Hanefi Avcı: İki taraf da kirlenecek!

Cemaat yapılanmasını ilk kez yazan Hanefi Avcı, hükümet-cemaat kavgasını cezaevinden değerlendirdi: ‘İkisi de kazanamayacak’

Yayınlanma: 12.01.2014 - 21:49
Abone Ol google-news

Başbakan’ın “paralel devlet” olarak nitelendirdiği cemaatin devletteki yapılanmasını ilk kez açıklayan ve ardından da tutuklanan Hanefi  iki tarafı da kuralsızlığa, her yol meşruya götürecek. Herkes bugüne kadar savunduğu özlerinin aksine dönüşecek ve iki taraf da kirlenecek” sözleriyle değerlendirdi. Cemaatin “bu mücadeleyi” sürdüreceğine işaret eden Avcı, “Elbette yanlış yapanların, hilebazların, yolsuzluk yapanların yaptıklarının ortaya çıkarılması önemlidir. Ama bu iş cemaatin görevi değildir, işi de değildir” dedi. Bir dönem yaptığı yolsuzluk operasyonlarıyla ses getiren, “Haliçte Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” kitabıyla cemaatin devlet içindeki yapılanmasını açıklamasının ardından tutuklanan, iki kez devlet memurluğundan, 6 kez de meslekten ihraç cezası verilen eski polis şefi Hanefi Avcı, gönderdiğimiz soruları yanıtladı. Avcı’nın, hükümet-cemaat arasında yaşanan kavgadan cemaatin yapılanmasına kadar pek çok konuda verdiği yanıtlar şöyle:

MİT Müsteşarı Tutuklanacaktı

7 Şubat operasyonu ile MİT müsteşarına yönelik soruşturma durdurulmasaydı bugün birkaç yüz kişilik tutuklu; “PKK’ye hizmet etmiş, ülkeye zararlar vermiş” suçlamalarıyla sanık MİT mensuplarının tutuklu olduğu bir davamız olurdu. 7 Şubat operasyonu başarılı olsa idi devletin icrai ve bilgi toplama, bilgiyi kullanma gücü tamamen cemaatin etkisi, denetimi altına girecek, böylece iç güvenlikte istenilen politikaları uygulama imkânına kavuşulacaktı.

Kuralsızlık...

Dershane olayı tarafların kolaycakonuşmak için adını değiştirerek kullandıkları bir argüman. Yoksa işin adı farklı. Her iki tarafa da en yakın kişiyim. Bugün her ikisiyle de mesafeli olsam da her iki tarafın tabanında çok masum dostlarım, arkadaşlarım vardır. Karşılıklı çatışma iki tarafı da kuralsızlığa, her yol meşruya götürecek ve herkes bugüne kadar savunduğu özlerinin aksine dönüşecek ve iki tarafta kirlenecek. İki taraf da yıpranacak.

'Devlet arşivi serviste'

Cemaatin devletin işlerine müdahil olmak, en önemlisi olan güvenlik politikalarının oluşturulması, adli soruşturmaların yapılması, hele hele rakiplerini susturmak için devlet sistemini ve sistemin içindeki taraftarlarını kullanmak, ciddi meselelerde devletin politikalarını beğenmeyip onun yerine kendi politikalarını uygulamaya kalkmak... Devlet içerisindeki taraftarlarını kullanıp tüm devlet arşivine sahip olmak hatta hükümetin icraatını  kurumunda olumsuz olarak tanımladığı faaliyetleri ve kişileri etkisiz kılmak için hileli adli soruşturmalar başlatmak gibi aklın alamayacağı şeyleri yapmak cemaat olgusuyla bağdaşmaz. Böyle bir yapı, olgu dünyada hiç görülmüş müdür? Hiçbir sistem böyle bir yapıya izin vermez. Böyle bir yapı kabul edilemez. Devletin tüm görev sahasına karışmak, müdahil olmak, onu kendi doğrultusunda yönlendirmek, bunu yapacak şekilde devlet içinde örgütlenmek ve polis, adliye  gibi haksız tutuklamalar, operasyonlar yapmak, bu faaliyetin devamı herkes için felaket olur.

Çatışmanın galibi

Bu çatışmanın galibi de olmaz. AKP ve cemaatin en karşısında olanlar dahil bu ülkedeki herkes bundan zarar görür. Bu devleti, toplumu, tüm değerleri  ki soruşturması, barışı, çözümünün konuşulması bile olmayacak bir şeydir. Devlet içinde veya devletin içindeki  tanzimi varlığı kabul edilemez türden olduğundan bu varlığın yaptığı her şey de kabul edilemez ve tanınamaz, tartışılamaz. Tek yapılacak işlem böyle bir şeyin ihtimalinin bile kabul edilmemesidir.

Tek taraflı yargı

Yargı çok açık olarak tek taraflı çalışmaktadır.Masumun hakkını hiç aramamakta ama en sıradan şeyler aleyhe kullanılmaktadır. Hiç alakasız sıradan konuşmanız suç gibi gösterilmekte ama bilgisayarlarınıza günlerce uğraşarak ABD’de sahte e-mailler ayarlayıp yine ABD’de özel siteler kiralayarak saldırıya uğradığınızın kesin ortaya çıkmasına rağmen ne savcılık, ne mahkeme “kimler bu bilgisayarlara saldırmış, araştırmak lazım” diye harekette geçememektedir. Bu korkunç bir şeydir. Adalet, yargı ölçüsüz biçimde üzerinize gelirken sizi koruyacak hiçbir hareketi yapmamaktadır.

‘Kimse karışamaz’

Olayda sahte deliller yaratarak muhalif olan herkesi önce en masum fikir, düşünce açıklamasını suç sayıp sonra sahte deliller yaratarak cezalandırma amacıyla yapılan Odatv benzeri soruşturmaların yapılma sebebi, bu kadar büyük hataları daha önce yapılan sahte delil üretme, haksız soruşturma ve her türlü hukuksuzluğun yapıldığı olaylarda usulsüzlükler, adaletsizlikler görülmesine rağmen müdahale edilmemesi üzerine “Biz ne yaparsak olur, kimse karışamaz hukuksuz sarhoşluğu” inancıyla her gün yeni büyük haksızlıklar ve adaletsizlikler yapa yapa kişiler her şeyi yapabileceklerine inanmış.

Onlar cemaatin hizmetkârı

Bugüne kadar yapılana bakılırsa devlet içerisindeki cemaat mensupları devletten çok cemaate bağlı olarak hareket etmiş, görevler oradan gelen talimatta belirlenmiştir. Polis, yargı ve diğer devlet kurumlarındaki cemaat mensuplarının belli istikametteki görevleri kendi amirleri ve mutat usullerle değil dışarıdan cemaat tarafından koordine edilmiştir. Sahte delillerin basitliği, sahteliğinin her yönüyle belli olmasına, bunlara karşı çok sağlam maddi deliller olmasına rağmen belli yargı organlarında hukuk çiğnenerek bunlar sağlam deliller gibi kabul edilmiş, fikir ve düşünce özgürlüğü alanı sınırlandırılarak her hareket, her muhalif davranış örgüt üyeliği veya örgüt adına eyleme dönüştürülerek dünyada emsali görülmeyen ceza tehditleri yapılarak ülkede tam bir istibdat devri yaratılmaya çalışılmıştır.

Cemaat bu işi bırakmayacak

Cemaat etkisinde yapılan hukuk dışı soruşturmalar nedeniyle geniş bir kesimde tepki çekmeye başlamış ve bu tepki her gün artarak devam etmektedir. Artık muhalif değil kendi paralelindeki grupların da antipatisini kazanmaya başladığı görülmektedir. Görünen o ki cemaat bu işte mücadeleye devam edecek. Gücünü kullandıkça hükümeti epey sıkıntıya sokacağı anlaşılsa da AKP’yi karaladıkça kendisi de kirlenecek, hem de çok fazla kirlenecek. Ortaya attığı her şey kendisi hakkında da soru işaretleri doğuracak ve sonunda toplumda bugüne kadar biriktirdiği saygınlığını da önemli ölçüde yitirmeye başlayacaktır.

Bu cemaatin görevi değil

Bence cemaati yönetenlerin en çok düşünmesi gereken şey bu olay devam ettikçe çok fazla kirleneceğidir. Kavga, hırslar, insanlara kirli yöntemleri kullandırır ve her kullanılan çirkinlik de kullanana bir şeyler sıçratacaktır. Elbette yanlış yapanların, hilebazların, yolsuzluk yapanların yaptıklarının ortaya çıkarılması önemlidir. Ama bu iş cemaatin görevi değildir, işi de değildir. Hele devlet içindeki görevlileri kullanarak özel polislik, özel güvenlik gücü, özel arşiv oluşturmak, hele herkesin kirli çamaşırlarını ortaya çıkararak şantajvari yöntemler kendisine faydadan çok zarar verecektir. Her olaydan sonra cemaat de verdiği kadar kendi de zarar görecek, her olayda daha da kuralsızlığa savrulacak ve sonunda kendisini istemediği, hatta en çok eleştirdiği, kötü gördüğü o noktada bulacaktır.

Cemaat vazgeçmeli

Cemaat bugüne kadar sahip olduğu saygıyı ve kazanımlarını koruyabilmesi için kendi sınırında durmak, devlet işleri içerisinde özellikle polis ve yargıya müdahale etme, oradaki davaları yönlendirme işleminden süratle elini çekmelidir. Bugün sadece siyasi davalarda değil diğer davalarda da masum yüzlerce insana özel yetkili yargıda çok ağır cezalar verilmektedir. Bunların çoğu hukuka aykırıdır, bu kararlarda da cemaat anlayışının yansımaları vardır. Haksız yere birçok insan polis ve yargı içindeki cemaat mensuplarının uygulamaları nedeniyle boş yere ağır tutukluluk halleri yaşıyor veya ceza alıyor, bunun hak, hukuk, adaletle hiçbir alakası yok. İnananlar için bunun vebali, günahının huzuru mahşerde hesabının sorulacağının da bilinmesi gerekir. Cemaat olarak varlığı elbette normal olmalı, kendi mecrasında özgür olmalı.

Artık cazibe merkezi

Eskiden cemaatte yer alanların sadece gönüllüler olmasına rağmen güç ve etki sahibi olduktan sonra gelecek bekleyenlerin daha çok katılmak istediği cazibe merkezi haline gelmesiyle, ortamın değişmesiyle değişecek, taraf değiştirecekler de artmıştı. Bence gelinen bu aşamada özel yetkili mahkemeler de son dönemde yapılan tüm yargılamalar da şaibe altındadır. Hepsinin yeniden adil bir yargıyla yenilenmesi gerekir. Olaylar ve gelişmeler, bu yargı üzerinde cemaatin etkisi yeni gelişen durumları toptan davaların yenilenmesi sebebi kabul edilerek tüm davalar yenilenmelidir. Yoksa haksızlıklar giderilemez.

Yaptıklarını itiraf edecekler

Bugünlerde olup bitenler, hukuksuzluklar, sahte delil üretmelerin, hukuksuzlukların bir süre sonra gerçeği ortaya çıkacaktır. Çok fazla insan karışmıştır, birileri eninde sonunda anlatacaktır. O zaman bunu yapanlar kadar, yapılanların açıkça sahte, yalan, uydurma olduğunun görülmesine rağmen bunları gerçek gibi kabul ederek bu durumda bilmiyor gibi davranarak durumlarını korumaya kalkanlar, bu fırsattan faydalanmaya kalkanlar, haksızlıklara bilerek destek verenler çok utanacaklardır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler