Duygulu, şakacı, hüzünlü, âşık Apollinaire

En çok Mirabeau Köprüsü ile tanınıyor

Yayınlanma: 19.08.2020 - 18:28
Abone Ol google-news

Guillaume Apollinaire (Giyom Appolliner) bizde, belki dünyada da en çok “Mirabeau Köprüsü” adlı şiiriyle tanınır.

Paris’te Seine Irmağı üzerindeki bu köprü Apollinaire’in şiirinden sonra, aşkın (onunla birlikte de zamanın ve bütün bir yaşamın) geçiciliğinin simgesi olmuştur.

Bu satırları yazarken, yirminci yüz yılın bu büyük Fransız şairinin bu şiirinin, ondan yüzyıl öncenin yine büyük bir Fransız şairi olan Lamartin’in “Göl”üyle benzerliğini düşündüm.

“Göl” yazıldığı 19. yüzyılda dilimize defalarca çevrilmiş. Yaşar Nabi Nayır’ın 1944’te Tercüme dergisinde yayımlanan çevirisi ise eşsiz güzelliktedir. Şiir çevrilebilir mi sorusuna “Hem de nasıl!”lı bir somut yanıt olarak.

“Mirabeau Köprüsü”nün de birkaç çevirisi var. İlk okuduğum acaba hangisi olabilir? Kitaplığımın her zaman başucu kitaplarından Hüseyin Karakan’ın Dünya Şiiri Antolojilerinin Fransız şiiri bölümüne baktım ve orada bu şiiri bulamayınca şaşırdım doğrusu. Bu antolojinin yayımlandığı 1963’te Mirabeau Köprüsü dilimize çevrilmemiş olabilir mi? Şaşırdım, fakat araştırmaya değer.

“Kırmızı” yayınları arasında çıkan “Apollinaire, Aşk Şiirleri”nde bu şiirin S.Karakoç, T.Saraç, C.Süreya, N.Cumalı çevirileri var. Buna orada olmayan A.Necdet çevirisini de ekleyelim. 

Şiirin iki dizelik ünlü nakarat bölümünün Fransızcası şöyledir: “Vienne la nuit sonne l’heure/Les jours s’en vont je demeure.” İlk dizedeki “venir” (gelmek) ve “sonner”(çalmak, saatin vb. çalması) fiileri, gel-çal emir –dilek kipi ya da gelir-çalar şimdiki zaman kipi olarak yorumlanabilir...

Nitekim: “Çal sevgili saat gel sevgili gece” (S.Karakoç)/ “Gel ey gece çal saat sen” (T.Saraç)/ “Çalsana saat insene ey gece”(C.Süreya)/ “Gece gelir saat çalar” (N.Cumalı)/”Çal ey saat gel ey gece” (A. Necdet)

Şiirin İngilizce çevirilerinde de her iki yorumla karşılaştım.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu yazıya başlarken düşündüğüm, benim sevgili şairlerimden olan Apollinaire’den genel olarak söz etmek ve yazıyla birlikte de ondan yıllar önce çevirdiğim tek şiiri, Dünyagülü”nü yayınlamaktı...

Mirabeau Köprüsü’nü çevirmek gibi bir amacım hiç yoktu... 

Fakat yazı beni bir başka hedefe yöneltti ve Mirabeau Köprüsü çevirilerine bir tane de ben ekleyeyim istedim... 

İlişikteki çeviri bu satırları yazma sürecinde yapıldı... Meraklılar, Fransızca’ya aşina olanlar , şiir çevirisi üzerine düşünenler, benimki de içinde olmak üzere bütün çevirileri karşılaştırıp ilginç sonuçlara varabilirler...

Bu yazıyı burada sonlandırıyorum... Bir sonraki yazım yine Apollinaire üzerine olacak...

MİRABEAU KÖPRÜSÜ

Akar Seine Irmağı Mirebeau Köprüsü’nün altından

Ve aşklarımız

Anımsamak neye yarar sevincin geldiğini hep

Acının ardından


Gece gelip saat çaldığında

Geçer günler bense hep burada


El ele yüz yüze kalalım böylece 

Geçiyorken

Kollarımızın köprüsünün altından

Sonsuz bakışların dalgası yorgun öylesine


Gece gelip saat çaldığında

Geçer günler bense hep burada


Aşk çekip gider bu akan su gibi

Aşk çekip gider

Yaşam gibi yavaş

Umut gibi şiddetli


Gece gelip saat çaldığında

Geçer günler bense hep burada


Günler geçer haftalar geçer

Ne geçen zamanın

Ne aşkların geri geleceği var

Mirabeau Köprüsü altından Seine Irmağı akar


Gece gelip saat çaldığında

Geçer günler bense hep burada


Türkçesi: A.Behramoğlu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler