Ekol Oluyor muyuz?

Türk Basketbolunun hızlı ilerleyişi hepimizin dikkatini çekiyor elbette. Futbolseverlerden, basketbola ilgisi olmayan herkes güzel şeyler olduğunu farkında. Hem de her alanda, Takımlarımızın performanslarından tutun, ligin Avrupa'da mücadele eden temsilcilerine, Avrupa'da olmayan takımların da ligin kalitesini ne kadar arttırdığı ortada, ligin Playoff'a giren 8 takımdan ibaret olmadığı, Darüşşafaka gibi yeni oluşumların çıkması, altyapıdan oyuncuların gelmesi ve Uluslarası getirdikleri başarılar, hiçbir şey beklenmeyen Milli Takım'ın Dünya'da ilk 8' girmesi, Avrupa'da temsilcilerimizin getirdiği başarılar hatta Federasyon Başkanımız Turgay Demirel'in bile FIBA Başkanı olması bizim Avrupa basketbolunda ne kadar kabul gördüğümüzü gösteriyor.

Birtakım sıkıntılar hala var, asıl sorun zaten burada basketbol takipçisinin sabırsızlığında başlıyor. Obradovic/İvkovic gibi isimlerin takımların başına gelmesi, Ufuk Sarıca'nın Karşıyaka'ya kattıkları, Ergin Ataman'ın Milli Takım'da başarısı derken bir anda '' Türkiye Avrupa'nın en iyi 2.ligi '' olarak görülmeye başlandı. Maalesef ki o henüz öyle değil. Olmasına çok da kalmadı ama şuan öyle değil. Fenerbahçe Ülker bu yıl EL şampiyonu olsa da olmaz. Uzun bir süreç çünkü. Yönetim anlayışının da değişmesi gerekiyor ve değişiyor da elbette. Yıllardır Top 16'da tıkanan takımlar şuanda F4 adayı gösterilince ve başarılar getirince yöneticiler veya teknik kadroda, hatta geçtiğimiz sene Top 16 görmüş oyuncu, bu yıl F4 adayı takımın oyuncusu olunca o da kendisini güncellemek zorunda kalıyor. Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor.

Sıkıntıların özüne inecek olursak, son zamanlarda Avrupa'nın Yunanistan, İspanya, Rusya gibi liglerinde olup bizlerde olmayan birtakım şeylerden kaynaklanıyor, Avrupa'nın birçok ülkesinde birçok oyuncu sezon ortasında takımıyla 2 yıl daha sözleşme uzatıyor. Bizde ise yaşanan durum ortada, oyuncular sezon ortasında federasyona ihtar çekiyor, sözleşmesini feshediyor, yönetimle atışmalar yaşıyor. Bu da bizim birtakım eksiklerimizden kaynaklanıyor tabiki. Ama önce bu sorunları halletmeye kalkıp sonra iyi bir lig, iyi bir koç, iyi oyuncular getirsek daha iyi bir senaryo olmaz elbette. 10 senede başaracağımız ekol olma işi 20-25 seneye çıkabilir. Bu yüzden getirdiğiniz isimler ve eldeki değerleri iyi kullanmamız bize bunun temellerini attırıyor. Obradovic, İvkovic gibi isimler getirilerek, Ergin Ataman gibi Türkiye'nin en değerli koçunu sadece Milli Takım'da tutmayıp Avrupa'da da başarı sağlayacak bir takımın başında olmasına izin vererek Banvit-Karşıyaka gibi takımların Türk koçları ile yükselişe geçmesi bunların hepsi sistemin değişmesini sağlıyor. Bunların hepsi doğru bir planlama ile tek tek taşların yerine oturduğu şeyler, yukarıdan anlattığım sıkıntılar, elbetteki bir konuya bağlamamak lazım sadece bir örnek ama özellikle maddi açıdan gelen sorunları engelleyebilirsek çok daha güzel işler olacak.. Çok yakın, biraz sabır.