan devam eden Çetinbaş, iki davanın birleştirilmesinin, Danıştay sanıklarının ceza almalarının gecikmesinde önemli rol oynayacağını savunarak iddianame ile Rahip Santoro, Zirve Yayınevi katliamı ve Hrant Dink cinayetinin bu davanın içine sokulmak istendiğini söyledi.
 

Selçuk’un hayali tehdidi

Avukat Çetinbaş iddianamede gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un 23 Ocak 2008 tarihinde yayımlanan “İktidar Partisi Zanlı” başlıklı yazısı nedeniyle “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı AKP’ye kapatma davası açması yönünde tehdit içerikli uyarıp yönlendirdiği, bu şekilde savcı üzerinde baskı oluşturmayı amaçladığı, akabinde de Ergenekon terör örgütünün Teori Tasarım ve Senaryo Planlama Birimi’nin gerekli çalışmalara başladığı görülmüştür” şeklinde suçlamalar yöneltildiğine dikkat çekti. Çetinbaş “Selçuk’un Yargıtay Başsavcısı’nı tehdit ettiği gerekçesiyle savcı dava açmış mıdır? Anayasa Mahkemesi, iktidar partisinin irticai faaliyetlerin odak noktası olduğu kararını verip, ağır bir para cezasına çarptırırken savcılar İlhan Selçuk’u örgüt adına hayali tehditle suçluyor” dedi.
 

Sahte imza iddiası

Öğle arasından sonra talepler bölümünde söz alan Avukat Tolga Akalın, müvekkili Kemal Kerinçsiz’e ilişkin telefon dinleme kararındaki katip imzasının sahte olduğunu öne sürdü. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partililerin avukatı Hasan Basri Özbey asıl dava kapsamında yapılan işlemlerin durdurularak Danıştay dosyasına ilişkin işlemlerin derhal tamamlanmasını talep etti.
 

Tuncay Güney ile ilgili evraklar

Tuncay Güney’in havalanı giriş çıkış kayıtlarının sorulması üzerine MİT’ten mahkemeye gönderilen yazıda, kayıtların bir ay süreyle saklandığı, bunun dışında herhangi bir kaydın bulunmadığı ifade edildi. MİT, Tuncay Güney’in 2001 yılındaki mülakatına MİT’ten herhangi bir görevlinin katılmadığını belirtti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de Güney’in sorgusuna MİT’ten ve Genelkurmay’dan herhangi bir görevlinin katıldığına ilişkin bir bilgilerinin olmadığını kaydetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuncay Güney’in Ergenekon soruşturması kapsamında firari şüpheli olarak arandığını, hakkındaki soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. MİT’ten gönderilen yazıda, tartışmalı Ergenekon şemasının 6 CD ve Tuncay Güney’in anlatımları sonucu hazırlandığı yinelenerek MİT’in bu şema ve bilgi notuna katkısının olmadığı belirtildi.
 

Osman Yıldırım’ın terhis belgesi

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yaptığı tüm yazışmaları dört klasör halinde dosyaya gönderdi. Tutuklu sanık Kelam Kerinçsiz’in talebi doğrultusunda, Danıştay sanığı Osman Yıldırım’a ait terhis belgesi örneği, sağlık raporuyla birlikte gönderildi. Sanıklar Mete Yalazangil ve Muzaffer Şenocak ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’'ten gönderilen yazılarda, bu sanıkların anılan kurumlarla herhangi bir irtibatlarının olmadığı kaydedildi. Kemal Kerinçsiz’in talebi üzerine “kuvayimilliye.net” adlı internet adresinin yabancı bir isim adına kayıtlı olduğu, firmanın da Kanada’da kurulu olduğu ifade edildi.

Dosyadaki gizli olduğu belirtilen belgelerle ilgili inceleme yapılması için bilirkişi ismi bildirmesi istenen MİT, “Yasa gereği MİT’in isim bildiremeyeceği” yanıtını verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü ise Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili inceleme için mahkemeye üç görevlinin bilirkişi olarak ismini gönderdi. “Vatanseverler” ve “Anafor” davası dosyaları, birleştirme istemiyle mahkemeye gönderildi.