İTÜ'den Başbakan'a protesto

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 2008-2009 eğitim-öğretim yılının açılışı dolayısıyla düzenlenen tören sırasında protesto gösterisi yapan gruba polislerce müdahale edildi; 18 öğrenci gözaltına alındı.

Yayınlanma: 12.09.2008 - 09:10
Abone Ol google-news

İTÜ'nün 2008-2009 eğitim-öğretim yılı açılışı dolayısıyla üniversite yerleşkesinde yer alan Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde tören düzenlendi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı tören sırasında, kültür merkezinin yakınında ayrı ayrı gruplar halinde bir araya gelen Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile ''İTÜ Öğrenci Kolektifi'' üyeleri, çeşitli döviz ve pankartlar açtı.

Bir süre Başbakan Erdoğan ve üniversitenin rektörü aleyhine sloganlar da atan bu gruplardan TKP üyeleri, eylemin ardından dağıldı.
Polisin ''dağılın'' uyarılarına aldırmayan diğer gruba ise bölgede önlem alan polislerce müdahale edildi. Gösteri yapan öğrencilerden 18'i gözaltına alınarak emniyete götürüldü.

Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada, ''Türkiye'de özellikle bir şeyin farklı yorumlandığı'' anlatan Erdoğan, İTÜ'nün, Türkiye'ye cumhurbaşkanları, başbakanlar, çok sayıda siyaset adamı, teknokrat ve bürokrat yetiştirmiş olan bir üniversite, bir eğitim kurumu olduğunu ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin yönetiminde hep 3 okulun mülkiye, harbiye ve tıbbiyenin etkili olduğunun söylendiğini, bunun hep böyle yorumlandığını anlatarak, ''Ancak İTÜ'nün bu 3 okulu da gölgede bırakarak, oldukça mütevazı ve sessiz bir şekilde Türkiye'nin rotasını belirleyen devlet adamları yetiştirdiğini geçmişten bugüne biliyoruz ve görüyoruz'' diye konuştu.

Erdoğan, üniversite sıralarında olduğu dönemde bunun ötesinde hep ''Eğitime bütçe'' sloganının üniversite kantinlerinde, kampüslerde, bahçelerde, amfilerde ve koridorlarda yapılan her eylemde kullanıldığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 7,5 milyar YTL seviyesindeydi. 2007 yılı itibariyle bunu 23 milyar YTL'ye yükselttik. Yani tam yüzde 207 oranında artış sağladık. Bundan daha da önemlisi eğitime ayırdığımız pay, tarihinde ilk kez bu dönemde bütçe kademleri arasında ilk sırada yer aldı ve almaya devam ediyor. Eğitim altyapısını yeni baştan ele aldık. Farklı bir anlayışla, farklı bir yaklaşımla Türkiye'nin genelini kapsayacak eğitimde fırsat eşitliğine zemin hazırlayacak bir reform programını uygulamaya koyduk. Bunu da başarıyla sürdürüyoruz.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerin evrensel bilginin ve evrensel değerlerin temsilcisi ve beşiği olduğunu, ancak üniversitelere özgürlük ortamı sağlanmadığı taktirde tutucu bir ortama dönüşme riski bulunduğunu söyledi.

Bu riske üniversitelerin tahammül edemeyeceğini, onun için eleştirel düşünceyi, eleştirel aklı üniversitelerde hakim kılmak için sorumluluk ve yetki sahibi herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bunların geçmişte yaşandığını, üniversitelerin bilimi, hoşgörüyü, uzlaşmayı, anlaşmayı değil kutuplaşmayı, tutuculuğu, hoşgörüsüzlüğü gündemde tuttuğuna geçmişte şahit olduklarını kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:

''Üniversiteler, her türlü siyasi müdahaleden, devletin, hükümetin müdahalesinden kesinlikle uzak olmalıdır. Üniversiteler olabildiğince bağımsız ve özerk bir işleyişe sahip olmalıdır. Ancak üniversitelerimizde aynı şekilde zihinler de bağımsız olmalıdır. Üniversitenin her bir ferdi özgür düşünceyi serbestçe ifade edebilmelidir. Üniversite, siyasetin de toplumun da üzerinde bir yerde durmak zorundadır. Biz, üniversiteyi toplumsal gelişmenin, ilerlemenin, büyümenin öncüsü olarak görmek istiyoruz. Üniversitelerimiz hayatla ve toplumla iç içe geçmeli, hayattan ve toplumdan kopmamalıdır. Toplumdan kopan, hayatın gerçeklerinden uzaklaşan üniversitelerin topluma rehberlik etmesi, öncü bir misyon üslenmesi mümkün olamaz. Üniversitelerimiz, bu yolda önemli açılımlar yapmalıdır.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler