Bahçeli'den sert sözler

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, "Erdoğan, zemzem ile zehri karıştırmaya çalışmaktadır", "Tarih Başbakanı asla affetmeyecek, kara leke asla çıkmayacaktır", "Küstah zihniyeti terbiyeye davet ediyorum" gibi sert sözlerle hükümeti eleştirdi.

Yayınlanma: 03.11.2009 - 09:34
Abone Ol google-news

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Hafta sonu yapacakları 9'ncu olağan büyük kurultaya adını veren 'Sonsuza kadar var ol Türkiye' ifadesinin sadece bir temenni olarak kalmayacağını, Türk milletinin ülkesi, devleti ve milletiyle ilelebet yaşama kararlılığının tüm dünyaya ilan edileceğini kaydeden Bahçeli, tüm vatandaşları 8 Kasım'daki kongreye davet etti. Konuşmasında 'Kürt açılımı'nı değerlendiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı Türk milletini birbirinden kopmuş kabileler haline getirmek istemekle suçladı.
 

"Başbakan zamzemle zehiri karıştırmaya çalışıyor"

Bir yanda hükümetin teröristle pazarlık yaptığını diğer yanda şehitlerin yaralarının bir kez daha kanatıldığını belirten Bahçeli, "Şehadetle, terörizm, vatan müdafası ile kanlı eşlemler, gazi ile terörist AKP zihniyeti tarafından aynı kefeye konulmaktadır. Başbakan Erdoğan zemzem ile zehiri karıştırmaya çalışmaktadır. Geçtiğimiz hafta resmi törenlerle sınırdan geçen teröristlere hükümetin yaptığı teşrifat, milletimizi haklı olarak derinden yaralamıştır. Hükümetin memurlarınca terörist kucaklarken gösterilen nezaket, ruhları yaralanmış insanlara gösterilmemiştir. Devlet canilere teşrifatçı, şehit ailelerine ceberuttur. Hükümet katillere kucaklayıcı, gazilere zorbadır" diye konuştu.

Başbakan'a göre 'terörü İmralı'dan yönetmek, Kandil'den desteklemek ve teröristi alkışlama'nın demokratik hak ve fırsat olduğunu, ancak 'bayrağı yükseltmek, şehide sahip çıkmak ve gaziyi kucaklama'nın tahrik ve kışkırtma olduğunu savunan Bahçeli, "Bu emsali görülmemiş bir alçalma halidir ve bu leke Başbakanın alnına silinmemek üzere çalınmıştır. Tarih asla affetmeyecek, bu kara leke asla çıkmayacaktır" dedi.

Şehit aileleri ile gazilerin tepkilerinin herkesin yüreğini dağladığını söyleyen Bahçeli, "En acılı günlerinde bile 'vatan sağolsun' diyenler bugün öfke içindedir. Ve bu utanç başta Başbakan olmak üzere maalesef hepimizindir. Devlet ve hükümet şehidine, gazisine, hatıralarına sahip çıkamamaştır. Ve bu alçalma tarihimizde bir ilktir ve zillet AKP'nin lekeli sicilinin utanç belgesidir" diye konuştu. MHP olarak 'kan ve intikam' peşinde olmadıklarını söyleyen Bahçeli, "Ama yapılanlar cezasız mı kalacak, yapanın yanına kar kalacak ise hatta teröristler törenlerle karşılanacaksa yıllardır verilen mücadele nereye oturtulacaktır?"diye sordu.
 

"PKK'nın silahla elde edeceği hedef kalmamıştır. Tamamı AKP kadrolarınca vadelendirilmiştir"

Bahçeli, terörizmin bütün bölücü taleplerinin taahhüde ve takvime bağlandığını da savundu. Bahçeli, "PKK'nın silahla elde edeceği hedef kalmamıştır. Tamamı AKP kadrolarınca vadelendirilmiştir" dedi.

PKK'lilerin pazarlıklardan aldıkları cüretle, ellerinde talep listeleri ile Başbakanla kucaklaşmanın heyecanı içinde olduğunu öne süren Devlet Bahçeli, 20 Ekim'de yapılan MGK toplantısından sonra yayınlanan bildiriyi de eleştirdi.

Bahçeli şöyle konuştu:
"MGK sonuç bildirisinde; iç ve dış gelişmeler, Irak'tan terör tehdidi, Irak'la ilişkiler, Kafkasya'daki ve Afganistan'daki olaylar yer almıştır. Ancak bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran en önemli konu dile getirilmekten kaçınılmıştır. Milletimizi sokağa döken, vicdanları sızlatan bu kadar önemli bir gelişme, kamuoyu ile paylaşılacak değerde ve önemde görülmemiştir. Biz içeride ne konuşulduğuna değil dışarıya verilen mesaja bakarız. Ne milletimize sükunet çağrısı ne de yapılanlara karşı bir tepki ve eleştiri yer almıştır. Şehit analarını anlayışa davet eden küstah zihniyeti terbiyeye, nezakete ve hürmete davet ediyorum."
 

"Şehit vurulunca değil unutulunca ölür"

Yaşanan "hıyanet"in milletin hissiyatı olmadığını kaydeden Bahçeli, MHP'nin şehitleri unutmayacağını söyledi. Bahçeli, "Biz biliyoruz ki şehit vurulunca değil unutulunca ölür. Asla unutmayacağız, hatıralarını ve mücadelelerini asla unutturmayacağız. Bunun hesabını, bu ihaneti yaşatanlardan da mutlaka soracağız" diye konuştu.
 

"Meclis'teki tarihi hesaplaşmayı bekliyoruz"

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "PKK açılımı"nda dönüşü olmayan bir yola girdiğini kaydetti. Kandil'deki bir grup teröristin örtülü aftan yararlandırılarak Türkiye'yi getirilmesinin yolculuğun ilk adımı olduğunu ifade eden Bahçeli şunları söyledi:
"Bu ihanet projesinin Türk milletine hazmettire hazmettire hayata geçirilmesi sürecinde beklenen ikinci adım, konunun TBMM'nin önüne getirilmesi olacaktır. Bu konuda Cumhuriyetimizin kurucusunun ölüm yıldönümünde, Cumhuriyet varlığının tartışılacak olması dikkat çekici ve düşündürücüdür. Yüce Meclisi PKK açılımı özel gündemiyle toplamaya hazırlanan Başbakan'ın Türkiye'yi bölme modelleri konusundaki düşüncelerini ve hazırlıklarını bu vesileyle açıklaması beklenmektedir. Bugüne kadar adını dahi koymaktan korktuğu, takma isimlerle pazarlamaya çalıştığı bu yıkım projesi hakkında neler söyleyeceğini Türk milleti merak etmektedir. Başbakan'ın bu oturuma hangi maske ile çıkacağı, tevil ve inkara dayalı siyasi riyakarlık alanındaki maharetini nasıl sergileyeceği kendi tercihidir. Ancak ne yaparsa yapsın Başbakan için ricat kapıları artık ardına kadar kapanmıştır. MHP başbakanın gerçek yüzünün bütünüyle açığa çıkması açısından Meclis çatısı altında yaşanacak bu tarihi hesaplaşmayı beklemektedir."
 

2500 Peşmerge hatırlatması

Bahçeli, AKP döneminde, Türkiye'nin başka başkentlerin hükümranlık senaryolarına figüranlık yaptığını, Türk dış politikasına yön veren hakim anlayışın, milli duruş ve kaygılar değil 'içine düştüğü küresel türbülansın çekim gücü" olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bugün komşumuz Irak'ta yaşanan, sosyal, siyasal, ekonomik ve güvenlikle ilgili gelişmelerin tamamı Iraklıların kararı ve inisiyatifi ile olmamıştır. Bu ülkeye müdahale fırsatı yaratan ABD ve müttefiklerinin, Birinci Körfez Harekatı denilen savaş ile Irak'ın geleceğine doğrudan müdahale ettikleri bilinmektedir. Ve Türkiye bu dönemde ABD eliyle Irak devletinin kuzeyinde kurulmaya başlanan Peşmerge Devleti'nin doğumuna hem yardımcı olmuştur hem de uluslar arası meşruiyet kazanmasına imkan tanımıştır. Bu konuda bugün karşımızdaki sonucu daha iyi tahlil etmeniz için Amerika'nın 1996 yılında sözde Saddam'ın zulmünden korumak amacıyla Türkiye üzerinden Guam adasına götürdüğü 2500 Peşmergeyi hatırlatmak isterim. Bugün Irak'ta karşımıza oturtulan müzakere muhataplarının kaçının ABD himayesi ile o dönemde giderlerden oluştuğunu araştıran olmuş mudur?" diye sordu.

"Hükümetten beklenen Barzani'yi kırmızı halıyla karşılaması"

Türkiye'nin, tozlu raflardan indirilen Sevr planının, yeni sahibi olan ABD ile girdiği yanlış ilişkilerin, stratejik körlüğünün faturasını ödemeye başladığını ifade eden Bahçeli, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Irak'a yaptığı ziyaret ve Barzani ile görüşmesini de eleştirdi. Irak'ın kuzeyini Türkiye'ye karşı terör üssü olarak kullanan PKK'nın en büyük destekçisinin Barzani olduğunu, sözde PKK affının da en büyük destekçisinin yine Barzani olduğunu belirten Bahçeli, "AKP hükümetinin yıkım projesinin Irak acentası olarak faaliyet gösteren de yine Barzani'dir. Kerkük'te tapu ve nüfus dairelerine yağmalattıran ve Türkmenleri imha etmeye çalışan da Barzani"dir. Senelerce PKK'lı teröristlerin ülkemize yönelik saldırılarının arkasındaki mihrak da Barzani'nin ta kendisidir." diye konuştu.

AKP'nin Barzani'yi resmen muhatap aldığını ve doğrudan siyasi ilişki kurduğunu kaydeden Bahçeli, atılan adımın devletleşme yolunda mesafe alan Barzani'ye çok değerli meşruiyet desteği sağladığını söyledi. Bahçeli, "Erbil yönetiminin siyasi tanınma süreci böylece başlamıştır. AKP'nin Dışişleri Bakanı Türkiye'nin varlığını tehdit eden kanlı terörün en büyük destekçisi Barzani'nin yönetim merkezinde Türkiye ile Kuzey Irak arasına fitnenin girmesine izin verilmeyeceğini söyleyerek, bu fitnenin odağı olan Barzani'yi temize çıkarmaya çalışmıştır. Hükümetten bundan sonra yapması beklenen Barzani'yi Ankara'ya davet etmek ve Esenboğa havaalanı ile Başbakanlık konutu önünde kırmızı halıyla karşılamak olacaktır." dedi.

Yaşanan gelişmelerin hükümeti de Türkiye'yi de önüne katıp götüreceğini belirten Bahçeli, bu süreçte AKP hükümetinin bugün konsolosluğunu açmaya niyetlendiği yerde yarınki büyükelçiliğin hazırlığını yaptığını söyledi. Bahçeli "Bunun sonu, Peşmerge reislerinin ülkemizin iç işlerine karışması, kendi kırmızı çizgilerini Başbakan Erdoğan'a dayatmasıdır. Buradan hükümetin bir üyesine, geçmişte söylediği bir sözü hatırlatarak 'dünün postal yalayıcısı' diyerek aşağıladığı aşiret reisleri ile hürmette kusur etmediği Başbakanın ayağa düşürdüğü haysiyeti nasıl tanımlayacağını sormak ve bilmek isterim" diye konuştu. Türkiye'nin milli duruşunu Irak'a kabul ettirmek, terörü önlemek, Türkmenlere sahip çıkmak konusunda caydırıcı bir strateji izleyemediğine dikkat çeken Bahçeli, "Tam tersi bir sonuç doğmuş, Peşmerge reisleri Başbakan Erdoğan'ı ve şahsında Türkiye'yi caydırmış ve teslim almışlardır" dedi.
 

"Türkiye bu arayışlardan kurtulmalı"

Bahçeli konuşmasında ıslak imza tartışmalarını da değerlendirdi. Hükümetin 'PKK açılımının bütün lobi çalışmalarına ve propaganda gayretlerine rağmen istenen desteğe ulaşamadığı' bir sırada 'ıslak imza' tartışmalarının gündeme getirilmesinin kuşku verici olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Konu gündem değiştirmeye yönelik bir gelişme olarak görülse bile bizim demokrasimizin devamında, siyasetimizin geleceğinde çok önem verdiğimiz ciddiye alınması gereken bir sorundur. Suçlama maruz kalan kurumun Türk Silahlı Kuvvetleri olması da konuya ayrı bir hassasiyet kazandırmaktadır. Yıkıma neden olan zihniyet iktidar mevkiine demokratik yolları kullanarak gelmiştir. Kabul edemeyeceğimiz icraatlarını siyaset zeminini kullanarak gerçekleştirmektedir. Bizim de eleştirdiğimiz politikaların dayanağı, demokratik teamüllere uygun olarak teşkil edilmiş TBMM'ndeki sayısal çoğunluğudur. Milletimiz iki ayrı genel seçimde bu partiye hükümet olma sorumluluğu vermiştir. Buna saygı gösterilmelidir. Bizzat AKP zihniyetinin mevcudiyeti tepeden inmeci zihniyetlerin ürünü ve sonucu olması bakımından herkese ders ve ibret olmalıdır. Bu itibarla, hala devam ettiği anlaşılan siyasete müdahale heveslerini asla kabul edemeyiz. Kırk yıl içinde uzun ve yorucu, zor ve zahmetli demokratik mücadele ile olgunlaştırdığımız siyasetimizi de yetersiz olsa bile Türk siyaset ve demokrasi geleneğini de dayatmalara teslim edemeyiz. Türkiye artık bu arayışlardan mutlaka kurtulmalıdır. Şimdi demokrasinin imkanlarıyla iktidara gelen AKP'yi bekleyen en önemli demokratik görev budur. Konunun bir an önce açıklığa kavuşması, eleştirilerin hedefi haline gelen TSK üzerindeki kuşku ve baskıların acilen kaldırılması açısından da hayati önem taşımaktadır."
 

"Geldiğiniz gibi geri gideceksiniz"

Bahçeli ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdiği grup konuşmasında, işsizliğinin alevinin her tarafı sardığını, darlık ve kıtlığın AKP ile özdeşleştiğini söyledi. Bahçeli AKP'yi "Siz geldiniz köylümüz kaybetti, tefeci kazandı. Siz geldiniz işçi kaybetti, komisyoncu palazlandı. Siz geldiniz memurumuz, esnafımız, emeklimiz kaybetti, küresel para lordları kazandı. Siz geldiniz tarihimiz unutuldu, vatanımız hedef oldu. Siz geldiniz ama bilin ki mutlaka geldiğiniz gibi geri gideceksiniz." diye konuştu.


"Dönüşü olmayan yola girilmiştir"

Bahçeli, ''Kürt Açılımı''nı kast ederek, ''Türkiye'nin milli birliğini yıkmak için harekete geçen Başbakan Erdoğan, 'PKK açılımında' dönüşü olmayan bir yola girmiştir'' iddiasında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Türkiye'yi çok tehlikeli sonuçları olacak bir toplumsal gerginliğe ve çatışma ortamına sürüklemeye kararlı olduğunu'' ileri süren Bahçeli, 'Kandil'deki bir grup teröristin örtülü aftan yararlandırılarak Türkiye'ye getirilmesi yolculuğun ilk adımıdır. Bu ihanet projesinin Türk milletine hazmettire hazmettire hayata geçirilmesi sürecinde beklenen ikinci adım, konunun TBMM'nin önüne getirilmesi olacaktır'' diye konuştu.

 

"10 Kasım'da yapılması dikkat çekici"

Meclisin 10 Kasım günü özel gündemle toplanarak, açılım konusunun görüşülmesi için hazırlık yapıldığını anımsatan Bahçeli, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde, Cumhuriyetin varlığının tartışılacak olmasının dikkati çekici ve düşündürücü olduğunu söyledi. Bahçeli, öyle devam etti:
''Yüce Meclisi 'PKK açılımı' özel gündemiyle toplanmaya hazırlanan Başbakan'ın, Türkiye'yi bölme modelleri konusundaki düşüncelerini ve hazırlıklarını bu vesileyle açıklaması beklenmektedir. Bu güne kadar adını dahi koymaktan korktuğu, takma isimlerle pazarlamaya çalıştığı bu yıkım projesi hakkında neler söyleyeceğini Türk milleti merak etmektedir. Başbakan'ın bu oturuma hangi maske ile çıkacağı, tevil ve inkara dayalı siyasi riyakarlık alanındaki maharetini nasıl sergileyeceği kendi tercihidir. Ancak ne yaparsa yapsın, Başbakan için ricat kapıları artık ardına kadar kapanmıştır. Gelinen bugünkü noktada siyasi sahtekarlık yapmak ve gerçek niyetlerini ve düşüncesini hamasi sloganlar arkasına saklamak imkanı kalmamıştır. MHP, Başbakan'ın gerçek yüzünün bütünüyle açığa çıkması açısından Meclis çatısı altında yaşanacak bu tarihi hesaplaşmayı beklemektedir.''

 

"Savaş mağlubu ülkenin, teslim olma hali"

Bir ülkenin uluslar arasındaki yerini ve mevkisini belirleyen en önemli faktörün, bağımsız karar verebilme ve hareket edebilme yeteneği ve imkanı ile doğrudan ilgili olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bir devletin dış dünyayı yorumlama, algılama ve ilişkilerini belirleme şeklinin ise milli menfaatlerini sürdürme arzusu ile bunlara yönelik engel ve tehditlerin tespiti ile mümkün olduğunu kaydetti.

Düşmanlıkların kalıcı olmasının mümkün olmadığını savunan Bahçeli, ''Dostluk ve düşmanlık gibi iki keskin duruştan diğerine geçiş süreçlerinde önce bağımsız karar verebilme ve sonra mütekabiliyet esas olmalıdır. Sürekli sizin adım attığınız, karşı tarafın hep yerinde durduğu bir ilişki şekli hem iyi niyetli bir yaklaşım değildir, hem de ancak savaş mağlubu bir ülkenin teslim olma halidir'' diye konuştu.

Bahçeli, 7 yıllık AKP iktidarı döneminde 'Türkiye'nin ne bölgesinde, ne de dünyanın her hangi bir yerindeki sorunlara milli menfaatlere uygun ve bağımsız karar verebilme imkanı kalmadığını'' savunarak, ''Bugün Türk dış politikasına yön veren hakim anlayış, milli duruş ve kaygılar değil, içine düştüğü küresel türbülansın çekim gücüdür. Adalet ve Kalkınma Partisi, bölgesel güç, yumuşak güç, sözü geçen ülke gibi kendinden menkul tanımlarla avunurken, Türkiye bütün geleceğini, dünyaya yön veren vahşi ve sömürgeci projelere eklemlenerek, onların emellerine alkış tutarak sürdürme çırpınışlarındadır'' diye konuştu.

 

Irak'ta yaşanan gelişmeler

Irak'ta yaşanan gelişmelere de değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Bölgenin, dünyanın enerji geleceği açısından önemi ortadadır ve iştahlar bu bölge üzerinde yoğunlaşmıştır. Türkiye, bu dönemde ABD eliyle Irak devletinin kuzeyinde kurulmaya başlayan Peşmerge Devletinin doğumuna hem yardımcı olmuştur, hem de uluslar arası meşruiyet kazanmasına imkan tanımıştır. İşin ilginç tarafı ise bu meşruiyette ve bugün karşımıza 'Kürdistan' adı ile çıkan doğum aşamalarında malum kurumlarca tavsiye kararları çıkartılması ve 'Çekiç Güç' denilen himaye kuvvetinin Türkiye'nin izniyle bölgede faaliyet göstermiş olmasıdır.
Şimdi karşımızda komşumuz olan Irak'ın bölünmesi ve bu bölünmeden doğacak yeni bir komşunun sınırımıza dayanması söz konusudur. Bugün giderek merkezi devletle bağlarını zayıflatmaya başlayan Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bağımsızlığını ilan etmek üzeredir. Türkiye, tozlu raflarından indirilmiş Sevr planının, yeni sahibi olan ABD ile girdiği yanlış ilişkilerin, ülkemizin geleceğinde söz sahibi olan tavsiye ve karar mercilerinin stratejik körlüğünün faturasını ödemeye başlamıştır.
Bu itibarla, geçtiğimiz günlerde şimdilik ayakta durmaya çalışan Irak Devleti ile yapılmış çok sayıda anlaşmanın bu ülkeyi ayakta tutmak için bir önemi ve anlamı yoktur. Gelişmeler parçalanmış Irak'tan sonra, bu anlaşmaların Kuzey Irak yönetimi ile devam edeceğinin bütün emarelerini ve işaretlerini vermektedir. Bu itibarla, ABD'nin 2011'e kadar Irak'tan çekilmesiyle Başbakan Erdoğan'ın PKK açılımını yıl sonuna kadar bitirme çabası arasında ilişki ortadadır.''

 

"Erbil yönetiminin siyasi tanıma süreci"

Terör örgütü PKK'nın hamisi olarak nitelendirdiği Barzani ile siyasi müzakerelerin başlatılmasını, ''en vahim hata'' olarak değerlendiren Bahçeli, ''Geçtiğimiz hafta ilk kez bir Türk Dışışleri Bakanı'nın Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimi ziyareti, Türkiye'nin bölgedeki teslimiyetinin açıkça ilanıdır. Irak'ın kuzeyini Türkiye'ye karşı terör üssü olarak kullanan PKK'nın en büyük destekçisi Barzani'dir. AKP hükümetinin yıkım projesinin Irak acentası olarak faaliyet gösteren de yine Barzani'dir. Atılan adım, devletleşme yolunda mesafe alan Barzani'ye çok değerli meşruiyet desteği sağlamıştır. Erbil yönetiminin siyasi tanınma süreci böylece başlamıştır'' diye konuştu.

Gelişmelerin, Hükümeti de Türkiye'yi de önüne katıp götürecek, milli varlığımıza doğrudan zarar verecek vahim gidişatın bir çığ gibi büyüyeceğinin bütün işaretlerini verdiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
''Bu süreçle AKP hükümeti bugün konsolosluğunu açmaya niyetlendiği yerde yarınki büyükelçiliğin hazırlığını yapmaktadır. Bunun sonu, Peşmerge reislerinin ülkemizin iç işlerine karışması, kendi kırmızı çizgilerini Başbakan Erdoğan'a dayatmasıdır.
Buradan hükümetin bir üyesine, geçmişte söylediği bir sözü hatırlatarak 'dünün postal yalayıcısı' diyerek aşağıladığı aşiret reisleri ile hürmette kusur etmediği Başbakan'ın ayağa düşürdüğü haysiyeti nasıl tanımlayacağını huzurlarınızda sormak ve bilmek isterim. Türkiye milli duruşunu Irak'a kabul ettirmek, terörü önlemek, Türkmenlere sahip çıkmak konusunda caydırıcı bir strateji izleyememiştir. Tam tersi bir sonuç doğmuş, Peşmerge reisleri, Başbakan Erdoğan'ı ve şahsında Türkiye'yi caydırmış ve teslim almışlardır.''

 

"Cumhuriyetimizin yapısı tahrip edilmektedir"

Devlet Bahçeli, ıslak imza tartışmalarına da değinerek, bu konuyu ''demokrasinin devamında ve siyasetin geleceğinde çok önemli, ciddiye alınması gereken bir sorun'' olarak değerlendirdi.

''Türk yönetim tarihinin yaklaşık yüz yıldır siyaset dışı müdahalelere açık yapısı ile bu müdahalelere heveslilerin hala varlığını sürdürdükleri dikkate alındığında konu hayati önem taşımaktadır'' diyen Bahçeli, rejim üzerindeki tehditlerin de en az diğerleri kadar önemsenmesi ve karşı durulmasının zorunlu ve gerekli olduğunu kaydetti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
''Yoğun bir bilgi kirliği altında, kimlerin servis ettiği bilinmeyen, gerçek mi sahte mi olduğu netleşmemiş belgeler üzerinden yapılan yorum ve değerlendirmelerin sağlıklı olamayacağı da açıktır. Suçlamalara maruz kalan kurumun Türk Silahlı Kuvvetleri olması da konuya ayrı bir hassasiyet kazandırmaktadır. Ülkemizin güvenliğinde çok önemli bir görev üstlenmiş ve bugün terörle mücadele gibi zor bir görevi sürdürmeye çalışan kurum hakkında yorum beyan etmenin güçlüğü malumunuzdur. Bu aşamadan sonra kamuoyu ortaya çıkacak gerçekleri beklemek durumundadır.''

 

"Derebeylik zihniyeti..."

Konuşmasında ekonomik konulara da değinen Bahçeli, Cumhuriyetin 86. yıl dönümünün kutlandığı bu günlerde, insanların günlük geçim ve iaşe dertlerine, kazancının ihtiyaçlarına yetmediğine fazlasıyla şahit olduklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın ekim ayı ulusa sesleniş konuşmasında; ''bu ülkede yaşayanlar, kazananlar ve kaybedenler diye ikiye ayrılmasın, bu ülkenin kaynakları adaletle paylaşılsın'' dediğini belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
''Başbakan'a hatırlatmak isterim ki siz geldiniz köylümüz kaybetti, tefeci kazandı. Siz
geldiniz işçi kaybetti, komisyoncu palazlandı. Siz geldiniz; memurumuz, esnafımız, emeklimiz kaybetti, küresel para lortları kazandı. Siz geldiniz milli sanayimiz kaybetti, bilançoları kabarık çok uluslu şirketlere gün doğdu. Siz geldiniz tarihimiz unutuldu, vatanımız hedef oldu. Ama bilin ki mutlaka geldiğiniz gibi geri gideceksiniz.''

Bahçeli, toplantı sonrası gazetecilerin domuz gribi aşısı vurulup vurulmayacağına ilişkin sorusuna, ''Vurulmayı düşünmüyorum. İleride ne olur bilemiyorum'' karşılığını verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler