GEW Bavyera’nın ihraç edilen eğitimcilerle dayanışma çağrısı geniş destek buldu

Türkiye’de, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, öğretmenlere, akademisyenlere, sendika üyelerine adeta bir cadı avı başlatılmış ve binlerce insan bu durumun kurbanı olmuştur. Özellikle akademide kendini gösteren bu saldırılara dikkat çekmek ve bundan etkilenen meslektaşlarına destek vermek amacıyla başlatılan imza kampanyasına ünlü akademisyenler ses verdi. Aralarında Noam Chomsky, David Harvey, Robert Brenner, Jürgen Habermas, Norman Paech, Elmar Altvater, Birgit Mahnkopf, Spivak, Judith Butler, Tarık Ali, Jeff McMahan, Raymond Kévorkian, Axel Honneth, Robert Pippin, Martin Vialon, Arif Dirlik, Frederick Neuhouser, Steffan Lessenich, Michael Löwy, Walter Jaeschke, Otto Wolf, Andreas Arndt, Seyla Benhabib, Friedric Jameson, Robin Celikates Alex Demirovic, Latife Akyüz, Güneş Gümüş gibi birçok bilim insanı bu çağrıya imza attı. Bununla birlikte, Analitik Felsefe Cemiyeti (GAP) ve Alman Akademi Birliği’nin yanı sıra Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) başkanı Marlis Tepe, GEW’in merkez yürütme kurulu üyelerinden birçoğu ve Eğitim-Sen eski genel sekreteri Sakin Esen Yılmaz, Türkiye’deki meslektaşlarıyla dayanışma çağrısında bulundu.

GEW büyük bir endişeyle, Erdoğan rejimi tarafından akademik özgürlüklerin sistematik bir şekilde adım adım yok edilmesini, esnek çalışma sistemiyle, başta öğretmen ve akademisyenler olmak üzere, tüm çalışanların çalışma koşullarının kötüleşmesini izlemektedir. Öte yandan sayıları gittikçe artan, gazeteci, aktivist ve milletvekilleri tutuklu durumda. Sayıları 70.000’den fazla öğretmen ve yaklaşık 5000 akademisyen son dönemde çıkartılan KHK’lar ile ihraç edilmiş, maddi ve manevi birçok hakları ( örneğin yurtdışı yasağı getirilme ) da ellerinden alınmıştır.

Sonuç olarak, Almanya Bavyera bölgesi GEW sendikası olarak, mevcut hükümetin bu siyasetini protesto ediyor ve ihraç edilen meslektaşlarımızın işe iadelerinin yanı sıra, son dönemdeki tüm anti-demokratik uygulamaların, KHK gibi, kaldırılmasını talep ediyoruz. Bununla beraber, GEW sendikası olarak, işlerine geri dönmek için mücadele eden, akademisyen ve öğretmenlerle dayanışma içinde olduğumuzu da bildiririz. 

Çağrının Türkçeye çevrilmiş hali şöyle:

"Eğitim Sendikası GEW Bavyera: İhraç Edilen  meslektaşlarımız hemen Görevlerine İade Edilsin! !

GEW Bavyera sendikası, işten çıkartılan meslektaşlarının en hızlı şekilde görevlerine iadelerini talep etmektedir. Bu vesileyle, aşağıda yer alan metin, farklı sendika ve üniversitelerde yer alan akademisyenler tarafınca imzalanmıştır.

7 Şubat tarihinde aralarında 330 akademisyenin de bulunduğu 4.464 kişi KHK ile işten çıkartıldı. Böylece son aylardaki işten çıkarılma dalgasına yenisi eklenmiş oldu. Darbe girişimden bu yana işinden çıkartılan öğretmen, akademisyen, hukukçu sayısı on binleri aşmıştır.

Türkiye’den meslektaşlarımızın da bildikleri gibi, bu işten çıkarmalar sadece şüphe ve dedikodulardan öteye gitmemektedir. İşten çıkarmalar için herhangi bir mahkeme kararı bulunmamakla beraber, işten çıkartılan meslektaşlarımız, kendi suçsuzluğunu ispat etmek zorunda bırakılıyorlar. Gerekli makamlarda seslerini duyurabilmeleri ise belirsiz bir durumdan öteye gitmemektedir. Bu durum her türlü hukuk devleti prensipleriyle çelişmektedir. Görünen o ki Türk hükümeti, başkanlık sistemi üzerine yapılacak referandum öncesi, muhalif düşünen akademisyenleri, sendika üyelerini [çoğunluğunu Eğitim-Sen üyesi meslektaşlarımız oluşturuyor], sosyalistleri ve Kürtleri susturmaya çalışmaktadır.
AKP’nin anti-demokratik, baskıcı ve gittikçe daha da otoriteleşen yaklaşımını görmezden gelen ya da buna boyun eğen taraflar görevlerine devam ederken; diğer yandan tıpkı Barış Bildirisi’ne imza atan muhalif seslerin hem görevlerinden uzaklaştırılmaları [7 Şubat günü 115 Barış Akademisyeninde olduğu gibi] hem de özgür düşüncenin üniversitelerden sistematik bir şekilde kaldırılması gözlenmektedir.

İhraç edilen muhalif akademisyenler, tüm maddi ve sosyal haklarından mahrum edilmelerinin yanı sıra kendilerine yurtdışı yasağı da konulmaktadır.
Eğer akademisyenler işten çıkartmalarını, 10.02 tarihinde olduğu gibi protesto ettiklerinde ise, polis zorbaca saldırmaktadır. Bunlar yetmezmiş gibi, bir de KHK ile işten çıkartılanlar Türkiye dışına çıkamamaktadır. Bu seyahat özgürlüğüne direk bir saldırıdır.
GEW Bavyera binlerce eğitim ve öğretim görevlisinin işten çıkartılmasıyla Türkiye’de eğitim hakkının tehlikeye girdiğini görmektedir. Üniversitelerde düzenli bir eğitim ve öğrenimin ve bilimin özgürlüğü de tehlike altındadır.
 
GEW Genel başkanının Eylül 2016’da dediklerini ne yazık ki hala geçerlidir: ‘Türk hükümeti öğrencilere kendi siyasetinin bedelini ödetiyor. Binlerce eğitim almış öğretmenin okullardan çıkartılması, Türkiye’deki eğitimin kalitesini negatif etkilemektedir. Bu arada muhalif düşünenlerin Almanya’da takip olduğu konusundaki haberler de yaygınlaşmaktadır, okullarda bu huzursuzluğa ve korkuya yol açmaktadır. Bu durumu asla kabul edemeyiz. Ayrıca Bavyera’daki okul siyasetini bu ayrımcılıklara ve tehditlere karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz ayrıca.
GEW Bavyera  hiç bir hukuksal kantılanmamış nedenlerden dolayı işten çıkarmalara ve hapise atılmalara en sert bir şekilde eleştirmektedir. Türk hükümetini, demokratik hakları çiğneyen uygulamaları geri almasını ve muhalefetin ve sendika üyelerinin baskı altına alınmasının derhal son bulmasında talep etmekteyiz. Tutuklu bulunan HDP milletvekillerinin ve gazetecilerinde serbest bırakılmalıdır. Haber alma ve yapma hakkının garanti alınmasını da sağlanmalıdır.

Eğer temellendirilmiş bir şüphe olduğunda, tarafsız, hukuk devleti normlarında enternasyonal gözetim altında, enternasyonal hukuk kuralları çerçevesinde mahkemeler gerçekleşmelidir.
Bizler bu çağrıyı imzalaması için akademisyenlere ve sendikacılara imza çağrısını yaptık.

   Anton Salzbrunn,                         Dr. Halis Yildirim,
GEW BAvyera başkanı             LMU Üniversitesite Münih "