Hayvancılığa destek yerine köstek oluyorlar

Türkiye tarım ve hayvancılık ülkesi olmasına rağmen bu alanda gün geçtikçe daha fazla dışarıya bağımlı hale geliyor. 2011’de hayvancılığa ilişkin ithalatların toplamına ödenen miktar, hayvancılık sektörüne ayrılan destek miktarının 2.6 katı oldu.

Yayınlanma: 26.08.2014 - 21:50
Abone Ol google-news

Türkiye’de kırmızı et ve süt üretimi artmasına rağmen AKP hükümeti bu alanda Türkiye’nin kendine yetmediğini, daha fazla ithalat yapılması gerektiğini savunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Nisan-Haziran 2014 döneminde toplam kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre yüzde 18.1, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2.6 oranında arttı. Toplam kırmızı et üretimi ikinci çeyrek döneminde 218 bin 432 ton olarak tahmin edildi.

Kalkınma Bakanlığı’nın “Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) Özel İhtisas Raporları - Hayvancılık” başlığı altında yayımladığı rapora göre Türkiye’nin 2018’e dek kırmızı et açığını kapatması olanaksız. Bu durum üreticiler tarafından hükümetin daha fazla ithalat yapmak istediği şeklinde yorumlandı. Raporda 2011’de hayvancılığa ilişkin ithalatların toplamına ödenen miktarın, hayvancılık sektörüne ayrılan destek miktarının 2.6 katı olduğuna işaret edilerek şu tespitlere yer verildi:

* Türkiye pek çok önemli hastalığın aşısında dışa bağımlı olup, 2011’de 1.2 milyar dolar değerinde aşı ithalatı yapıldı.

* Türkiye’nin hayvancılık sektörüyle ilgili uzun vadeli hedef ve politikaları bulunmuyor.

* Türkiye; genetik materyal, canlı büyükbaş ve küçükbaş hayvan, ana girdi maddeleri ve kırmızı et konusunda ithalatçı ülke konumunda bulunuyor.

* Yerli genetik kaynaklarının korunması ve ıslah alanında atılan adımlar yetersiz kalıyor. Önümüzdeki yıllarda yerli ırkların ve beraberinde üstün özelliklerinin kaybolması tehlikesi artıyor.

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Bülent Tunç, Türkiye’nin kırmızı et üretiminin 2011’de 777 bin, 2012’de 916 bin ve 2013’te 996 bin ton olarak gerçekleştiğini ve üretimin her yıl arttığını belirterek, Türkiye genelde hayvan veya et sıkıntısından değil, fiyatların dalgalı olmasından dolayı ithalat yoluna başvurulduğunu söyledi. Tunç, “Bugün besici üretmekte, mezbahalar tam kapasite kesim yapmakta, sanayici istediği miktarda eti temin etmekte, kasaplar ve marketlerde bol bol et vitrinlerde yer almaktadır. Yani sorun bir kıtlık sorunu falan değildir. Hayvan varlığımızın tamamen sütçü ırklardan oluşması rekabetçi, maliyetleri azaltan bir üretim yapılmasını güçleştiriyor” dedi. Türkiye’nin et ve kesimlik hayvan ithalatına ihtiyacı bulunmadığını aktaran Tunç, “Yeterlilikten değil, fiyat baskısı için yapılan ithalatların bu ülkeye faydası olmamıştır. Geçmişte görüldüğü gibi ithalat yapılınca fiyat düşmemekte, dolayısı ile kimse ucuz et tüketememektedir. Bu kısa vadeli programın yararsız sonucudur. Asıl uzun vadede ithalatın tehlikesi çok daha büyüktür. Maliyetleri ve önemli destekleri nedeni ile bugün ülkemize ucuz et veren ülkeler yurtiçi üretimimizin yok olması veya çok azalmasını müteakip fiyatları artıracaklardır. Bağımlı hale geleceğimizden, hangi fiyatı verseler almak zorunda kalacağız. Herkesin bunları düşünüp görüş bildirmesinde fayda var” diye konuştu.

Bu yapıyla sürdürülemez

Türkiye’de bugün soy kütüğüne kayıtlı hayvanların yüzde 68’i dünyanın önde gelen sütçü ırklarından olan Holstein ırkıdır, kombine kültür ırkı ve melezlerinin oranı yaklaşık yüzde 28.5 olup, yüzde 3.5’i ise yerli ve Jersey ırkıdır. Bu yapı ile sürdürülebilir üretim pek mümkün değil.

Sığırda verimi artırıcı maliyetleri düşürücü tedbirler alırken, tek alternatif kırmızı et kaynağı olan koyun ve keçi ile ilgili atılım olabilecek hamleler yapılması gerekiyor. Yem hammaddesi ithalatında gümrük vergileri düzenlemelerine ihtiyaç var. Bunun için yem piyasasının kontrol altına alınması gerekiyor.

İthal lobisi işbaşında

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, “İthal lobisi Türkiye’yi kırmızı ette dışa bağımlı yapmak istiyor” dedi. Bayraktar, kırmızı et ve canlı hayvan ithalatı talep etmenin, hayvancılığa darbe vurmak anlamına geleceğini ifade etti.

Kırmızı ette ithalata kesinlikle karşı olduklarını ifade eden Bayraktar, “Nisan-mayıs-haziran döneminde sığır, koyun, keçi ve manda etinin hepsinde bir üretim artışı var. Üretim sıkıntısı olduğunu ileri sürüp kırmızı et ithal edilmesi gerektiğini savunan var. Hangi gerekçeyle ithalat isteniyor anlamak mümkün değil. İthalattan bahsedenler, bu üretim rakamlarını görünce ne diyecekler? Türkiye’nin kırmızı ette ithalat yapmasına gerek yok. Üretim artıyor. Üretim artmaya da devam edecek” açıklamasını yaptı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler