Macera, dağlar ve Mahruki

Nasuh Mahruki, 50. yaşına özel bir sergi açıyor. “Hayatınız En Büyük Maceranız Olsun” adlı sergisi 24 Ekim’e kadar Galeri Lafayette’de görülebilir.

Yayınlanma: 04.10.2018 - 23:00
Abone Ol google-news

 

Ahşap tahta bir kapıdan içeri giriyoruz. Kapının önünde yatan evin köpeği ‘Hür’ karşılıyor bizi. Merdivenlerden yukarı çıkıyoruz. Tarihi bir binanın muhteşem görüntüsünü ve duvarlarda asılı fotoğrafları seyrederken “Hoş geldiniz” sesiyle başımızı yukarı kaldırıyoruz. Yukarıda çalışma odasından seslenen Nasuh Mahruki “geliyorum” diyor. O sırada eşi Mine Mahruki ile tanışıyoruz. Sıcak, samimi ve uzun soluklu hoş bir sohbet başlıyor çaylarımızı yudumlarken. Dünyanın halini, çocuklarımızı, ülkenin durumunu, Mahruki’nin fotoğralarını ve tabii ki maceralarını konuşuruz. “Hayat en büyük maceranız olsun” diyen Muhruki’nin maceraları anlatmakla bitmez. Cevabını bildiğim ama sormadan yapamadığım soruyu soruyorum. Sizin en büyük maceranız hangisi diyorum cevap net: “Hayatımın ta kendisi” diyor. Genç yaşta yedi kıtaya dokunan Mahruki gördüğü güzellikleri paylaşmak için 21 yaşında fotoğraf çekmeye başlamış. Bu yıl 50 yaşına giren Mahruki, bu yaşında insanlara ne anlatsa güzel olur diye düşündüğünde ortaya 10 Ekim’de açılacak “Hayatınız En Büyük Maceranız” olsun sergisi çıkmış.

20 yaşından bu yana dağlara, uzak coğrafyalara, farklı kültürlere sayısız yolculuk yapan Mahruki, bu yolculuklarda kendisini, dünyayı ve yaşamı daha iyi tanımış. Yıllarca hem tırmanan ve aynı zamanda da gezen Mahruki, “Deneyimledim, öğrendim ve her seferinde paylaştım” diyor. Yaşadıkça ve öğrendikçe daha da sevmiş kendi deyimiyle ‘sonsuz evrendeki bu minik mavi gezegeni’... Kısacası bir coğrafyadan bir diğerine koşturan Mahruki ile ‘macera dolu’ bir sohbet gerçekleştirdik.

‘Uzun süredir düşünüyordum’

-Neden 50. yaşınızda böyle bir sergi yapmaya karar verdiniz? Serginin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Benim 50. yaş fotoğraf sergimin adı “Hayatınız En Büyük Maceranız Olsun”, 50. yaşta insanlara ne anlatsam en güzeli olur diye düşündüğümde çıktı ortaya. 40. yaşımda melesa “Vatan Yaşla Değil Eylemle Sevilir” çıkmıştı. 6. kitabımdı ve 700 sayfa koca bir kitap yazmıştım. Uzun süredir bunun üzerine düşünüyordum. Hatta bu konuda bir kitapta yazmak istiyorum. Onun üzerine bir çalışma yapıyorum. Sonuçta hayatın çok kıymetli olduğu ve bir kerelik bir fırsat olduğu, bir kerelik bir deneyim olduğu. Bu deneyimi en güzel şekilde yaşamamız gerektiği, hayattan mümkün olduğu kadar çok şey almayı, ondan daha fazlasını geri vermeyi, yaşamın bir deneyim oyunu olduğunu bu deneyimleri çoğaltmak gerektiğini... İnsanın kendisiyle, hayatla, doğayla ilgili, kozmos ile ilgili farkındalığını geliştirebilsin diye bunları anlatmaya çalıştığım bir sergi olacak aslında.

-Sergide kaç fotoğraf olacak?

60 fotoğraf kullanacağız. Dünyanın çeşitli yerlerinden, çeşitli aktivitelerinden bir de 5 tane kolaj yaptırıyorum değişik basın küpürlerinden, birtakım ayrı mesajlarda vermek için. Hep özünde söylemeye çalıştığım şey bu bir kerelik bir deneyim bunu dolu dolu yaşamanız en güzeli... Bu çercevede 10 Ekim’de Galeri Lafayette’de buluşacağız sanatseverlerle.
n Dünyanın çeşitli ülkeleri derken bir kaçını saysak?
7 kıtaya gitme fırsatım oldu yaklaşık 90 ülke gördüm bu süreçte. Sergide Antarktika, Alaska, Himaliyalar var. Dünyanın çok çeşitli çoğraflarından, Afrika’dan, Asya’dan, Karakurum Dağları’ndan, Pamir Dağları’ndan fotoğraflarım var. Sadece fotoğraf için gittiğim seyahatlerden çektiğim fotoğralarda var.

-50. yaşınızda neden böyle ‘macera’ üzerine bir sergi açtınız?

“Hayatınız En Büyük Maceranız Olsun”... Bir süredir bunun üzerine kafa yoruyorum. 50. yaşımda vermek istediğim mesaj olarak çıktı.

40 yaş olgunluk, 50 yaş bilgelik yaşı derler. Bilgelik yaşımda insanlarla paylaşmak istediğim şey; hayatlarının bir bütün olarak en büyük maceraları olmasını sağlamalarını diliyorum, öneriyorum. Geri dönüp baktığımda, ben öyle yapmaya çalışmışım. En güzeli de dolu dolu, mutlu, faydalı, çoşkulu, başarılı örnek olacak bir hayat yaşamak.

-Siz de yolculuk bitmez. Bir sonraki durak neresi?

Yolculuk bitmez tabii devam. Geçen sene çocuklarımızı götürdük Güney Hindistan’a. Kızımız iki buçuk yaşındaydı. Bu benim çok yapmak itediğim bir şeydi. Hep görüyordum yabancılarda gencecik evli anne babalar daha bir yaşındaki çocuklarıyla geziyorlar; Nepal’de, Hindistan’da. Bizde başardık. Hiç sorun çıkarmadılar. İyi bir planlama yapılırsa hiç sorun çıkmıyor, tabii anneye çok büyük görev düşüyor çocuklu seyahatlerde. Bir sonraki durak Peru. Fotoğrafçı arkadaşlarımızla da bir plan düşünüyoruz ama henüz netleştirmedik. Yelkenci arkadaşlarımla bir kataraman getirmiştik daha üç hafta oldu. Fransadan, Atlantika kıyılarından yeni getirdik. Bakalım bir şeyler yapacağız. Biz iyi olursak, ülkenin hali ekonomisi iyi olursa, her şey çok pahalı. Yani ülke iyi olursa biz zaten iyi oluruz.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkede ekonomik kriz yok diyor?

Bence acilen danışmanlarını değiştirsin.

‘BENİM MACERAM HAYATIM’

-Cevabını biliyorum ama yine de soracağım. Sizin en büyük maceranız nedir?

Benim en büyük maceram hayatımın ta kendisi. Asıl önemli olan bunu başarmak.

-Fotoğraf çekmeye ne zaman başladınız?

Fotoğraf çekmeye üniversitedeydim. 20 yaşımda dağcılığa başladım, yamaç paraşütü gibi sporlarla da uğraştım o dönem. Dağcılığa başladıktan bir yıl sonra ilk fotoğraf makinemi aldım ve çekmeye başladım. Çok keyifli yerlere gidiyorum dağlara, yayla evlerine... Yazın, kışın, mağaraya gidiyoruz ve hep güzel şeyler görüyoruz. Geri dönünce okulda, sınıfta ve yurtta arkadaşlarıma anlatıyordum ama bir şeyler hep eksik kalıyordu o manzarayı asla ifade edemiyorsun tam olarak. Onun üzerine fotoğraf çekmeye merak saldım.

Çocuklara doğada  yaşam kampları

Nasuh Mahruki Doğada Liderlik Okulu’nda, Mahruki, çocuklara ve yetişkinlere doğada liderlik kampları düzenliyor.  

Kamplarda Mahruki, liderlik, takım çalışması, kişisel gelişim, kendini tanıma, hedef odaklılık, kararlılık, disiplin, risk yönetimi gibi konularda motivasyon konuşmaları yapıyor ve seminerler veriyor.

-Bu kamplarda çocuklar neler öğreniyor, nasıl aktiviteler düzenliyorsunuz?

Macera ve keşif, merak ve yaratıcılık, özgürlük ve sorumluluk her yaştan çocukların ve gençlerin zihinsel, bedensel, kişisel gelişiminde çok önemlidir. Kendinden emin ve zorluklara karşı dirençli olmaları için kendilerini tanımalı ve yaşam içindeki avantaj ve dezavantajlarını, potansiyellerini, kapasitelerini keşfetmeleri gerekiyor. Bunun için en ideal ortam ise, çocukların yaşıtlarıyla kendilerini kıyaslama ve grup içindeki kendi yerlerini ölçme imkânı da bulabilecekleri, bu sayede farkındalıklarının gelişeceği bu amaçla hazırlanan doğa kamplarıdır. Burada gerçekleştirilen aktiviteler gençlerin kimliklerini güçlendirip, kendilerini tanımaları üzerine kurulur. Doğa kampları, çocuklara ve gençlere şehir hayatında edinemeyecekleri paha biçilemez deneyim fırsatları sunuyor. Bu kamplar gençlerin heyecan isteğini doyururken, temiz hava eşliğinde sağlıklı yaşam, spor ve beslenme kültürünü, yaşamda hazırlık, kontrol ve dengenin önemini genç yaşlarda deneyimleyerek öğrenmeleri için de fırsat tanıyor.

-AKUT doğada yaşam projenizden bahseder misiniz?

AKUT Doğada Yaşam Projesi’ni büyük bir heyecanla 2012 yılında başlattık. Geleceğimiz olan çocuklarımızın, afetler ve acil durumlar karşısında hazırlıklı olmasını, afetler karşısında dayanıklı bir toplumun temellerinin atılmasını ve doğayı daha yakından tanımanın getirdiği farkındalıkla doğayı bilen, koruyan, doğaya saygılı bir nesil yetiştirilmesini amaçlıyoruz. AKUT kültürü ve değerlerini, sorumluluk bilincini ve topluma faydalı bireyler olmanın gerektirdiği kabiliyetleri yaygınlaştırmak istiyoruz. Çocuklarımızın özgüven ve farkındalıklarını geliştirerek bireyselliklerini güçlendirirken, sorumluluk duygusu ve etik değerler çalışmalarıyla toplumsallıklarını da geliştiriyoruz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler