AB'den "Gümrük Birliği" çıkışı

Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesi için müzakerelere şu an için başlamama kararı aldı. Ankara karara “AB’nin Türkiye’ye adil ve dürüst davranmadığını” söyleyerek tepki verdi. AB Bakanı Çelik, AB’nin bu kararıyla göçmen anlaşmasına uymayacağını beyan ettiğini savundu.

Yayınlanma: 27.06.2018 - 22:23
Abone Ol google-news

Avrupa Birliği (AB) Genel İşler Konseyi, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin genişletilmesi için müzakerelere şu an için başlamama kararı aldı. Karara tepki gösteren Ankara, “AB’nin Türkiye’ye adil ve dürüst davranmadığını” açıkladı. AB Bakanı Çelik ise AB’nin aldığı bu kararla, göçmen krizine ilişkin anlaşmaya uymayacağını beyan ettiğini savundu. AB’ye üye ülkelerin dışişleri ve AB bakanlarının katıldığı Genel İşler Konseyi’nin önceki akşam Lüksemburg’da yapılan toplantısı sonrasında yapılan açıklamada, Gümrük Birliği’nin genişletilmesi için müzakerelere şu an için başlanmayacağı belirtildi. DW Türkçe’nin haberine göre, açıklamada Türkiye’nin son dönemde AB’den giderek uzaklaştığı belirtilerek hukukun üstünlüğü, temel haklar ve ifade özgürlüğü alanlardaki gerilemenin çok kaygı verici olduğu kaydedildi. Gazeteciler, akademisyenler, insan hakları savunucuları, muhalif siyasetçiler ve sosyal medya kullanıcılarına yönelik tutumun kabul edilemez olduğunun altı çizildi.

Durma noktasında

Toplantıda, Avusturya’nın Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerine resmen son verilmesi yönündeki talebi ise çoğunluğun desteğini alamadı. Toplantı sonrasındaki açıklamada, Türkiye’de temel bir değişimin ardından üyelik müzakerelerinde ilerleme sağlanabileceğinin altı çizildi. Açıklamada, Türkiye’nin “aday ülke” statüsünün devam ettiği, ancak müzakerelerin “durma noktasına” geldiği vurgulandı. AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini askıya almamasına neden olarak mülteci krizi gösteriliyor. AB’ye üye bir çok ülkenin, müzakelere son verilmesi veya resmi olarak askıya alınmasının Türkiye ile yapılan mülteci mutabakatının tehlikeye girmesinden kaygı duyduğu belirtiliyor. AB Genel İşler Konseyi’nin toplantısı sonrasında yapılan açıklamada da Türkiye’nin “birçok alanda önemli bir ortak” olmayı sürdüreceği kaydedildi. Açıklamada, “Türkiye’nin Suriye’den gelen 3.5 milyondan fazla mülteciyi kabul etme ve barındırma konusunda gösterdiği çabaların” takdir edildiği vurgulandı. Mülteci mutabakatının sürdürülmesinin AB’nin “temel” öncelikleri arasında yer aldığı ve “her iki tarafında da çıkarına” olduğu belirtildi.

Ankara’dan tepki

Dışişleri Bakanlığı, toplantıda alınan Türkiye’ye ilişkin kararların “hakkaniyetle bağdaşmadığını” belirtti. Bakanlığın açıklamasında, söz konusu kararlarda, Türkiye’nin “adaylık statüsüne halel getirilmediğine” dikkat çekildi ve “AB Genişlemesi bahsinde katılım sürecimizin devamının anlamsız bir sebepsonuç ilişkisi içinde yeni koşullara bağlanması kabul edilemez” denildi. Açıklamada, Gümrük Birliği’nin genişletilmesi müzakerelerine şu an için başlanmaması kararına atfen “Hem ülkemizin hem de AB’nin çıkarlarına hizmet edecek olan Gümrük Birliği güncellemesinin de şartlara bağlanmasını anlamak mümkün değildir. AB’nin, Türkiye’ye adil ve dürüst davranmadığı bir kez daha görülmüştür. AB’nin söz konusu tutumuna rağmen süreçten uzaklaşan ülkemiz olmayacaktır” denildi.

AB’nin kafası karışık

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de karara tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çelik, “AB Genel İşler Konseyi’nin dün kabul ettiği sonuç belgesi AB’nin kolektif aklının ne kadar karışmış olduğunu göstermesi bakımından tarihi niteliktedir. Bu vizyon yoksunu, gerçeklerden uzak ve çelişkilerle dolu belge, AB’nin Türkiye karşıtı bir zihniyet tarafından nasıl esir alındığını açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

‘AB mutabakatı bozdu’

Göçmen krizi konusunda Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016 tarihinde varılan mutabakata da değinen Çelik, açıklamada 18 Mart mutabakatının devam etmesinin önemine vurgu yapıldığını belirterek “Mutabakatın asli unsurları olan yeni fasılların açılmasında ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde hiçbir adım atılmayacağını söylemesi, vize muafiyetinden bahsetmemesi dürüstlükten uzak ve çelişkili bir yaklaşımdır. AB’nin taahhütleri bulunan yukarıdaki konular da 18 Mart’ın asli unsurlarıdır. AB bu açıklaması ile 18 Mart anlaşmasına uymayacağını ilan etmiştir. AB’nin sadece kendi çıkarına gördüğü alanlarda Türkiye’yi kilit ortak göreceği ve ülkemize karşı taahhütlerini yerine getirmekten imtina edeceği seçici bir ilişki biçimini kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.

Tarım ve hizmetlerin de dahil edilmesi gündemdeydi

1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellemesi, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yalnızca sanayi ürünlerini içeren Gümrük Birliği’nin kamu alımları, tarım ve hizmetler sektörünü de içine alacak şekilde genişletilmesini içeriyor. Sanayi ürünleri dış ticaretinde AB’ye açık veren Türkiye, tarım ve hizmet alanında bu açığı telafi etmeyi ve AB ile dış ticaret hacmini artırmayı hedefliyordu. Ancak bazı uzmanlar, AB’nin bu alanlarda da Türkiye’ye karşı avantajlı olduğunu öne sürüyor. Türkiye, 2015’ten bu yana devam eden güncelleme görüşmelerini AB ile ilişkilerde giderek artan siyasi gerilimin yumuşamasına yol açabileceğini umuyordu.

Türkiye AB'den giderek daha fazla uzaklaşıyor

Avrupa Birliği genişleme perspektifleri üzerine 28 ülkenin dışişleri bakanlarının Lüksemburg’da düzenlediği toplantının sonuç bildirgesinde Türkiye’nin giderek daha fazla AB’den uzaklaşmasından endişe duyulduğu kaydedildi. Müzakerelerin “durma noktasında” olduğu ifade edilirken, Ankara negatif eğilimin tersine çevrilmesi için acil tedbirler almaya çağırıldı. Düzeltilmesi gereken sorunlar ise şöyle sıralandı: “Hukuk devleti ve ifade özgürlüğü dahil temel haklarda derinden endişe verici şekilde gerileme sürmesi; hukuk işleyişi ve bağımsızlığının kötüleşmesi; gazeteciler, akademisyenler, siyasi parti üyeleri ve parlamenterler, insan hakları savunucuları veya sosyal ağ kullanıcılarını hedef alan tedbirler.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler