Erken bulup çabuk kaybediyoruz

Tekstil ve hazır giyim, Türkiye’de otomotivin ardından ikinci büyük ihracat gelirinin kaynağı. Ama sektör kadın işçisini korumaktan çok uzak. Ucuz işgücü olarak bakılan, yarıya yakını kayıt dışı istihdam edildiği varsayılan kadın işçiler, 17 yaşında çalışmaya başlayıp 25’inde iş bırakıyor.

Yayınlanma: 11.05.2015 - 13:26
Abone Ol google-news

Türkiye’de toplam ihracat gelirinin yüzde 15’i tekstil ve hazır giyim sektöründen elde ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı 2014 yılı ikinci dönem raporuna göre, Türkiye hazır giyim ihracatının beşte birini AB ülkelerine yapıyor ve bölgenin Çin’den sonraki en büyük tedarikçisi. Ev tekstili üretiminde ise listenin başında.

Peki bu manzarada kadın işçiler nerede duruyor? İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri’nin (İTKİB) hazırladığı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Durum Raporu, sorunun cevabını ortaya koyuyor. İTKİB, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve BM Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) tarafından hazırlanan kapsamlı raporların bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu çalışma, BM Programı tarafından finanse edilen bir projenin ürünü. 

Raporun sektördeki kadın işçiler üzerine odaklanan bölümü, Muğla Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu ve ILO tarafından hazırlanmış. Dedeoğlu’nun “Türkiye’de Tekstil Sektörü ve Kadın İşçiler: Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman Araştırması” raporun önemli kaynaklarından biri.

 

SEKTÖR ORTALAMASI TÜRKİYE’NİN ÜSTÜNDE 

Türkiye’de ulusal düzeyde kadın istihdamı yüzde 25 civarındayken, oran tekstil sektöründe yüzde 37. Üstelik kadın çalışan oranı hazır giyimin yaygın olduğu illerde daha da yüksek. Bu duruma en iyi örnek, kadın işçi oranının yüzde 70’i bulduğu Adıyaman. Dedeoğlu’nun raporunda yukarıdaki dört şehir üzerine odaklanmasının nedeni, tekstil ve hazır giyimin bölgedeki en önemli istihdam kaynağı oluşu. Malatya ve Adıyaman’da istihdamın yüzde 35’i, Kahramanmaraş’ta yüzde 44’ü ve Gaziantep’te yüzde 42’sini bu sektör oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verileri de, Doğu ve Güneydoğu’nun kadın emeğini en çok değerlendiren bölgeler olduğunu söylüyor.

 

GİTMESİNLER DİYE BORÇ ALMAYA TEŞVİK

Dedeoğlu’nun raporuna göre tekstil ve hazır giyim sektöründe çalışan kadınların yaş aralığı 17-25. Yani kadınlar iş hayatına ancak evleninceye kadar dahil oluyor. Bölgede kadınlar için öngörülen çalışma süresi iki-üç yıl. Bu da bir işçinin ortalama düzeyde eğitim alması ve gerekli el becerisine sahip olması düşünüldüğünde oldukça kısa bir süre. Dedeoğlu firmalar ve kadın işçiler arasında, kadınların evleninceye ya da en azından hamile kalıncaya kadar çalışacaklarına dair örtük bir anlaşma olduğunu vurguluyor. Zira kadınlar ya evlendiklerinde kendi istekleriyle işlerinden ayrılıyor ya da hamile kaldıklarında işten çıkarılıyorlar. Dedeoğlu alan araştırması sırasında, kadınlar gizlese bile hamile oldukları anlaşıldığında işten kovulduklarını anlatan onlarca hikâye dinlemiş. Kalifiye kadın işçilerin işten ayrılma oranının yüksekliği, işçi verimliliğini olumsuz yönde etkiliyor, dolayısıyla sektör için büyük kayıp.

Alan araştırmasında fikir beyan eden bir işverene bakılırsa, firma sahipleri kalifiye işçilerini kaybetmemek için kendi yöntemlerini geliştiriyor: “Bizim yaptığımız iş titiz olmayı gerektiriyor çok küçük bir yanlış her şeyi mahvedebiliyor. Atölyemde 50 işçi çalıştırıyorum fakat benim için çalışan 200 tane ev-eksenli hizmet veren kadın daha var. Onlar boncuk ve pul işleri yapıyorlar… Benim için asıl prensip hep aynı kadınlarla çalışmaktır zira eğitimleri çok uzun zaman alıyor. Mükemmeli yakalamaları için eğitilmeleri gerek. Benimle çalışan kadınları yanımda tutmak için onları ev ya da bir başka büyük borca girmeleri için teşvik ederim, bilirim ki o borç bitene kadar benimle çalışacaklar.”

 

KADIN İŞÇİ UYSAL KONTROLÜ KOLAY

 

Kadınlar konfeksiyon üretimine doğal olarak yatkın oldukları konusundaki yaygın kanı ve maddi açıdan daha kolay tatmin olmaları sebebiyle erkeklerden daha uygun işçiler olarak görülüyor. Zira kadın işçiler, erkek işçilerden çok daha az maaşla çalışmayı kabul ediyorlar. Araştırma süresince ziyaret edilen firmaların neredeyse tümü, deneyimsiz kadın işçi almaya gönüllü olduklarını belirtmiş. Erkeklerin işyerlerinde kolayca sorun çıkarabildiği, kadınlarınsa uysal olmaları nedeniyle kontrol edilmesi daha kolay olduğu bir diğer yaygın inanç.

 

İŞ BULABİLEN KIZLAR HAKKINDA DEDİKODU

Araştırma yöredeki halkın, kadının çalışmasını nasıl algıladığı ve bu algının kadının çalışması üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu da açığa çıkarıyor. Mevzunun bu kısmı yöredeki kadınların kendi çevrelerindeki çalışan kadınlarla ilgili söylediklerinde, dedikodularında gizli. Buna göre çalışanların çoğu, ‘uslu’ kızlar değil. Çalışan kızlar ailelerinin baskısından ve ataerkil yapıdan kaçmak için işe gidiyorlar. Zira kadının çalışmadaki asıl amacı para kazanmak değil, ataerkil kurallara karşı gelmek. 

Sektörün zorlu çalışma koşulları yüzünden kadınlar işlerine uzun vadeli bir ilişki olarak bakamıyor. Uzayan çalışma saatleri ve sık sık mesaiye kalma kadın için olduğu kadar, aile için de önemli problemler. Zira gece yarısından sonra işten gelmek hem kabul edilemez hem de tehlikeli. Düşük ve düzensiz maaş, sigortasız işçi çalıştırma ve sağlıksız çalışma koşulları kadınların çalışma hayatını baltalayan diğer etkenler. SGK istatistiklerine göre, tekstil ve hazır giyim sektörü, iş kazaları konusunda metal, inşaat ve kömür sektörleri ardından dördüncü sırada.  

 

ÇALIŞ AMA MAAŞINI GERİ VER

Dedeoğlu’nun araştırmasına göre tekstil sektöründe asgari ücretin altında çalışma, kayıt dışılığın bir diğer olumsuz yönü. Firma ve işyerlerinde asgari ücret kuralını çiğnemenin birçok şekli var. En yaygın olanı fazla mesai ücretlerini ödememek ya da eksik ödemek. Asgari ücret kuralının çiğnenmesinin bir başka şekli de işverenin işçilere ödediği maaşın bir kısmını geri istemesi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler