'Motosiklet kullanmamak çılgınlık'

Trafikte yok sayılmaktan şikayetçiler, ama motosikletlerinden vazgeçmeye hiç niyetleri yok. Onlar motosikletle işe gidip gelen insanlar. Şikâyetleri çok, bunların başında araba kullananların kendilerini yok sayması geliyor.

Yayınlanma: 15.08.2009 - 09:07
Abone Ol google-news

Motosiklet kullanmak deli işi diyenlerdenseniz bu yazı size göre. Avrupa’da uzun zamandır trafikte en az otomobiller kadar kullanılan motosikletlere ne yazık ki bir kesim hâlâ önyargıyla bakıyor. Oysa motosiklet kullananlar hiç de böyle düşünmüyor. Onlar da "Motosiklet kullanmamak deli işi" diyorlar. MOTED (Motosiklet Endüstrileri Derneği) de geçen ay "Motosiklet kullanmak çağdaşlıktır" adlı bir kampanya başlattı. Kampanya, Türkiye’de motosiklet kullanımını yaygınlaştırmak, motosiklete olan önyargıyı kırmak ve motosiklet kullananlar için altyapı şartlarının düzenlenmesini sağlamayı amaçlıyor. Tüm bu sorunlara karşın evinden işine motosikletle gidip gelen pek çok insan var. Kimisi her gün köprü geçiyor, kimisi bir yakanın bir ucuna gidip geliyor. Sorunları ortak. Yok sayılmaktan şikayetçiler. Ancak motosikletlerinden vazgeçmeye hiç niyetleri yok. Konuyla ilgili MOTED Başkan Yardımcısı Simay Alsan ve motosiklet kullanıcıları Amerikan Hastanesi’nde Gastroenteroloji Bölümü doktoru Feryal İlkova, bir teknoloji şirketinde iş geliştirme ve pazarlama müdürü olan Sevil Mert, e-ticaretle ilgilenen ve 3 e-ticaret sitesinin kurucu ortağı olan Serkan Söğüt ve PR ve dijital pazarlama uzmanı Eren Kumcuoğlu’yla görüştük.

MOTED’in başlattığı kampanyanın öncelikli hedefi motosikletleri farkettirmek ve hatırlatmak. "Motosiklet çağdaşlıktır, asıl motosiklet kullanmamak çılgınlık" sloganlarıyla başlayan kampanyanın görsellerinin teması ise "sıkışıklık." Amaç trafikteki araçların sadece yüzde 10’unun yerini motosikletlerin alması durumunda nasıl bir rahatlama olabileceğini göstermek. Üstelik sadece trafik değil park sorunu da çözülecek.

Simay Alsan, Türkiye’de motosiklet kullanımının aslında büyük bir potansiyeli olduğunu ve önü kesilmese Avrupa’yla çok yakın bir oranda olacağını söylüyor. Türkiye’nin iklim ve coğrafya olarak da motosiklet kullanmak için çok uygun olduğunu vurgularken, varolan potansiyelin değerlendirilemediğini söylüyor: "Komşu ülkelere baktığınızda motosiklet kullanımı Türkiye’nin 3-4 katı. Trafikte motosikletlerin payı çok daha yüksek. Yunanistan’da bin kişiden 97’si motosiklet kullanırken, Türkiye’de bu sayı 28’e düşüyor."

Ulaşım politikalarında yok sayılıyor

Motosikletin diğer motorlu araçlarla karşılaştırıldığında taşıdığı avantajlardan söz ediyor Alsan. Öncelikle hem bireysel hem de toplumsal yakıt tasarrufu geliyor. Motosiklerin otomobillerle karşılaştırılamayacak kadar az benzin tükettiğini söyleyen Alsan, egzoz emisyon değerleri konusunda oldukça hassas olmamıza karşın sıkışık trafikte birinci-ikinci viteste giderken, bu kazanımların bir anlamı kalmadığını çünkü dur-kalk’ların egzoz salınımını çok yükselttiğini ifade ediyor. Ulaşımda toplu taşımanın önemini ise yadsımadıklarını vurgulayan Alsan, "En azından alternatif olarak bu noktada motosiklet doğru bir tercih. Motosiklet ulaşım çözümlerinde bütünsel bir yaklaşımın parçası olmalı. Bizim ülkemizde motosikletler hiçbir zaman ulaşımın bir parçası olarak görülmüyor. Hem kullanıcı hem de yerel ve merkezi yönetimler tarafından farkedilmesi, uzun vadede ulaşım politikalarının içinde hak ettiği yeri alması gerekiyor" diyor.

Motosiklet zevki evrenseldir

Kullanımın yaygınlaşmasıyla beraber güvenlikle ilgili önyargıların da kırılacağını söylüyor Alsan. MOTED olarak karayolları altyapılarının düzenlemesiyle ilgili çalıştıklarını da ekleyen Alsan, yollar, bariyerler, köprü geçişleri, sinyalizasyon gibi pek çok unsurun motosiklet kullanıcıları için daha uygun hale getirilmesi gerekliliğini de anlatıyor. Türkiye’de tüm trafiğin otomobil kullanıcıları için tasarlandığı bilinen bir gerçek. Değil motosikletlilere, bisiketliler için bile özel yollar yok. Alsan, "Avrupa’daki altyapı çalışmalarını büyükşehir belediyeleriyle, ulaştırma bakanlığıyla, emniyet genel müdürlüğüyle paylaşıyoruz. Bundan sonraki yatırımlar için motosikletlerin de karayollarındaki güvenliğini düşünecek çalışmalar yapılsın istiyoruz" diyor.

Kendisi de motosiklet kullanan Alsan, motosiklet kullanıcılarını sahildeki mayolu insanlara benzetiyor. Statüler bir kenarda dururken, ortak tek nokta motosiklet oluyor. Alsan, bir tamirci çırağıyla bir holding ceo’sunun oturup saatlerce konuşabileceği bir konu olduğunu anlatıyor.

Serkan Söğüt, 5 yıldır motosiklet kullanıyor. Genel olarak o da araç sürücülerinden ve altyapıdan şikâyetçi. Motorla yolda giderken "Çekilsenize kenara yoldan, ne gidiyorsunuz?" gibi sorulara maruz kalıyor. "İstanbul’da Avrupa’daki gibi zevk almıyorsun sürerken. Çünkü hayatta kalmaya çalışıyorsun. Sürekli tetikte nereden ne gelir diye bakıyorsun. Motor araç olarak görülmediği için, otomobil arkasında beklemek istemiyor." Söğüt, motosikletiyle Avrupa’yı gezmiş. Avrupa’da yol haklarına, ışıklara uyulduğunu ve motosikletlere her zaman saygı gösterildiğini söylüyor: "Avrupa’da yola biraz çıkıyorsun ya da viraj dönüyorsun arabadaki bekliyor acaba arkasından başka motor geliyor mu diye. Çünkü kendi çocukları da sürüyor.” Söğüt, Amerika’da motosiklet kazalarında ölüm olayları artınca bir anket yapıldığını ve bu ankete göre yasaların çıkarılıp hemen uygulamaya geçildiğini anlatıyor: “Bir bakanın, milletvekilinin oğlu ölse motor üstünde o zaman göreceğiz. Bu ülkede tüm düzenlemeler böyle yapılıyor."

Eren Kumcuoğlu da 3 yıldır motosiklet kullanıyor. Anadolu ve Avrupa yakası arasında trafikte mekik dokurken düşünmüş, 'bu trafikte yılda 15 günümü yolda geçiriyorum' demiş. Merakı da olunca motosiklet almaya karar vermiş. Motosiklet kullanırken trafikte yapılan hataları da bizzat görmüş. O yüzden çevresindekilere motosiklet kullanırken yaşadıklarını anlatıyor ve duyarlı olmaya çağırıyor: "Sayımız arttıkça duyarlılık da artacak trafikte. ‘Motor kullanıyorsan serserisin’ gibi bir ön yargı var’ diyor. Bunu diziler bile pompalıyor. Motosiklet kullananları böyle yansıtmak anlamsız geliyor bana." Kumcuoğlu, özellikle arabalardan atılan çöplerden, pet şişelerden ve sigara izmaritlerinden şikâyetçi. "O attıkları benim kafama düşüyor, bacağıma çarpıyor. Zaten arabadan çöp atmak çok aşağılık bir şey, bir de bu durum var" diyor.

Farketmiyorlar bile

Sevil Mert ise 5 ay önce almış motosikletini. O da motosikletin arkasında giderken gördüğü motosiklet kullanan bir genç kadından etkilenmiş, ben neden almıyorum ki diye düşünmüş. İşine motosikletle gidip geliyor. Kadın olmanın zorluklarını da yaşamıyor değil. Mert, motoru da küçük olduğu için sıkışık trafikte kadın olarak biraz zorluk çektiğini söylüyor. Mecidiyeköy’deki kırmızı ışıklarda beklerken kendisine bir kadın sürücünün çarptığını anlatıyor. Arabadan hışımla inen kadın, ne yapıyorsun burada diye bağırmaya başlayınca, Mert ‘önünüzde duruyorum’ demiş. Sürücünün ‘ben seni görmedim’ yanıtını unutamıyor. "Motosikletleri yok sayacak kadar farketmiyorlar" diyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler