Medya sanatçısı Refik Anadol, bu kez duyguların heykelini yaptı

Sanatçı, daha önce de “Eriyen Hatıralar” sergisinde hatıraların harekete geçirdiği beyin verilerini kullanmıştı. Heykeller İstanbul’un çeşitli noktalarında sergileniyor.

Yayınlanma: 06.04.2019 - 22:17
Abone Ol google-news

Ekibiyle birlikte beyin verilerini görselleştirmeye çalışan, heykelle resim yapan yeni medya sanatçısı Refik Anadol, bu kez de bir ayakkabıyı deneyen 720 kişiden beyin sensörüyle alınan duygu verileriyle bir heykel ortaya çıkardı. Bu heykel, 21 Nisan’a kadar Nike Beyoğlu, İstinyepark, Caddebostan ve Zorlu mağazalarında farklı boyutlarda ve Nişantaşı City’s AVM dış cephe ekranında sergileniyor.
Anadol, 12 kişilik bir ekip olduklarını söylerken, “Yapay zekâ uzmanı, mimar, ressam ve kod yazan tasarımcılarla birlikte çalışıyorum. Kendim de programcıyım. Ekip olarak her zaman görülemeyeni görmeye, imkânsızı imkânlı hale getirmeye çalışan bir tarafımız var” diyor. Anadol’la yeni işini ve projelerini konuştuk.

‘Anıları saklama isteği’

- Nasıl anılar ortaya çıktı? Neye göre sınıflandırabilirsiniz?

Genel olarak herkesin en ortak noktası “odak” noktası olmuş. Yani aslında herkesin benzer bir heyecan noktası oluşmuş. Aslında bu şunu okumamızı sağlıyor: İnsanoğlu olarak hayattaki deneyimlerimizin hepsi yeni bir heyecanla beraber geliyor. Bu heyecanın yanında o anın değerinin bilincinde olan kişiler, odağını da yüksek tutabiliyor. Dolayısıyla bu biricik durum veriye de yansıyor. Özel anların farkına varmanın her zaman bilincinde olmayı, o anı hapsetmeyi ve saklamayı çok istiyoruz, herhalde benzer bir iç kaygı olabilir. Özellikle bize dair en biricik veri olan duygular ve hatıraların egodan arınmış, kişiselliği bozmadan ihlal etmeden kullanılabilen ve bizi biz yapan değerlerin her zaman öne çıkaran şiirsel sorular sorduran ilham verdiren projelerde yer almak her zaman için en büyük hayalim. Umarım daha fazla yapma şansım olur.

- Gelecekteki projeleriniz neler? NASA ile olan bir projeniz de var, onu anlatabilir misiniz?

NASA projesi önümüzdeki yıl açılmak üzere NASA JPL’in ana binasında kontrol merkezinin girişinde bir ekran çalışması. Bu ekranlarda NASA’nın aktif olarak görevde bulunan birçok sensörünün, cihazının ve uzay aracının giden gelen verileriyle, lokasyonlarıyla bir heykel çalışması olacak. Heykel daha çok eğitim amaçlı. Olabildiğince izleyicilerin o anki aktif NASA görevlerini, dünyanın başka dünyaları arama hikâyesinden yola çıkıyor.

‘Kültürel değerler başka’

- Ülkedeki sanat ortamını nasıl değerlendirirsiniz?

Burada ilk olarak teknoloji belirleyici. Binlerce yıldır ne zaman bir teknoloji, bir buluş ortaya çıksa onun sanata olan ilişkisi, sorularının ortaya çıkacağı aşikâr. Fakat şu an ilk defa belki de başımıza gelen şeyi daha hızlı paylaşabiliyoruz. Yani ilk ateşin bulunduğu zaman ateşin bulunduğuna dair haberinin bile paylaşılması, yemek ya da aynı teknolojiyle silah da yapılabiliyor olmasının kontrast dünyası vardı. Şu an daha hızlı öğrenebiliyoruz. Bu kaygılar arasında aslında Türkiye’deki güncel sanatın teknolojik ilişkileri kurgulamasının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Kaygıları farklı olan bir coğrafyadayız. Başka kültürel değerlerimiz var. Ama gideceğimiz yer sonuçta gelecek. Umuyorum sanat alanında da teknoloji odaklı sorular sordurabilen, ilham veren projeler ortaya çıkacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler