Rota değişikliği mi?

68. Cannes Film Festivali ana seçkileri açıklandı.

Yayınlanma: 17.04.2015 - 10:05
Abone Ol google-news

Nerede olursa olsun, Kaptan Köşkü’ne yeni bir ad geldiğinde, bu soru kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Cannes gibi dünyanın en önemli sinema festivali söz konusu olduğunda, soru doğallıkla küresel bir önem içerir. Kaldı ki, yöneticilerinin genellikle çok uzun süre görevde kaldığı, tutarlı bir sinema çizgisi izleyerek zamana uyum sağlamayı başardığı, ilk sırayı kimseye kaptırmayan bir etkinlikten söz ediyoruz...

Geçen yıl, rotayı 35 yılı aşan uzun bir süre boyunca belirleyen emektar kaptan Gilles Jacob’un yarı emekli olarak Cinefondation Vakfı’nın başkanlığıyla yetinmesinden sonra, yerine Canal + televizyon kanalının kurucularından Pierre Lescure’ün getirilmesi, festivalin rotası değişecek mi sorusunu daha da kaçınılmaz kılmıştı.

Yanıt ne evet ne de hayır. Cannes Festivali’ni Titanic’ten de büyük devasa bir yolcu gemisine benzetebiliriz. Rota değişikliği çok yavaş manevralarla gerçekleştirilmek zorundadır. Üstelik, yeni başkan programın oluşturulmasından sorumlu değil; ayrıca, içeriğe pek fazla karışacak bir konumda da bulunmuyor. Festivalin sanat çizgisini belirleyen film listelerini, bu görevi ilk aşamada Gilles Jacob’la birlikte, son on yıl boyunca da bağımsız olarak gerçekleştiren sanat yönetmeni Thierry Frémaux oluşturmakta...

 

16 film açıklandı

Sonuç olarak, bu yılın bir geçiş döneminin doğal belirsizliğini içerdiğini söyleyebiliriz. Dün yapılan basın toplantısında Altın Palmiye için yarışacak filmlerin sadece 16’sı açıklandı: Gus Van Sant ve Nanni Moretti gibi emektar yönetmenlerin dışında Fransız sinemasının dört filmle ciddi bir ağırlık gösteriyor olması dikkati çekiyor. Ayrıca, son yıllarda festivale yöneltilen ‘Neden hiç kadın yönetmen yarışmıyor?’ eleştirisinin göz önüne alındığı söylenebilir. Ana yarışmada iki Fransız kadın yönetmenin bulunması dikkati çekiyor. Yarışma dışı sunulacak olan açılış filmi “Başı Dik”in de (La Tête haute) başka bir Fransız kadın yönetmenin, Emmanuelle Bercot’nun imzasını taşıdığı göz önüne alındığında, cinsel eşitlik konusunda çok önemli(!) bir adım atıldığı söylenebilir...

 

‘Başı Dik’

Bu arada, ciddi sosyal içeriğiyle de dikkati çektiği söylenen “Başı Dik”in, açılış filmlerinin geleneksel ‘hafifliğine’ ters düşüyor olması da, sanat sinemasına verilen önemden taviz verilmeyeceği mesajını taşıyor olabilir.

Woody Allen, George Miller ve Barbet Schroeder’in son filmlerinin yarışma dışı programlanması da, festivalin yıllardır sadık kaldığı usta yönetmenleri sevgi ve saygıyla izliyor olmasının yeni bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Ne Altın Palmiye yarışında, ne de “Belirli Bir Bakış” yan bölümünde şimdilik (önümüzdeki haftalarda yaklaşık on film daha listelere alınacak) Türk sinemasından bir örnek yok ama, Kısa Film Altın Palmiye yarışına katılacak 9 film arasında Ziya Demirel imzalı “Salı”nın bulunması genç Türk sinemasına yönelik umutları tazeliyor. Bu arada, Rezan Yeşilbaş’ın, 2012’de, “Sessiz” ile kısa film dalında Altın Palmiye kazandığını da anımsayalım. Önümüzdeki haftalarda, Coen kardeşlerin başkanlık görevini üstlendikleri ana jüri üyelerinin, resmi programa seçilen yeni filmlerin ve bağımsız yan bölüm seçkilerinin açıklanmasıyla, 13 -24 Mayıs tarihleri arasında Cannes’da izlenecek filmlerin listeleri tamamlanmış olacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler