740 bin çocuk nerede?

Annebabalar okulöncesinde çocuklarını çeşitli nedenlerle bir kuruma gönderme ihtiyacı duyuyor. Bu eğitim zorunlu ve ücretsiz olmayınca içinde ne yapıldığı bilinmeyen “merdiven altı” kurumların sayısı artıyor.

Yayınlanma: 30.12.2019 - 02:00
740 bin çocuk nerede?
Abone Ol google-news

Tüm çocuklar için “güçlü başlangıç” anlamına gelen okulöncesi kademesinde “toplum temelli kurum” denilen yuvaların sayısı hızla artıyor. Okulöncesi eğitim alan tüm çocukların yüzde 6.1’ine denk gelen bu kurumların ne kadarı Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait bilinmiyor. İstatistiklere girmeyen, ancak varlığı bilinen ve “sıbyan mektebi” denilen merdiven altı kurumların da kapatılması gerekiyor. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) politika analisti Yeliz Düşkün, “Okulöncesinde kamu tarafından nitelikli eğitimin tüm çocuklara ücretsiz ve zorunlu olarak sunulması, merdiven altı kurumlara yönelimi de engelleyecektir” diyor.

Yeliz Düşkün ile eğitimin tüm kademelerindeki durumunu, erişim, devamsızlık ve okul terk gibi bir türlü çare bulunamayan sorunları konuştuk.

- Öncelikle 2018 PISA sonuçlarını değerlendirmenizi rica edeyim? Sonuçlar Türkiye açısından başarı mı, başarısızlık mı?

Türkiye’nin fen, matematik ve okuma alanlarında 2003’ten beri yükselen puanları 2015’te düşerek 12 yıl önceki sonuçların gerisinde kalmıştı. PISA 2018 sonuçları ise ortalama puanların her üç alan için yeniden 2012 düzeyine yaklaştığını gösteriyor. Yani sonuçlara bir başarı değil ama düzelme demek daha doğru olabilir. Türkiye’nin ortalama puanları her alanda OECD ortalamasının oldukça altında kalmaya devam ediyor. PISA kapsamında değerlendirmeler yapılırken öğrenciler yeterlilik düzeyine göre 1’den 6’ya kadar gruplara ayrılıyorlar. Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin ortalama başarısı her alanda 2. düzeye denk geliyor. Bu, 2015 sonuçlarında da böyleydi. Bu bakımdan değerlendirirsek bir başarı söz konusu değil ne yazık ki.

ÖĞRETMEN ÖNCELİKLİ 

- Türk eğitim sisteminde politika önceliği ne olmalıdır?

Türkiye’de, PISA sonuçlarına yansıyan öğrenme sorunu, yani okulda edinilenlerin kalıcı bir öğrenmeye dönüşmemesi de dahil olmak üzere eğitimin çıktılarını etkileyen en önemli etken öğretmendir. Dolayısıyla öğretmen politikaları en öncelikli alandır. Öğretmen açığının kapanması, norm fazlası sorununun çözülmesi, ücretli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması, öğretmenlerin mesleki gelişim ve güçlenme ihtiyaçlarının yenilikçi modellerle karşılanması, öğretmenlik mesleğinin statüsünü etkileyen her türlü uygulamanın gözden geçirilmesi öğretmen politikalarında dikkate alınan temel konular olmalı. 

Eğitime erişim de önemli bir önceliktir. Evet, Türkiye’de eğitime erişimde önemli yol kat edildi ancak “erişim sorunu çözüldü, yalnızca nitelik sorunu kaldı” gibi bir yaklaşım yanlış olur. MEB verileri incelendiğinde zorunlu eğitim çağındaki yani 6-17 yaş arasındaki her 100 çocuktan yaklaşık 5’inin okul dışında olduğu görülüyor. Bu, 6-17 yaş aralığında yaklaşık olarak 740 bin çocuk demektir. Eğitimin dışında olan çocuklar ağırlıklı olarak 14-17 yaş aralığında olsa da daha küçük yaşlarda da eğitim dışında kalanlar var. 

- Okulöncesi eğitim neden çok önemli? Diyanet ve belediyelerin açtığı kurumlarda ne kadar çocuk var? Aileler neden çocuklarını buralara yolluyor? 

Okulöncesi dönem çocukların bilişsel ve duygusal gelişimi için büyük önem taşır. Bu kademede nitelikli bir eğitim almak, ileriki yaşlardaki başarıya da olumlu etki eder. Türkiye’de okulöncesi eğitim zorunlu ve devlet okullarında dahi tamamen ücretsiz olmadığından bu hizmete erişimde sosyoekonomik duruma bağlı eşitsizlikler yüksek. Bu da çocukların yaşama eşitsiz başlaması demek; bu nedenle önemli bir sorun. Bu kademede var olan eğitim seçeneklerinin niteliği konusunda da soru işaretleri söz konusu. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı 4-6 yaş kurslar ile belediyelerce ve derneklerce açılan kreşlere “toplum temelli kurum” deniyor. Bu kurumların sayısı hızla artıyor. 2018-19 eğitim öğretim yılında 2 bin 560 toplum temelli kurum var ve buralarda öğrenim gören çocukların sayısı 94 bin 817. Tüm okulöncesi eğitim alan çocukların yüzde 6.1’ine denk geliyor. Kurumların ne kadarının Diyanet’e ait olduğuna dair sayı paylaşılmıyor ancak oranın belediyelere göre yüksek olduğu tahmin edilebilir. Diyanet’e bağlı kurumlarda nasıl bir eğitim verildiğine ilişkin de kamuoyuyla paylaşılan bir değerlendirme yok. Bu kurumlardaki eğitimin içeriğine dair denetleme ve değerlendirme yapılıyorsa kamuoyu ile paylaşılmalı. Değerlendirmelerin soyut düşünme becerisi gelişmemiş bu yaş grubuna dini eğitim verilmesinin sakıncalarını da dikkate alması gerekir. Toplum temelli kurumlardaki eğitimin niteliği bilinmiyor ancak bu kurumlardaki öğrenciler istatistiklere diğer anaokullarında ve anasınıflarında öğrenim gören öğrencilerle bir arada ekleniyor. Resmi istatistiklere göre okulöncesinde (3-5 yaş) net okullulaşma oranı yüzde 39.1. Toplum temelli kurumlar hesaplamaya katılmayacak olsa bu oran yaklaşık yüzde 36.7’ye düşüyor.

İstatistiklere girmeyen, ancak varlığı bilinen merdiven altı kurumların ise (yaygın olarak “sıbyan mektebi” deniyor ancak bu kavram hakkında da kafa karışıklığı var) kapatılması gerekir. Okulöncesinde kamu tarafından nitelikli eğitimin tüm çocuklara ücretsiz ve zorunlu olarak sunulması, merdiven altı kurumlara yönelimi de engelleyecektir.

ERİŞİMDE EŞİTSİZLİK

- En sorunlu kademe hangisi? 

Her kademenin kendine özgü sorunları var. Okulöncesi kademe eğitime erişimde eşitsizlik, diğer kademelerde TIMSS ve PISA’nın gösterdiği gibi öğrenme sorunu, ortaöğretim kademesinde ayrıca eğitime erişim ve devamsızlık sorunları söz konusu. 

EVLİLİK EĞİTİMDEN KOPMA NEDENİ 

- MEB, okullar arasındaki imkân ve başarı  farkını giderebilmek için bir çalışma başlattı. Neden Türkiye’deki okullar arasında bu kadar büyük fark var? Giderilmesi için ne yapılmalı?

Türkiye’de okullar arasında sosyoekonomik ayrışma yüksek düzeyde. PISA 2018 verileri de bu durumu bir kez daha doğruluyor. Okul aile birliği okullar için önemli bir gelir kaynağı ve bu kaynağın büyüklüğünü de yine ailelerin sosyoekonomik durumu belirliyor. Olanaklar bakımından en dezavantajlı durumdaki okulların desteklenmesi bu kurumlarda öğrenim gören çocukların eğitim çıktıları için oldukça önemli. Okullara sunulacak destekler, okulun tüm gelişim ihtiyacını karşılamalı. Yani okula bütçe göndermek tek başına yeterli olmayabilir. 

- Eğitimdeki en önemli sorunlardan biri devamsızlık ve okul bırakma. Özellikle de imam hatipler ve meslek liselerinde öğrenciler neden devam etmiyor okula? 

Mesleki ve teknik ortaöğretim ile Anadolu imamhatip liselerinde daha yüksek olmakla birlikte, genel olarak ortaöğretim kademesinde bir devamsızlık sorunu var. Bu durum okula aidiyetle ilgili olabileceği gibi, çocukların istihdama katılması ve özellikle kız çocuklar için hâlâ ailenin okula göndermek istememesi, ev içi işlerde çalışma gibi nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. TÜİK tarafından 2016’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre eğitimin maddi yükü, bir işte çalışma ihtiyacı ve özellikle kız çocuklar için ailevi nedenler ile evlilik eğitimden kopma nedenleridir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler