Muzaffer Buyrukçu'nun külliyatı

“Her Şey Bittiği Yerde Başlar” ve “Bulanık Resimler”, edebiyatımızda yeniden değerlendirilmesi gereken Muzaffer Buyrukçu’nun külliyatına giriş için önemli iki kitap olmanın yanında, 1950’lerin ve 60’ların İstanbulu’nun karmaşık toplumsal yaşamını anlamak için de önemli bir kaynak.

Yayınlanma: 09.12.2016 - 10:57
Abone Ol google-news

Buyrukçu, yeniden...

2006’da aramızdan ayrılan değerli yazar Muzaffer Buyrukçu’nun külliyatını yayımlanmaya başladı. Buyrukçu’nun Türk edebiyatına getirdiği yenilikleri ve aykırı üslubunu düşündüğümüzde edebiyatımız adına önemli bir girişim. Mayıs ayında çıkan ilk kitap Her Şey Bittiği Yerde Başlar, yazarın 1956 ve 1959 arasında yayımlanan öykülerinin toplamından oluşuyor. Yayınevinin, Buyrukçu’nun bir öyküsünün adını kitabın başlığına taşıması, yazarın eski ve yeni okurlarına da bir mesaj niteliğinde sanki: “Türk Dil Kurumu”, “Sait Faik”, “Yunus Nadi” ve “Haldun Taner” gibi önemli ödüller kazanan ve Türk edebiyatına önemli bir yeri olan Buyrukçu’nun bütün eserlerinin yayımlanacak olması, unutulmayı hak etmeyen bu yazarın okurlarla yeniden buluşacak olmasını müjdeliyor. 

Sütçü yamaklığından, inşaat işçiliğine, frezecilikten pedalcılığa kadar pek çok farklı işte çalışan Buyrukçu’nun, özellikle ilk öykü kitaplarındaki karakterler çoğunlukla toplumun alt kesiminden insanlardır. Farklı tarzlarla ve yöntemlerle olsa da her zaman bir yaşama ve var olma mücadelesi içindeki bu karakterleri, güçlü bir gözlem yeteneğine ve içgörüye dayanarak son derece kanlı canlı bir biçimde betimler Buyrukçu. Yazarın ilk dönem öykülerinin toplamından oluşan Her Şey Bittiği Yerde Başlar, ülkemizde hâlâ güncel olan yoksulluk, eşitsizlik, ayrımcılık ve cinsiyetçilik gibi sorunlarla mücadele eden karakterlere sahip. “Sevinci Yok Eden Gerçek” ve “Uyku” adlı öykülerde çocukluğun yitimi, “Asalaklar” ve “Dönüş”te dışlanmışlık, “Korkunun Parmakları” ve “Koku”da sisteme başkaldırı gibi konuların anlatıldığı öyküler, bugün etkileyiciliğinden hiçbir şey kaybetmemiş gibi görünüyor.  
Her Şey Bittiği Yerde Başlar’daki dikkat çekici bir başka durum, kadınların gözünden anlatılan ya da olayların merkezinde kadınların olduğu öyküler. Bir fahişenin gözlemlerini aktaran “Yem”, eve kapatılmış bir kadının aradığı çıkış yollarını anlatan “Uçtu Uçtu Sinek Uçtu”, kadınların sınıfsal konumuna eleştirel bir bakış açısı getiren “Savaş” gibi öyküler, Buyrukçu’nun gözlem yeteneğinin yanında, edebiyatımızda kadın-erkek ilişkilerine eleştirel bir yönden bakabilen ender erkek edebiyatçılarımızdan biri olduğunu gösteriyor. Günümüzde yeniden popüler olmaya başlayan yeraltı edebiyatının esas örneklerini de bulabileceğimiz öyküler de içeren Her Şey Bittiği Yerde Başlar, didaktik olmayan, toplumsal gerçekçiliğin psikolojik ve varoluşsal unsurlarla nasıl birleştirilebileceğini bize gösteriyor.

Buyrukçu, Her Şey Bittiği Yerde Başlar’da geliştirmeye başladığı farklı edebiyat tekniklerini tüm yazarlık serüveni boyunca sürdürmüş bir edebiyatçı. Yazarın yeniden yayımlanan ikinci kitabı Bulanık Resimler, öykülerden oluşan bir roman gibi kurgulanmış. Neredeyse hep aynı mekânda geçen ve aynı karakterlere sahip bu öyküler, kimi zaman yoğun bir erotizm ve gerilim yüklü anlatımla birbirlerine başarıyla örülmüş. Aynı ofiste çalışan memurların gündelik yaşamlarını renkli bir dille anlatan kitap, diyalog, iç monolog ve bilinç akışı arasında mekik dokuyarak son derece dinamik bir biçimde kurgulanmış. Türk edebiyatında fazla alışık olmadığımız erotik unsurlar, kendini çıkışsız hisseden karakterler için kimi zaman bir çıkış yolu olarak beliriyor. Kitabın karakterleri, aynı mekânda bulunmanın klostrofobiliğinde kurulan fanteziler ve gerçekçi bir sistem eleştirisi arasında gidip geliyor. Yapıtlarında romanla öykü arasındaki sınırı zorlamayı seven Buyrukçu, ayrıksı üslubunun ilk ve en yetkin örneklerinden birini Bulanık Resimler’de sergiliyor.

Her Şey Bittiği Yerde Başlar ve Bulanık Resimler, edebiyatımızda yeniden değerlendirilmesi gereken Buyrukçu’nun külliyatına giriş için önemli iki kitap olmanın yanında, 1950’lerin ve 60’ların İstanbulu’nun karmaşık toplumsal yaşamını anlamak için de önemli bir kaynak. Genellikle arka planda kalmış ama okunduğu zaman insanı yenilikçiliği ve güncelliğiyle şaşırtan kitaplar vardır. Buyrukçu’nun bu iki kitabı da okuru kesinlikle şaşırtacak ve yazarın külliyatından bundan sonra çıkacak eserleri merakla bekletecek nitelikte.
 
Her Şey Bittiği Yerde Başlar / Muzaffer Buyrukçu / Kırmızı Kedi Yayınevi / 272 s.

Bulanık Resimler / Muzaffer Buyrukçu / Kırmızı Kedi Yayınevi / 368 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler