'Arkamızdan 5 dakika el sallıyorlar'

Sason’da öğretmenlik yapan Mehmet Sağöz, motivasyon kaynağının öğrencileri olduğunu söylüyor

Yayınlanma: 23.11.2016 - 23:33
Abone Ol google-news

Batman Sason’da, Derince köyünde bir ilkokul. Bu okulda Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür” sözleriyle anlattığı aydın nesiller yetiştirmek için çalışan bir öğretmen; Mehmet Sağsöz, üç yıllık Sosyal Bilgiler öğretmeni. Derince İlkokulu duvarları Beethoven’ın notalarıyla bezenir olmuş o geldiğinden beri. Aynı zamanda Türkiye  Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) gönüllüsü Sağsöz. Vakfın Sason Eğitim Birimi’nde gönüllü eğitmenlik yapıyor.  Peki bu azmi nereden geliyor? Kendisinden dinleyelim. 

 Nasıl TEGV gönüllüsü oldunuz? 

Hayatımdaki dönüm noktalarından biridir TEGV ile tanışmam. Eylül 2014’te Batman Sason’a bağlı bir köy okulu olan Derince Ortaokulu’na atanmam TEGV ile tanışmama vesile oldu. Sason ilçesi TEGV Osman Salih Binbay Eğitim Merkezi Birim sorumlusu Yüksel Yalçın Bozkurt’un bu güzel topraklarda geleceğimiz adına güzel çalışmaları ilgimi çekmişti.

Siz katıldığınızda çalışmalar hangi aşamadaydı? Bugünle kıyaslarsanız neler söylersiniz?

Sason’daki eğitim faaliyetleri 20 yıla yakın bir süredir aralıksız devam ediyor. Bugüne kadar 10 bine yakın çocuğumuza ve yüzlerce gönüllümüze ulaşıldı. 

Pek çok öğretmen Güneydoğu illerimize gitmekte çekince gösteriyor. Ancak siz Sason’da çocuklara gönüllü olarak eğitim veriyorsunuz. Bu motivasyonu nereden edindiniz?

Miniklerimizin samimiyeti ve saflığı beni buraya bağlayan temel faktörlerden birisi. Düşünebiliyor musunuz. Bir köy okulunda görev yapıyorsunuz, bütün öğretmenler okulumuza bir minibüsle ulaşım sağlayabiliyor. Öğretmen servisi okuldan ayrılacağı zaman beş dakika boyunca servisin arkasından ayrılmayan ve el sallayarak uğurlayan miniklerin samimiyeti unutulabilir mi? Coğrafi şartların getirdiği sıkıntı ve iklimin zorluğu bazen insanı yıldırsa da beni bekleyen minikleri görünce nasıl olur da bu topraklardan vazgeçerim? Onlar memleketimizin geleceği. Onlara hizmet etmek, birisinin hayatını bile şekillendirmek insana kuvvet veriyor. Sanatın en büyük erdemlerden biri olduğunu, demokratik yaşam tarzını benlik haline getirmeyi, okumanın güzelliğini damarlarına kadar çekmeyi sağlamak bir öğretmenin rahat bir şekilde ölmesini sağlar. Daha ne olsun, motivasyonumun kaynağı çocuklarımdır.

Öğrencileriniz ne gibi zorluklarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar?

Öğrencilerimizin birçoğu kalabalık ailelere sahip. Evlerinde kendilerine ait çalışma ortamları ve kendilerini “ben” olarak hissedebilecekleri alanları yok. Toplumsal muhafazakârlık ve birincil ilişkilere oldukça önem verilen ailelere mensuplar. Biz onları sadece günde 7 saat görebiliyoruz. Aileleriyle iletişimleri güçlendirmek ve okul-aile işbirliği sağlamak en büyük sorunlarımızdan birisi. Çocuklarımız bazen toplumsal olarak güven kırıcı durumlarla uğraşmak zorunda da kalıyorlar. Bazen okumanın gereksiz olduğuna dair çevrelerinden telkin alıyorlar.

Nasıl çözümler üretmeye çalışıyorsunuz?

Onlarla sınıf ortamında kardeş gibi çalışmamız bazı kalıpları yıkmamızı sağlıyor. Bir ve beraber olarak ekip çalışmaları içerisinde onların önlerindeki engelleri kaldırmak kolaylaşıyor. 

Ekleyeceğiniz bir şey var mı?

Öncelikle başta karatahta üzerinde bu ülkeye öğretmenlik yapmış Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, onun eğitimci dostları, Şehit Asteğmen Öğretmen Fehmi Kubilay’ı, geçmişten günümüze idealleri ve eğitim adına hayatlarını feda eden tüm eğitim neferlerimizi anar ve şu an görev yapan tüm meslektaşlarımın Öğretmenler Günü’nü kutlarım.

Eğitimcileri baş tacı ediyorlar

Bölge insanının eğitimcilere bakış açısı nasıl? Herhangi bir önyargıları var mıydı? Bu önyargıları kırmak için neler yaptınız?

Bölgemizin aslında en önemli olumlu yanlarından birisi eğitimcileri baş tacı etmeleri. Halkımızın öğretmenlerimize bakış açısı inanılmaz iyimser. Tabii bu bölgemizin tüm köylerinde aynı değil. İnanışlar ve toplumsal muhafazakarlık temel eğitim kurallarının önüne geçebiliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler