"Gribin domuzla alakası yok"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, H1N1 virüsünün domuzla ilgisi olmadığını belirterek, ''Zamanında domuzda, kuşlarda ve insanda grip hastalığı yapan 3 ayrı virüs bir araya gelerek yeni bir virüs haline geldi. Şu anda dünyadaki salgın bu, dolayısıyla H1N1 virüsü desek daha doğru olur'' dedi.

Yayınlanma: 01.11.2009 - 14:32
Abone Ol google-news

Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın Afyonkarahisar İl Değerlendirme Toplantısı'na katılmak için şehre gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yapımı sürdürülen 400 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi inşaatında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından karşılandı.

Bakan Veysel Eroğlu'nun ''Bakanımın talimatlarıyla öpüşmüyoruz'' diyerek karşıladığı Bakan Akdağ, tokalaşılmaması gerektiğini, tokalaşılınca ellerin bol sabunlu suyla yıkanması gerektiğini söyledi.

Valilik makamında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
''H1N1 gribi, ismini bu şekilde söylemeye alışsak herhalde iyi olur. Çünkü artık virüsün domuzla falan bir ilgisi yok. Zamanında domuzda grip hastalığı yapan, kuşlarda grip hastalığı yapan ve insanda grip hastalığı yapan 3 ayrı virüs bir araya gelerek yeni bir virüs haline geldi. Şu anda dünyadaki salgın bu, dolayısıyla H1N1 virüsü desek, herhalde daha doğru olur. Bu virüsün yol açtığı hastalıklar artık Türkiye'de de aramızda. Biliyorsunuz kapımızda diyorduk, kapımızdan içeriye sokmamak için yaz boyunca çok ciddi çalışma yaptık ve diğer birçok Avrupa ülkesine kıyasla yazın 4 ayını kazanmış olduk. Sağlık Bakanlığı olarak bütün kurumlarımızla ve bilimsel kurumlarla beraber mücadeleye devam edeceğiz.''

Önümüzdeki 4-5 ay boyunca bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu virüsle ciddi mücadele döneminin başladığını belirten Akdağ, ''Rehavete kapılmayacağız. Bakanlık olarak ciddi bir çalışma sürdüreceğiz, vatandaşımız da kendisini korumayı sürdürecek'' dedi.

Türk toplumunun el sıkışmaya, sarılmaya, öpüşmeye çok alışkın olduğunu ifade eden Akdağ, ''Bunlardan kaçınmalıyız. Kalabalık ortamlarda çeşitli yerlere dokunabiliyoruz. Böyle durumlarda ellerimizi mümkün olduğunca bol sabunla avuç içleri ve parmak aralarıyla, tırnak aralarıyla birlikte yarım dakika sabunlayıp kağıt havluya veya kendimize ait havlulara kurulamalıyız. İnsanlarımız kendilerini korumanın yanı sıra başkalarını korumak için dikkatli davranırsa meseleyi hafif atlatacağımıza inanıyorum'' diye konuştu.

Aşı yapma çalışmaları

H1N1 gribiyle ilgili olarak aşı yapma konusundaki tartışmalara son noktayı koyduklarını bildiren Bakan Akdağ, 28 milyon kişiye aşı yapmayı hedeflediklerini söyledi.
Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
''Dünya Sağlık Örgütü, aşı yapılması gerektiğini söylüyor. Biz de bu bilimsel yaklaşıma uyacağız ve aşılarımızı yaptıracağız. Herkesi aşılamıyoruz. 24 yaşın üzerinde ve sağlıklı bireyleri aşılamıyoruz. Bilimsel kurullarımızın aldığı karar da budur. Diğer grupları aşılıyoruz. Bunun için de 43 milyon doz aşı almış durumdayız. Bunlar hepsi birden elimize geçmiyor ama 28 milyon insanımızı aşılama hedefimiz var. Diğer taraftan bütün gruplar, bu aşılamaya dahil olsun veya olmasın bireysel temizlik hususunda çok itina etmelidir.''

Bakan Akdağ, Bakanlar Kurulu üyelerinin aşılanılıp aşılanmayacağı konusundaki soruyu ''Burada Bakanlar Kurulu, bakan veya başbakan diye ayırım yapmıyoruz. Bilimsel kurullarımız önce sağlık çalışanları olmak üzere toplumda stratejik hizmet gören kişilerin aşılanması hususunda karar almıştır. Aşılamalar da bu çerçevede olacaktır. Özellikle şu kişiyi veya bu kişiyi aşılamıyoruz ama aşılanması gereken tüm gruplar aşılanacak'' diye yanıtladı.

''Haberlerle hasta hakları çiğneniyor"

Basın mensuplarının H1N1 gribine yakalanan hastaları takip etmekten vazgeçmesini isteyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, haberlerle hasta haklarının çiğnendiğini söyledi.
Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
''Falanca yerdeki şu kişi hastalandı, hastanın yakınları şöyle oldu, böyle oldu diye birtakım haberler çıkıyor. Bu artık toplumda yayılmaya başlamış bir hastalıktır. Kendimizi nasıl koruyacağımıza bakalım. Futbol maçı takip eder gibi skor takip etmek doğru değil. Bunun kimseye yararı yok, vatandaşın böyle bir beklentisi de yok. İnanıyorum ki değerli basınımız, vatandaşımızdaki farkındalığın artması için, kendisini koruması için, bilgilenmenin artması için de önümüzdeki günlerde elinden geleni yapacaktır. Hele hastalanan kişilerin bulunduğu hastanelere, okullara, evlerine kadar giderek takip işi yapmak gerçekten o bireyin, o hastanın haklarına tecavüz oluyor. Bunları tamamen terk etmemiz gerektiğine inanıyorum.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler